Antalya'da mermer ocaklarının kapatılması için çabalarken öldürülen Ali Ulvi- Aysin Büyüknohutçu çiftinin asırlık sedir ve çam ağaçlarının bulunduğu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı bölge halkının da desteğiyle yaklaşık 6 yıl sürdürdüğü hukuk mücadelesi sonuç verdi. Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun öldürülmeden önce sözcülüğünü yaptığı TORAÇDER, mücadeleyi devam ettirerek ruhsatsız faaliyet gösteren başka bir mermer ocağını daha kapattırdı.
Finike'deki Kızılcık Yaylası'nda evinde geçen 9 Mayıs'ta eşi Aysin Büyüknohutçu (61) ile birlikte öldürülen çevreci Ali Ulvi Büyüknohutçu (61), asırlık sedir ve çam ağaçlarının bulunduğu Alacadağ, Gökçeyaka, Kızılcık ve Adala gibi bölgelerdeki taş ve mermer ocaklarına karşı bölge halkının da desteğiyle yaklaşık 6 yıl hukuk savaş verdi. Büyüknohutçu, Alacadağ Kızılcık Yaylası'nda bir mermer ocağına valilikçe verilen 'ÇED gerekli değildir' raporu ve maden arama izin belgesinin mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle bölge sakinleriyle dava açtı. Davayı kazanan Büyüknohutçu, Bartu Mermer firmasına ait ocağı kapattırdı. Ali Ulvi- Aysin Büyüknohutçu çifti, binlerce sedir ve kızılçam ağacının yanı sıra, yabani hayvanların yaşam alanı da olan bölgede faaliyet sürdüren diğer taş ve mermer ocaklarının kapatılması için mücadele ederken cinayete kurban gitti. Ali Ulvi Büyüknohutçu'nun öldürülmeden önce sözcülüğünü yaptığı TORAÇDER, mücadeleyi devam ettirerek ruhsatsız faaliyet gösteren başka bir mermer ocağını daha kapattırdı.
TORAÇDER, Büyüknohutçu çifti öldürülmeden yaklaşık 1 yıl önce, ruhsat süresi dolduğu halde çalışmaya devam eden Bahçeci Mermer firmasına ait mermer ocağının kapatılması için Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. Orman Genel Müdürlüğü, 1 Şubat 2017 tarihli resmi yazısıyla, firmanın uzatma talebinde bulunmaması nedeniyle izinlerini iptal ettiğini bildirdi. Biri 2007, 7'si de 2009 yılında alınan izinlerin tamamının Ekim 2015'de dolduğu, izin süreleri uzatılmayan mermer ocağının, Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'nün izin iptal kararına rağmen faaliyetini sürdürdüğü tespit edildi.
TORAÇDER yönetimi, avukat İsmail Doğan Tunçbilek aracılığıyla, izni uzatılmamasına rağmen faaliyetini devam ettiren mermer ocağı hakkında BİMER'e şikayette bulundu. BİMER'e yapılan şikayette, firmanın 24 Ekim 2015 tarihine kadar verilen izin süresinin dolmuş olması ve firmanın süresi içinde izin süresini uzatma talebinde bulunmamasından dolayı Antalya Orman Bölge Müdürlüğü'nün 17 Ocak 2017 tarihli oluru ile izinlerinin iptal edildiği belirtildi. Buna rağmen çalışmaya devam eden firmanın yeniden izin talebinde bulunduğu ve yetkisi iptal edildiği halde şirketin mermer çıkarma işlemlerine göz yumulduğu kaydedilen şikayette, Maden Kanunu 7'nci maddesine aykırı olduğu için ocağın kapatılması istendi. Şikayet üzerine Bahçeci Mermer'in Alacadağ'daki ocağındaki faaliyeti bu hafta itibariyle durduruldu.
TORAÇDER'den yapılan açıklamada, “Evlerinde katledilen çevreci arkadaşlarımız Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu'nun yürüttüğü mücadeleyi, TORAÇDER olarak devam ettireceğimizi kamuoyuna açıklamıştık. Doğa talanının durdurulması talebiyle başlatılan mücadele için öncelikle şunu belirtmek istiyoruz ki, 'Anayasa'nın doğayı ve çevreyi korumak her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ödevidir' maddesi gereğince mücadelemizi devam ettiriyoruz. Anayasa vatandaşlara 'askerliğini yap, vergini öde' gibi ödevler vermiştir. Yine aynı şekilde, TORAÇDER olarak biz de anayasanın bize verdiği 'sedir ve çam ormanlarını koru' ödev ve görevini yerine getirmekteyiz" denildi.
Finike'de, sedir ormanlarında faaliyet gösteren bir taş ocağı şirketinin Maden Kanunun 7'nci maddesine aykırı hareket ettiği belirten açıklamada, 'Orman sahasındaki madencilik faaliyeti için Orman Kanunu gereğince izin alınır' emredici hükme rağmen izin almaksızın çalışmaya devam ettiği ve buna resmi makamlarca göz yumulduğu belirtildi. Açıklamada, "Bu durum ne yazık ki, Orman Kanunu'nun 'Dağ Kanunu' haline gelmesidir. Bununla ilgili sorumlu ve yetkili kamu görevlileri hakkında gerekli suç duyuruları yapılacaktır. Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin başlattığı bu kutsal mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye için olumlu bir örneği Finikelilerle yaratmakta kararlıyız. Ardıç, katran, çam ve sedir ağaçlarını, çevreyi ve ormanı korumaya devam edeceğiz. Ayrıca bu olay yetkili ve görevli makamların takip edilmesi gereken ÇED sürecini takip etmediklerini ve belgenin bir formaliteden ibaret olduğunu göstermektedir" ifadelerine yer verildi.