Alman basını 2 Haziran'da evinin terasında başndan vurularak öldürülen Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke'nin katil zanlısının daha önce aşırı sağcı şiddet olaylarına karışmasını yorumluyor.Almanya'da yakın mesafeden başına ateş edilerek öldürülen Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke soruşturmasında cinayetin aşırı sağla bağlantılı nedenlerle işlenmiş olabileceği ihtimali üzerine Federal Savcılık dosyayı devraldı. Savcılık tarafından yapılan açıklamada cinayetin aşırı sağla bağlantılı olduğu yönünde deliller elde edildiği belirtildi. Savcılık sözcüsü gözaltına alınan 45 yaşındaki zanlının daha önce aşırı sağcı şiddet olaylarına karıştığını belirtti. Merkel'in sığınmacılara açık kapı politikasını savunan Lübcke daha önce aşırı sağcılardan tehditler almıştı.Oberhessische Presse gazetesi, Almanya’daki gelişmelere bakıldığında yaşanan cinayetin bir sürpriz olmadığı görüşünde:"Almanya uyanıyor ve kendini bir kabusun tam ortasında buluyor. Başta Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’nin soğukkanlı bir cinayet ile öldürülmesine dair bilinmezliği gideren, rahatsız edici ipuçlarından biri şimdi korkunç bir gerçeğe dönüşüyor: Bir Alman siyasetçi siyasi gerekçelerle vuruldu. Öyle, kolayca...Büyük olasılıkla Lübcke’nin açıklamalarından rahatsız olan bir aşırı sağcı tarafından. Son yıllarda duyarlı bir biçimde yaşayan hiç kimse için bu şiddet bir sürpriz olamaz."Almanya’da güvenlik güçlerinin, aşırı sağcı terör saldırıları ve cinayetlerindeki ihmallerine dikkat çeken Nürnberger Nachrichten, Lübcke cinayeti ile ilgili soruşturmanın, emniyet birimleri üzerindeki kuşkuları ortadan kaldırmak için bir fırsat olduğunu ifade ediyor:"İster 1980’de 13 kişinin öldürüldüğü Oktoberfest saldırısı, ister NSU cinayetleri olsun; aşırı sağcıların katliamlarından sonra yürütülen soruşturmalarda sadece utanç verici hatalar yaşanmıyor, ayrıca bir de refleks halini almış bir tutumla, adeta olayı yatıştırmak istercesine neredeyse hep münferit bir hadiseden söz ediliyor. Güvenlik birimleri, belki de kendi bağlantılarını gizlemek için, saldırıların ardındaki ilişkiler ağını görmek istemiyor. Anayasayı Koruma Örgütü’nün, NSU cinayet çetesinin nerede olduğunu, polisten çok önce bildiği bugüne dek defalarca belgelendi. Bu cinayette de (Lübcke cinayeti) gözaltına alınan zanlı ve onunla ilişkilendirilen ‘Combat 18‘ örgütü resmi makamlarca biliniyor. Ancak yeni ölümler olabileceği yönündeki uyarılara kulak asılmadı. Umalım ki resmi kurumlar bu kez fırsatı kullansın ve ‘sağ‘ gözlerinin soruşturmalarda kör olmadığını bize kanıtlasın."Rhein-Zeitung gazetesi Lübcke cinayetiyle ilgili yorumunda ifade özgürlüğü ile nefret söyleminin birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurgulayarak, bunun olası vahim sonuçlarına Almanya tarihinden örnek vererek dikkat çekiyor:"Fikrini dile getirme özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Ancak bu özgürlük bir korku iklimi yaratmak hatta bir devlet temsilcisini katletme çağrısında bulunmak için kullanılıyorsa, orada hoşgörü sınırı çoktan aşılmış demektir. Zira o noktadan itibaren, bundan 100 yıl önce Weimar Cumhuriyeti’nin atmosferini zehirlemeye başlayan ortam uzak değildir. Ayrıca savcılar Walter Lübcke hakkında internette yapılan yorumları çok iyi mercek altına almalı. Cezalandırılması gerekenler cezalandırılmalı. Bugüne dek yapılan hatalar da derhal son bulmalı."Lübcke cinayetini yorumlayan bir başka gazete olan Südwest Presse, Almanya’da aşırı sağ fikirlerin nasıl yayıldığını irdeliyor:"Ülkede bir şey mayalanıyor. Haddinden fazla kişinin utanmadan yaydığı nefretten beslenen bir bataklık... Bu bataklık, aşırı sağcı suçluların toplumun önemli bir kesiminin sessiz onayını aldığını düşündüğü bir toplumsal iklimde büyüyor. Buna karşı gelmek için atılması gereken ilk adım, aşırı sağcı terörde sadece ağacın değil, ormanın görülmesinden geçiyor."ET, HT© Deutsche Welle Türkçe