Bilim dünyası ilginç bir araştırmaya daha imza attı. İnsanlığın en önemli gizemlerinden biri olan ölümle yaşam arasında gidip gelme sırasında yaşananlar bilimsel bir bakışla yeniden gündeme geldi. Ölüm anında insanların bilincinin ne kadar açık olduğunu ve o saniyelik zaman sürecinde neler gerçekleştiği araştırıldı. Araştırmanın sonucunda ölümün tek bir ana ait bir şey olmadığı, devam eden bir süreç halinde gerçekleştiği ortaya çıktı. Yani 'Hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti!' lafının doğruluğu bir anlamda kanıtlanmış oldu.
'Ölüm Sonrası Aslında Ne olur' kitabının yazarı Doktor Sam Parnia ve ölüm sonrası 'bilinci' inceleyen uzmanlar, bir an için öbür dünyaya yolculuk eden insanların anlattıklarına bilimsel açıklamalar getirmeye çalışıyor.
Acil müdahale sırasında bilinçlerinin açık ve olan bitenden haberdar olduklarını belirten hastaların ifadeleri için Doktor Parnia, bu tür durumların ölüm sonrasını öğrenmekten öte doktorlara acil müdahale pratiği yapma şansı verdiğine inanıyor.
Yukarıdan izleme
Geri dönüş yaşayanların yüzde 10 ila yüzde 20'sinin, bilinçlerinin sürekli açık olduğunu, bir kısmının ise acil müdahale esnasında sağlık görevlilerini yukarıdan kendilerini izlediğini söylediğini belirten Dr. Parnia şöyle devam ediyor:
"İnsan öldüğünde beyindeki kan dolaşımı da duruyor ve beyin fonksiyonlarını yerine getiremiyor, bu sebeple bilincin açık olma durumu her ne kadar gerçekliğini yitirse de doktorların kan dolaşımını tekrar başlatacak mucizevi bir müdahalede bulunmaları az da olsa bilinç durumunu tartışılabilir hale getiriyor."
Bilim genel bir ifadeyle nabzın durmasıyla birlikte ölümün de gerçekleştiğini açıklıyor, fakat bilimsel araştırmaların asıl ilgilendikleri kısım, kalbin durması ve hücrelerin ölmeye başlamasından sonra gerçekte beyinde nelerin gerçekleştiğini öğrenebilmek.
Örneğin nabzın durmasıyla birlikte oksijen miktarının ne ölçüde ve ne hızda değiştiği ölüm süresini belirleyen önemli bir etmen.
Bir adamın hikayesi
Araştırmacılar, dinsel ve felsefik tartışmaların veya geri dönüş hikayelerinin de insanların bu şekilde düşünmelerine ve hissetmelerine neden olduğunu söylüyor.
Bilinen önemli olaylardan biri de 20 yıl önce baptist bir başkanın başına gelen talihsiz bir kaza sonucu yaşadıkları. Ölümcül bir kaza geçiren Don Piper’ın bedeninde yaşama belirtisi bulamayan sağlık görevlileri, uzman bir doktorun gelmesini beklemek üzere cesedin üzerini örttüklerini ve bir rahibin Don’un başında dua ettiğini söylüyor. Bir süre sonra, Don’un da rahiple birlikte duaya eşlik ettiğine inanamayan görevliler ,Don Piper'ın yaklaşık 1 saat kadar ölüm halinde bulunduğunu belirtiyor.
Başından geçenleri sonrasında bestseller olan "Cennet'te 90 dakika" adlı kitabında anlatan Don, daha önce dünya da hiç işitmediği şarkıları duyduğunu, diğer inananları gördüğünü ve sadece iyi şeyler düşündüğünü anlatıyor.
Yeni bir bilim dalı mı?Doktor Parnia’ya göre, bu tür hikayelerin mistik oluşundan ve yapılan araştırmaların uyandırdığı meraktan öte, ölüm sonrası yaşanan tecrübelerin, doktorlara acil müdahale esnasında sağladığı faydalar daha gerçekçi:
"Bu tür araştırmalar, insan aklı ve bilinci hakkında önümüze daha geniş ve daha nesnel bir alan açıyor, hatta yeni bir bilim dalı bile doğuyor olabilir böylelikle hastalara daha çok yardımcı olabiliriz. Dahası, bu çalışmalar, ölüm esnasında insan aklını ve yapısını incelemek isteyen fizikçiler için fevkalede veriler sunuyor."
Avrupa ve Amerika'da yaklaşık 25 hastane 'bilinç' araştırması için çalışma yapıyor, fakat Doktor Parnia'nında eklediği gibi bu tür incelemeler bir gecede sonuç verebilicek türlerden değil ve en azından 3 yıl daha tahmin edilebilir analizler yapmaya mahal vermiyor.