'Öncelik Orta Doğu barışında olmalı'

'Öncelik Orta Doğu barışında olmalı'
T24 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmesinin ardından iki lider bir basın toplantısı düzenledi. Gül, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın en büyük sorununun, Orta Doğu'daki barış süreci olduğunu belirterek, "Bütün dünyanın önceliği, Orta Doğu'da bir barışın tesisi olmalıdır" dedi. Beşar Esad da İsrail ile ilişkilere değinirken, Türkiye'nin önemli bir arabulucu olduğunu ifade edip "İsrail ile savaş çıkmaması için Türkiye ile çaba harcadıklarını söyledi. Gül, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile düzenledikleri ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, "İsrail öyle görünüyor ki savaş tamtamları çalmaktadır. Bunu nasıl yorumluyorsunuz, gerçekten bir savaş gelmekte midir" şeklindeki sorusuna Gül şu yanıtı verdi: "Savaş sözünü, hiç duymak istemeyiz açıkçası. Bu, bölgenin artık kaldırabileceği bir yük değildir. Dünyada artık hiç kimse de bunlara sempatik bakmaz ve duyarsız kalamaz. Herkesin de ona göre politikalarını tespit etmesi, ayağını denk alması gerekir." Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye-Suriye ilişkileri iyileştikçe, Türkiye-İsrail ilişkileri kötü oluyor. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti: "Gerçekten ilişkilerimizin temeli sağlamdır. Türk ve Suriye halkları kardeştir. Sınırların her iki tarafında, birbirinin akrabaları olan insanlar yaşamaktadır. Türkiye ve Suriye ilişkileri bu şekilde gelişirken çevremizdeki komşu veya yakın komşu, bu bölgedeki ülkeler, bunu takdirle karşılıyor ve herkes bundan büyük memnuniyet duyuyor. Diğer ülkeler kendi arasında veya diğer komşularımızla aynı seviyede ilişkileri gerçekleştirme çabaları söz konusu." Bir basın mensubunun, Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasında ara buluculuk konusunda yeniden nasıl bir görev üstlenebileceğini sorması üzerine Abdullah Gül, şunları söyledi: "Şu bir gerçektir, savaşarak neticeye ulaşılamıyor. Diplomasi ile konuşarak, diyalogla neticeye ulaşılıyor. Dolayısıyla bölgede büyük bir problem söz konusu. Bu aslında sadece Orta Doğu bölgesinin problemi değil, sadece Arap-İsrail meselesi değildir. Bu dünyanın en büyük meselesidir. Önce tabii ki İsrail ve Filistinliler arasında Filistin Devleti'nin kendi toprakları üzerinde yaşayabileceği bir devletin kurulması İsrail ile barış içerisinde yan yana yaşanabileceği bir ortam olması. Bu yetmiyor, İsrail-Suriye ayağı ve İsrail-Lübnan ayağının da mutlaka çözülmesi, kalıcı barışın sağlanması gerekmektedir." 'Bugün cesur hareket etmek gerekir'Konuyla ilgili bundan birkaç yıl önce Türkiye'nin, Suriye'nin güveni ve o dönemdeki İsrail hükümetinin desteğiyle elinden geleni yaptığını ve belirli bir noktaya kadar önemli adımlar atıldığını anlatan Gül, "Türkiye'nin tarafsız ve adil tutumunu, o günkü İsrail hükümeti de takdir etti aslında. Maalesef Gazze olaylarından sonra devam etmek mümkün olmadı. Tekrarlıyorum, Suriye tarafı hazır olduklarını belirtiyor görüşmelere ve aynı yerden başlanmasıyla ilgili. Bu konuda ülkemize gösterdiklerini güven ve itimat için teşekkür ediyorum. İsrail tarafından açıkçası bir ses duymadık. Gelecek nesilleri düşünerek hareket etmek lazım. Bu bakımdan bugün cesur hareket etmek gerekir. Umarım bu konuda girişimler ve çalışmalar başlar" diye konuştu. 'Filistin meselesi sadece bir Arao konusu değildir'Bir başka soru üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, Kudüs'ün sadece bir Filistin meselesi, sadece bir Arap konusu olmadığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kudüs, bütün Müslümanları ilgilendiren bir konudur. Bu bağlamda son dönemlerde oradaki tekrar yapılaşmayı yıkılan evleri, tarihi dokunun bozulmasını çok tehlikeli bir gidişat olarak görüyoruz. Birden bire olayların kontrol edilemez hale gelmesinin çok önemli bir nokta olduğunu, bunun herhangi bir coğrafyada herhangi bir değişiklik veya herhangi bir ev yapma, inşaat yapma olmadığını görüyoruz. Bununla ilgili çok hassasız."      'Savaş olmaması için Türkiye ile çaba harcıyoruz'     Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, "İsrail öyle görünüyor ki savaş tamtamları çalmaktadır. bunu nasıl yorumluyorsunuz, gerçekten bir savaş gelmekte midir" sorusuna Cumhurbaşkanı Gül'ün verdiği cevaba katıldığını, savaşı kimsenin istemediğini belirterek, savaşın olmaması için Türkiye ile çaba harcadıklarını ifade etti. Bir soru üzerine Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkiler hakkında hem lehte hem de aleyhte çeşitli görüşler bulunduğunu söyleyen Esad, halk genelindeki görüşün ise bu ilişkinin geliştirilmesi yönünde olduğunu belirtti. Beşşar Esad, "Suriye ile Türkiye ilişkileri geliştikçe İsrail ile kötüleşiyor şeklindeki yoruma katılıp katılmadığı yönündeki bir soruyu yanıtlarken, "Pratikte herhangi bir tarafın böyle bir çabayla karşılaşmadığını belirterek, "Suriye'de Türkiye ile ilişkilerin bozulmasına yönelik tek bir çabayla karşılaşmadık" dedi. 'Türkiye'nin arabulucu rolünü sürdürmesini isterim'Bir soru üzerine İran'ın nükleer meselesinde Türkiye'nin ara bulucu rolünü değerlendiren Esad, "Türkiye'nin önemli rolünü sürdürmesini isterim. Türkiye ile İran arasında bir güven oluşmuştur. Türkiye, bütün dünya ülkeleriyle iyi ilişkilere sahiptir. Ama herhangi bir girişimin temelinin olması gerekiyor. Kitle imha silahlarının önlenmesini biz imzalamışız. Nükleer enerjinin barışçıl amaçla kullanılması bir haktır" görüşünü dile getirdi. Bu konuda Batı ülkelerinin tavrını eleştiren Esad, "Kime güvenileceği kime güvenilmeyeceği hakkında kim bu devletlere hak verdi" ifadesini kullandı. Esad, İslam Konferansı Teşkilatının, İsrail'in yaptıkları karşısında Arap ve Müslümanları nasıl harekete geçireceği yönündeki bir soruyu şöyle yanıtladı: "Uluslararası güçlerin rolü nedir? İsrail'in yapmış olduğu, kabul edemeyeceğimiz şeylerden dolayı sadece kınanıyorsa, bu İsrail'i tabii fazla etkilemiyor. Bizim tutumumuz açıktır: Topraklarımız işgal altındadır. Ama Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri var. En azından bahsetmekte ve kınamaktadır, ama bu söylemler bir sonuç gerçekleştirmez." Bu arada Suriye ve Türkiye arasında basın yayın alanında iş birliği anlaşması Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim tarafından imzalandı. "Nusaybin ve Kamışlı kara hudut kapılarının ortak kullanımına ilişkin anlaşmaya" da Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile El-Muallim imza koydu.