"Orası eskiden Mülkiye'ydi; Cahit Emre'yi 15 yıl önce bugün kaybettik..."

"Orası eskiden Mülkiye'ydi; Cahit Emre'yi 15 yıl önce bugün kaybettik..."

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) öğretim üyelerinden Doç. Dr. Cahit Emre, 15 yıl önce bugün, 2 Eylül 2002'de, 41 yaşındayken hayata veda etti.

Ankara SBF öğretim üyesi Prof. Ahmet Makal, Facebook'taki paylaşımında, Cahit Emre'yi andı.

Makal'ın "Ölümünün 15. yıldönümünde sevgili Cahit Emre'ye dâir..." başlığıyla paylaştığı yazı şöyle:

"Mülkiye'nin (Evet, orası eskiden Mülkiye'ydi) Yönetim Bilimi Kürsüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Cahit Emre'yi 15 yıl önce bugün, 2 Eylül 2002 günü, henüz 41 yaşındayken kaybetmiştik. Cahit pırıl pırıl bir insan ve çalışkan, disiplinli, üretken bir akademisyendi. Kendisiyle çok uzun yıllar Mektep'in Kütüphane Komisyonu'nda çalışmıştık (Evet, eskiden orada her alanda komisyonlar vardı; Oda Komisyonu, Dış Görevlendirme Komisyonu gibi. Görev alanlarındaki kararları komisyonlar alır, yönetim uygulardı.) 1990'lı yıllarda o komisyonda kimler yoktu ki ! Başkanımız Sina Akşin, Korkut hoca, Ergun Türkcan, daha sonra milletvekili olacak ve Dışişleri Bakanlığı yapacak olan Şükrü Sina Gürel, Baskın Oran, Cem Somel, Cahit Emre ve ben... Kütüphane içinde öğrencilere ödünç CD ve kaset verecek bir müzik birimi oluşturmak için Komisyon'dan gerekli kararı çıkardıktan sonra kolları sıvamış ve Ali Çankaya İstatistik Odası içinde bir bölüm oluşturmuştum. İlk ziyaret ettiğim Yavuz Sabuncu'dan başlayarak, dostlarımızdan toplanan parasal bağışlar yanında aynî katkılarla da güzel bir arşiv ortaya çıkmıştı. Baktım ki işler yoğun ve çok zaman alıyor, Cahit Emre'ye koştum ve o andan itibaren arşivi geliştirmek için birlikte çaba gösterdik. 1990'larda Mektep'te benim danışman hocaları olduğum Mülkiye Müzik Topluluğu vardı. Topluluk diğer etkinlikleri yanında, her hafta Öğrenci İşleri'nin karşısındaki boşluğa bir masa atar ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın haftalık konserlerinin biletlerini satardı. Konser afişleri de Mektep'e asılmış olurdu elbette. Gene bir noktada Cahit'e koştum ve yardım istedim; sonrasında danışmanlığı birlikte sürdürdük. Topluluk üyesi öğrenci arkadaşlarımızla bir Işık Dağı gezisi yapmıştık. Her şey çok güzeldi, günün sonunda dönerken geride kalan atıkları toplamak da Cahit'le bana düşmüştü. Cahit'in gördüğünüz çaylı-sigaralı fotoğrafı da o geziden. Ne zaman kendisine ihtiyaç duyulsa, Cahit oradaydı. Her zaman iyi, her zaman sorumlu, her zaman paylaşımcıydı. Hocalarıyla olduğu kadar genç meslektaşlarıyla ve öğrencileriyle de çok iyi ilişkiler içersindeydi, onların gelişmesi için elinden geleni yapar ve onlar tarafından da çok sevilirdi. Cahit iyi bir akademisyendi; çalışkandı, disiplinliydi, araştırıcıydı. Asistanı olduğu Prof. Dr. Cemal Mıhçıoğlu'nun kılı kırk yaran titizliğinin mirasçısıydı. Yeni doçent olmuştu, daha kadro ataması dahi yapılamadan, birkaç ay içinde gözümüzün önünde eridi gitti. Cahit'i hep Mülkiye'nin gelecekteki dekanı olarak düşünürdüm. Yaşasaydı ve bu gerçekleşseydi, daha sonraki dönemlerde Mektep'in yaşadığı sorunlar çok daha hafif yaşanırdı diye düşünüyorum. Genç yaşta kaybına karşın Mülkiye geleneğinin önemli bir parçası olduğunu düşündüğüm değerli meslektaşım, sevgili dostum Cahit Emre'yi aramızdan ayrılışının 15. yıldönümünde "Ahmet abi"si olarak sevgiyle, özlemle anıyorum. Huzur içinde uyusun..."