BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, barış sürecinin filmini çekmeyi düşündüğünü belirterek, Abdullah Öcalan’ın kendisini oynamasını istediğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ortak bir aday çıkarılabileceğini vurgulayan Önder, “Kazanırız kazanmayız, onu süreç gösterecek ama CHP’den çok oy alırız” diye konuştu.
Hürriyet gazetesinden Okan Konuralp’in sorularını yanıtlayan Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecine ilişkin, “Barış, elimizi uzatsak tutabileceğimiz kadar yakın. Eğer günlük dar siyasi hesaplara kurban edilmezse, bunun gerçekleşmesinin önünde hiçbir engel yok. Bu heyetler, dışarıda olup biten hiçbir şeyi bu masaya taşımadan, bir ortak gelecek tasavvuruyla otururlarsa masaya, işte barış tutacağımız kadar yakın” dedi.
Abdullah Öcalan’ın sadece zaman kaybına sinirlendiğini söyleyen Önder, “Öfkelendiği tek şey gördüm; zaman kaybı. Zamanın geri döndürülemez bir şey olduğu vurgusuyla akıp giden ya da kuru tartışmalarla, kuruntularla geçirilen her güne öfkesi var. Onun dışında ne bir isme, ne bir şahsiyete karşı. Son olarak, sürecin filmini çekmek isterim ama şimdi değil. Öcalan’ı da inşallah kendisi oynar” dedi.
Önder İmralı görüşmeleri hakkında şunları söyledi:
“Kosterin avukat alerjisi varmış (gülerek), doktora göstermişler, avukat binince rahatsızlanıyormuş. Donanımlı bir koster. Hız, mil, bunlarla dolu konuşmalar oluyor. Gidişte ve dönüşte çay, kahve ikram ediyorlar. Yine Başbakan duymasın ama kosterin dışında da olsa sigara içiyorum, yani İstanbul ile İmralı arası yaklaşık 4-5 sigara molası sürüyor. Yılmaz Güney’in adada bir hücre evi olduğunu biliyordum. Evin, adanın bulunduğumuz yerden gözükmeyen bir yerinde olduğunu söylediler. Yoksa Yılmaz’ın yaşadığı yeri görmek isterdim. İnşallah ileride ada bir barış müzesi olur, gider ziyaret ederiz. Şimdilik imkansız gibi duruyor.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ortak bir aday belirlenebileceğini vurgulayan Önder sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gezi ruhundan bir şey anlamak, forumlarda ortaya çıkan kolektif aklın belirleyeceği ve manifestosunu oluşturacağı bir ortak aday etrafında birleşmekle mümkündür.
BDP olarak bayramdan sonra bu konudaki kararımızı vereceğiz, adayımızı da belirleyeceğiz. Bizim henüz adayımızı belirlememe tutumumuz bütün bu forumları, bütün bu yerel temsiliyetleri, inançları, sivil toplum örgütlerini, sol örgütleri, emek örgütlerini ortaklamak yoluyla olacak. En şahane aday da olsa tepeden inme bir aday belirleme bize göre değildir. Kazanırız kazanmayız, onu süreç gösterecek ama CHP’den çok oy alırız. Kendi il başkanlarının deyimiyle bol sıfırlı çeklerle verilen tüm kaporalar da yanar.”
“Başbakan okuyunca buna kızacak ama gittiğim hiçbir devlet dairesinde sigara içmeden konuşamadığım için göreceli bir özerkliğim var” diyen Sırrı Süreyya Önder, “Bana ve Ahmet Türk’e böyle bir özerklik veriyorlar. Ankara, yapısı gereği kamu binaları soğuk yerler. Benim de açıkçası çok alışkın olduğum bir yer değil. Bir gün iktidar olursak ilk muhalifi de sanırım ben olurum. İktidar kavramının kendisiyle, cins iktidarından, fiziksel ve siyasi iktidara varana değin, hepsinin bozucu ve eksiltici olduğuna inananlardanım” ifadelerini kullandı.
“Ömrümde birkaç şişeden fazla içki içmemişimdir” diye konuşan Sırrı Süreyya Önder “İnsanlar müthiş bir içki meclisi adamı olduğumu sanıyor. Oysa ahir ömrümde, 52 yaşındayım, içtiğim bütün içkileri toplasanız bir kaç şişeyi bulmaz. İçkiyle başım hoş değil. Ne içersen iç ancak kafan kadar uçarsın sözüne çok inanırım” dedi.
Söyleşinin tamamını okumak için tıklayınız.