Ordu'nun Kabataş ilçesine bağlı Alankent Mahallesi Alanbaşı Küme Evleri Mevkii'nde yeniden faaliyete geçirilmek istenen taş ocağının fındık bahçeleri, su kaynakları ve evlerine zarar vereceğini belirten bölge halkı, taş ocağını istemediklerini söyledi. Bölge sakinlerinden İbrahim Yabul "Yeniden taş ocağı açmak istiyorlar. İstemiyoruz. Evlerimize, başımıza taş yağdı. Bizim gitmeye yerimiz yok. Yaşam istiyoruz. Torunlarımızın geleceğine dokunmasınlar." dedi.
Cumhuriyet'ten Cemil Ciğerim'in haberine göre taş ocağının yanında yapılan toplantıda konuşan Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, "Özellikle yaz aylarında burada tozun etkisi fazla olacak. Hem tarımı hem de sağlığınızı etkileyecek. Bu nedenle fiili mücadele kaçınılmaz" dedi.
Gönül, "24.6 hektar alanda izin alınmış. Su deposu var, şirket koruyacağız diyor, nasıl koruyacaklarsa. Fındık bahçeleri tozdan etkilenecek. Patlatma yapılacak. Projede evlerin zarar göreceğini yazıyorlar. Yani göreceğiniz zararları açıkça yazmışlar. Evleriniz zarar görecek, toprak kayacak. Hatta su kaynakları kaybolacak. Patlatmalı taş ocağı bu bölgeye zarar verecek. Zararları karşılayacaklarını da yazmışlar. Bu, zarar vereceklerinin açık itirafı. Mahalle içinde bu çalışma olmaz" diye konuştu.
Toplantıda mahalle halkı da tepkilerini dile getirdi:
Selahattin Yüksel: "Burada daha önce taş ocağı vardı. Çok sıkıntı çektik. Şimdi yeniden açılmak isteniyor. Buraya yakın mahallelerimiz var. Yetkililerden destek bekliyoruz."
İsa Yabul: "Çocukluğum burada geçti. Her tarafı delik deşik yaptılar. Evler 20 metre yakınlıkta. Yetkililerden destek bekliyoruz. Taş ocağı istemiyoruz. Bahçelerimizden meyve yiyemiyoruz."
Hasan Yüksel: "Burada su kaynağımız var. Taş ocağı yapmak istiyorlar. 140 hanenin suyu buradan geliyor. Burası torunlarımın geleceği. Bu işe karşıyız. Büyüklerimizden yardım istiyoruz."
İbrahim Yabul: "Burada önceden de taş ocağı vardı. Çukurlarla bırakıp gittiler. Yeniden taş ocağı açmak istiyorlar. İstemiyoruz. Evlerimize, başımıza taş yağdı. Bizim gitmeye yerimiz yok. Yaşam istiyoruz. Torunlarımızın geleceğine dokunmasınlar."