Hülya Karabağlı / Ankara
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Taksim Gezi Parkı'nda olan bitenin perde arkasını TBMM Genel Kurulu'nda, "ilk defa dinleyeceksiniz" sözleriyle anlattı. Önder, "Orada olan büyük bir derbederlik. Derbeder bir proje yapılmış. Tretuvar yok. Kaldırım yok. Başbakan’dan 'Nasıl kaldırımı unuttunuz zılgıtı yememek için, dış mihraklar, iç mihraklar bir yerde planlanmış' diyorlar" dedi. Önder, kaldırım işini çözmek için gezi parkında yer kazanma hesapları yapılarak oldubitti’ye getirilmek istendiğini anlattı. BDP'li Önder'in genel kurul tutanaklarına yansıyan konuşması şöyle:
Yapılacak iş şudur: Halkı karar süreçlerine katmak, bu kadar basit. "Gelin, kardeşim, sen kendi bölgen için ne istiyorsun?" Çünkü yönetme hakkı, size yüzde 50 ya da yüzde 100 oy verilmiş olsa bile, yönetme hakkı sizin bu ağacı kesme hakkınızı içermez. O bir canlıdır, onun bir iradesi yok. Onu, kendini bilen insanlar ona siper olur.
Orada karıncanın ağzı yok, dili yok… Ağacın hakkını korumanın siyasal bir yönü varsa bunu da kabul ederiz; evet, onu da savunduk orada. Fakat böyle yapmazsanız da Gayretullah'a dokunur. Orada olan ne? Orada olan büyük bir derbederlik; Başbakandan zılgıt yememek için, Başbakandan zılgıt yememek için sütre gerisine atıp bir sürü tezvirat üretmek.
Olanı ben size anlatayım -ilk defa dinleyeceksiniz. Lütfen…- o da şu: Adı Yayalaştırma Projesi ya buranın. Böyle derbeder bir proje yapılmış, İl Koruma Kuruluna o projeyi onaylatmışsınız. İl Koruma Kurulu da otomatik dercetmiş, demiş ki: "Eğer yetişkin ağaç varsa, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan karar almanız gerekiyor ve bir uzmanın orada bulunması gerekiyor." Peki, buraya kadar tamam. İstediğiniz izni almışsınız fakat derbederlik fiiliyata döküldüğünde ortaya çıkmış. Ne olmuş? Yayalaştırma alanı olarak yapılan yerde bakmışsınız ki yayaya yürüyecek tretuvar yok, kaldırım yok. Bunun üzerine o "Paşa gönlün bilir" kriteri devreye girmiş, demişler ki: "Bu gezi parkından 8 metre, uzunluğu da 80 metre, burayı alırız hemen bir oldubittiye getiririz, kaldırım işini de çözmüş oluruz." Olan biten bu. Beni tekzip edecek her belgeden, bilgiden özür dilerim. Aha buradayım, getirin deyin ki böyle olmamış.
Şimdi, bunu Başbakana anlatmamak için… Çünkü soracak "Nasıl kaldırımı unuttunuz? Adı Yayalaştırma Projesi, içinde kaldırım yok" Bu zılgıtı yememek için bu sayın vekilin elindeki gibi, dış mihraklar, iç mihraklar bir yerde planlanmış. Evet, ben planladım, onları planlayanların içinde ben de varım. Saatini, yerini…
O ağaç nereye nakledilmiş? Rızayı Allah için hele bir gelin gösterin bana. 8 taneyi söktük, şuraya diktik… Bunu bir gösterin.Gözümün önünde kepçe vurup vurup devirdi.
Hadise şu: Gelindi bu noktaya. Demokratik bir farkındalık kazandı devlet ve Hükümet de, kazın ayağı öyle değilmiş, perdeliymiş bunu gördü. Şimdi, bu süreci toparlamak lazım. Bu sözüm bütün Genel Kurula, kendimi de katarak. Bir mahalle kavgası bile böyle ayrılmaz. Bir mahalle kavgası bile aha bu dediğiniz, yaklaştığınız şekilde sulhusalah bulmaz.
Dolayısıyla, orada zaten sorun ruhsatta olmamasına rağmen, parktan 8 metre derinlik, 80 metre uzunluğunda bir yeri tıraşlama, o planda akıl edemedikleri yaya geçidi için orada bir yer yaratma, bunu da oldubittiye getirme.