Öldürülen gazeteci Javier Valdez'in kaleminden Meksika'da gazeteci olmak

Öldürülen gazeteci Javier Valdez'in kaleminden Meksika'da gazeteci olmak

Gazeteci Javier Valdez her an öldürülebileceğini biliyordu.

Meksika'nın ölümcül uyuşturucu ticaretini korkusuzca ifşa eden ödüllü bir muhabir olarak geçen yıl yayınlanan kitabının tanıtım etkinliğinde gazeteci olmanın "kara listede olmak" anlamına geldiğini söylemişti.

Kendisinin de vurguladığı gibi, karteller sizi öldürmek istiyorsa hükümetin vereceği koruma sözlerinin pek bir anlamı olmuyor:

"Kurşun geçirmez yeleğiniz ve korumalarınız bile olsa eğer çeteler sizi öldürmek istiyorsa öldüreceklerdir."

50 yaşındaki gazeteci Pazartesi günü Meksika'nın Sinaloa eyaletinde aracından sürüklenerek çıkarıldı ve vurularak öldürüldü.

Valdez 30 yıllık kariyerinde, El Chapo lakaplı uyuşturucu baronu Joaquin Guzman'ın çetesinin etkisinde olan Sinaloa eyaletinde Riodoce gazetesini kurdu.

Ulusal çapta yayın yapan La Jornada gazetesine de muhabirlik yapan Valdez, Meksika'nın kanlı yeraltı dünyasındaki gençleri inceleyen Los Morros del Narco (Uyuşturucu Çetelerinin Çocukları) kitabı da dahil olmak üzere kitaplar yazdı.

Basının en fazla baskı altında olduğu ülkelerden biri olan Meksika'da muhabirlerin karşı karşıya kaldığı risklere toplumun dikkatini çeken konuşmalar yaptı.

Onun sözleri hem doğruları söylemenin bedelini hem de bunu yapmaya devam edenlerin cesaretini gösteriyor.

Geçen ay Valdez, ifade özgürlüğü örgütü Index on Censorship'e 2009 yılında Riodoce'nin ofisine gerçekleşen el bombalı saldırıdan bahsetmiş ve saldırının yalnızca maddi zarar verdiğini belirtmişti.

Meksikalı gazeteci şöyle konuşmuştu:

"Belli cinayetleri veya uyuşturucu baronlarını incelemeyi bırakmamı söyleyen telefonlar aldım.

"Bazı önemli bilgileri yayınlayamadım çünkü yayınlasam ailemi öldürebilirlerdi.

"Bazı kaynaklarım öldürüldü veya yok oldu… Hükümetin ise umurunda değil. Sizi korumak için hiçbir şey yapmazlar. Bunu pek çok örnekte gördük."

Gazetecileri Koruma Komitesi'ne (CPJ) göre Meksika'da son 25 yılda en az 40 gazeteci öldürüldü.

Javier Valdez'in kardeşi Rafael Valdez, Fransız haber ajansı AFP'ye konuşarak kardeşinin ailesini işinin getirdiği tehlikeye bulaştırmamaya çalıştığını söyledi:

"Konu işine gelince çok kapalıydı. Kimseyi bu işin içine çekmemek için işi hakkında hiç konuşmazdı.

"Ona birkaç kere korkup korkmadığını sordum. Evet dedi, sonuçta o da bir insandı. Neden hayatını riske attığını sorduğumda ise 'Yapmayı sevdiğim ve birilerinin yapması gereken bir iş. Bir şeyleri değiştirmek için savaşmak gerekir' demişti."

Bazen muhabirler ölüm tehdidi nedeniyle Meksika'yı terk etmek zorunda kalır, ülkeye geri dönmeleri durumunda öldürüleceklerini bilerek.

"Artık evlerini internet üzerinden görmekle yetinmek zorundalar. Ömürlerinin geri kalanını ailelerinden uzakta sürgünde geçirecekler" demişti Javier Valdez.

Mart ayında Valdez'in çalışma arkadaşı, La Jornada gazetesinin adliye muhabiri Miroslava Breach çocuklarının gözü önünde 8 kurşunla öldürülmüştü. Tetikçi olay yerinde "Gevezelik ettiği için" yazan bir not bırakmıştı.

Valdez bu cinayet hakkında Twitter'da öfke dolu paylaşımlarda bulunmuş, "Bu cehennemi yazmanın bedeli ölüm cezasıysa bırakın hepimizi öldürsünler. Sessizliğe hayır" ifadelerini kullanmıştı.

CPJ'e göre 2017'de öldürülen diğer Meksikalı gazeteciler ise Maximino Rodriguez ve Cecilio Pineda Birto.

Meksika'nın vahşi çeteleri muhbir kullanmalarıyla ünlü.

Valdez, Narcoperiodismo (Narko Gazetecilik) kitabını yazarken, çetelerin casuslarının sıklıkla yerel gazetelere sızmayı başardığını fark etti.

"Ahlak sahibi ciddi gazetecilik çatışma dönemlerinde çok önemlidir fakat burada uyuşturucu çeteleriyle ilişkili gazeteciler var" demişti Index on Censorship'e:

"Bu da bizim işimizi daha karmaşık hale getiriyor çünkü kendimizi hem siyasetçilerden hem uyuşturucu çetelerinden hem de diğer gazetecilerden korumak zorundayız."

Narko Gazetecilik kitabında gazetecilerin uyuşturucu çeteleri tarafından nasıl sürgüne mahkum edildiğini, yolsuzlaştırıldığını, öldürüldüğünü, terörize edildiğini anlatırken çeteler tarafından satın alınan siyasetçiler ve polisler tarafından nasıl ihanete uğradıkları da aktarılıyor:

"Bu sadece uyuşturucu ticareti sorunu değil, artık insan kaçırıyorlar, gasp ediyorlar. Silah, bira ve alkol ticaretini kontrol ediyorlar. Hastaneler, polis, ordu ve hükümetteki insanlar da avuçlarının içinde. Uyuşturucu çeteleri her yerde."

Valdez bağımsız bir gazeteyi ayakta tutma mücadelesinde yalnız kalmasından ötürü öfkeliydi ve ilgisizlik nedeniyle gazetesinin kapanmasından endişeleniyordu:

"Gazetecileriyle dayanışan ve onları koruyan bir toplum göremiyorum.

"Riodece'de hiçbir şirket sahibinden veya finans grubundan destek almıyoruz. Eğer bir gün batma noktasına gelmeyecek. Hiçbir müttefikimiz yok.

"Daha fazla görünürlüğe, aboneliğe ve manevi desteğe ihtiyacımız var ama tem başımızayız. Bu şartlar altında uzun süre var olamayız."

Valdez'e göre Meksika ölümlere, kötülüğe ve istismara alışmıştı. Bir ulus, kabullenmek mücadele etmekten daha kolay olduğu için seri cinayetlere teslim olmuştu.

Ama öldürülmeden iki ay önce bile direnmekte kararlı olduğunu söylüyordu Valdez:

"İçimde kötümser bir herif yatıyor, huzurunun kaçırılmasından rahatsız olan gözleri yaşlı yaşlı bir adam gibi hisseden, stresli ve kasvetli. Ama aynı zamanda hayal kuruyor.

"Benim, dipsiz bir çukura düşmeye devam etmeyen başka bir ülke hayalim var, ailem ve diğer Meksikalılar için."

Meksika Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto, Valdez'in öldürülmesinin "korkunç bir suç" olduğunu söyledi ve suikastı kınadı. Nieto, hükümetin basın özgürlüğüne sadık kalmaya devam edeceğini belirtti.

Geçen hafta, gazetecilerin öldürülmesi de dahil olmak üzere ifade özgürlüğüne karşı suçlarla mücadele etmek için yeni bir savcı atandı.

Savcılık, Valdez suikastının soruşturulmakta olduğunu açıkladı, yetkililerin Valdez'in yakınlarını ve iş arkadaşlarını koruyacağını açıkladı.