Onur Yeser Can'ın gözaltı tutanağı değiştirilmiş!

Onur Yeser Can'ın gözaltı tutanağı değiştirilmiş!

Polisler tarafından gözaltında yapılan işkenceye dayanamayarak intihar eden Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddia edilen Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli iki polis memurunun yargılanmasına devam edildi. Mahkemeye ulaşan Ulusal Kriminal Büro raporunda, Onur Yaser Can ile ilgili narkotik şubenin bilgisayarlarındaki belgelerde değişiklik yapıldığı tespit edildi.

DHA'dan Özden Atik ve Hayati Kılıç'ın haberine göre, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6. celsesi görülen davaya, baba Mevlüt Can ve kızı Ezgi Sevgi Can ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı İsmet Karabulut, Ulusal Kriminal Büro tarafından 2 Eylül 2016 tarihli raporun gönderildiğini, raporda Onur Yaser Can ile ilgili narkotikteki bilgisayarlarda bulunduğu bildirilen toplam 11 belgeden sadece iki tanesine ulaşılabildiği ve bu iki belgelerde de değişiklikler yapıldığının tespit edildiğini belirtti.

 

'Amirler hakkında da işlem yapılsın'

 

Rapor üzerine söz alan Can ailesinin avukatı Ercan Kanar, "Ulusal Kriminal Büro tarafından sunulan rapor, bizim iddiamızı tamamen doğrulamaktadır. Raporda, söz konusu belgelerde değişiklik yapıldığı yönünde ibareler mevcuttur. Soruşturmayı yürüten Komiser Hakan Aydın ve yardımcısı FETÖ soruşturması kapsamında Urfa'da tutuklanmıştır. Uluslararası Sözleşmeler dikkate alındığında astın gerçekleştirmiş olduğu suç teşkil eden eylemlerden amir konumunda bulunan kişilerin de sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle amirler hakkında işlem yapılması talebimizi yeniliyoruz" dedi.

 

Özel bilirkişi raporu beklenecek

 

Mahkeme heyeti, şikayetçi tarafa özel bilirkişiden alacakları raporu sunması için süre verilmesine, rapor geldikten sonra diğer taleplerin değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

28 yaşındaki mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 yılında İstanbul Harbiye'de esrar satın aldığı iddiasıyla narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. Can, götürüldüğü Narkotik Şube Müdürlüğü'nde polisin işkence, cinsel taciz ve aşağılamalarına maruz kaldı. "Çıkış Doktor Raporu" da işkence şüphelisi polislerin yanında hukuk dışı olarak düzenlendi.

Salıverilmesinin ertesi günü polislerin telefonla arayarak, tutanaklardaki "tarih hatasının düzeltilmesi" gerekçesiyle yeniden emniyete çağrılan ve başkaları aleyhinde ifade vermeye zorlanan Can, bir avukata başvurdu. İfadesi işkence altında iki kez alınmış olmasına rağmen, polisler üçüncü kez emniyete çağrınca Can, 23 Haziran 2010'da oturduğu evin balkonundan kendini atarak intihar etti.

Can'ın ölümüne neden olan Soner Gündoğdu ve Salih Bahar hakkında “sahte resmi evrak düzenleyip kullandıkları” gerekçesiyle İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Gündoğdu ve Bahar'a 2012 yılında görülen duruşmada 2'şer yıl 6 ay hapis cezası verildi. Yargıtay Başsavcılığı, kararın onanmasını istedi. Tebliğnameden sonra, bu süreci kaldıramayan anne Hatice Can da hayatına son verdi. İki polise verilen hapis cezası bu yıl Yargıtayca bozuldu.