Koronavirüs'ün Omicron varyantının 11 Aralık'ta Türkiye'de tespit edilmesinin ardından önlem olarak hatırlatma doz aralığı üç aya düşürüldü. DW Türkçe alınan bu tedbiri ve Omicron'lu salgının seyrini uzmanlara sordu.
Koronavirüsün Omicron varyantının Türkiye'de altı kişide tespit edilmesi üzerine yeni önlemler alınıyor. Bu kapsamda, vaka artışını engelleme amacıyla aşıların daha önce altı ay olan hatırlatma doz aralığı üç aya indirildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapılan açıklamada Omicron varyantının yakın gelecekte baskın hale gelebileceği fakat hasta etme gücü açısından olumsuz bir durum olmadığı bildirildi.
DW Türkçe aşı dozu aralığının azaltılması kararını, alınabilecek ilave tedbirleri, Omicron hakkında eldeki bilgileri ve hastanelerdeki yoğunluk durumunu uzmanlara sordu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal kararı olumlu karşıladığını belirtti. Ünal, "Eldeki veriler mevcut aşıların Omicron'a karşı etkililiğinin Delta varyantına kıyasla daha az olduğunu ve bir hatırlatma dozu yapıldığında bunun yüzde 70-75 oranlarına çıktığını gösteriyor" dedi.Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar da hatırlatma doz aralığının üç aya çekilmesini doğru bulduğunu söyledi. Ancak bir şerh de düştü:
"Problemli olarak gördüğüm nokta hatırlatma dozlarının inaktif veya mRNA aşılarıyla, seçenekli olarak yapılabileceğinin açıklanması. Bugün inaktif aşıların etkililiğini tekrar sorgulamamız gerekiyor. Hatırlatma dozlarını mRNA olarak önermekte fayda var."
Almanya Bonn Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniversitesi Yenidoğan ve Çocuk Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soyhan Bağcı ise "Türkiye'de farklı aşı uygulamaları yapıldı. Sinovac üzerine bir doz Sinovac, bir doz Biontech, iki doz Biontech… Biontech üzerine Sinovac… Bu konuda kafalar karıştı. Herkese aynı takvimi uygulamayı doğru görmüyorum" dedi.
Bağcı kendi önerisini ise şu sözlerle aktardı: "İlk Omicron vakaları Türkiye'de tespit edilmeye başlandıktan hemen sonra değişik kombinasyonlarda aşı olan kişilerden antikor yanıtını tespit etmek ve buna göre bir karar vermek daha doğru olurdu."
Soyhan Bağcı Almanya'da bu tip bir uygulamaya gidildiğini sözlerine ekledi.
Koronavirüse karşı aşılanmış olan kişilerle ilgili bu karar alınırken, uzmanlar hiç aşı olmamış kişileri de hatırlattı. Prof. Erbaydar, "Günlük aşı sayılarının sıfıra doğru indiğini görüyoruz. Bu noktada artık mecbur bırakıcı, koşul getirici bazı önlemlere ihtiyaç var. Kimseyi kolundan tutarak zorla aşı yapmak mümkün olmamalı ama aşı olmayanların da belirli alanlara girişleri belirli alanlardan yararlanmaları artık kısıtlanmalı" dedi.
Prof. Ünal da aşısızlara yaptırım getirilmesini dünyanın farklı ülkelerinden verdiği örneklerle savundu:
"Fransa aşı karşıtlığının en yüksek olduğu ülkelerden. Ancak siyaseten başa gelmiş bir kişi oy kaybedeceğini de göze alarak aşı zorunluluklarını onayladı. Keza ABD'de bazı kurallar getirildi. Ama en son getirilen aşı kuralı mahkeme kararıyla durduruldu. Almanya'da bu yönde eğilimler var. Bizde de aşılamayla ilgili zorunlulukların ortaya çıkması gerektiğini düşünüyoruz."
Omicron varyantının ortaya çıkmasının üzerinden yaklaşık üç hafta geçti. Bu varyantın bulaşıcılığı ve öldürücülüğü konusunda da hâlâ birçok soru işareti bulunuyor.
Prof. Necmettin Ünal, Omicron'un Delta'dan en az iki kat daha bulaşıcı olduğunu belirtirken, ağır hastalık oranının ise nispeten daha düşük olduğunu ifade etti.
Prof. Tuğrul Erbaydar da benzer şekilde, "Yurt dışından gelen verilerde Omicron'un henüz daha ciddi, daha ağır hastalık yaptığına dair bulgu yok" dedi.
"Bugün 'Yoğun bakımda yer yok' diyemeyiz"
Salgının başından bu yana hastanelerin servis ve yoğun bakım yükleri de hep endişe konusu oldu. "Şu an servislerde ve yoğun bakımlarda doluluk nasıl?" sorusuna Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Necmettin Ünal şu yanıtı verdi:
"15 gün kadar önce Covid yoğun bakımımızdaki yatak sayısını azaltsak mı acaba diye düşünmeye başlamıştık. Ama Omicron'un çıkmasından sonra Türkiye'de farklı bir seyir olabileceğini düşünerek yatak sayısını azaltmadık. Şu an hastanedeki Covid servis yataklarında önemli oranda boşluk var. Yoğun bakımımızda da boşluk var ancak 15 gün öncesine göre iki misli hastamız var."
Ünal Türkiye geneli için ise, "Aldığım bilgilere göre güney illeri başta olmak üzere bir artış var. Ama şu anda, 'İmdat! Yoğun bakımda yer yok' diyecek bir durum yok" dedi.
Batu Bozkürk
© Deutsche Welle Türkçe