'Örgüte gelir getirmeyi bırakın, evime haciz geldi'

'Örgüte gelir getirmeyi bırakın, evime haciz geldi'
Ergenekon örgütüne gelir getirmek suçlanan Kahraman Şahin, 'Örgüte gelir temin etmeyi bırakın, evime haciz geldi benim' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Kahraman Şahin, üzerine atılı suçları kabul etmeyerek, "Suçlu olmadığıma her şeyden önce vicdanımda inanıyorum" dedi. Ticari araç alım ve satımı yaparak geçindiğini, Raif Görüm'le bu vasıtayla tanıştığını ve yakın dost olduğunu anlatan Şahin, iş değiştirmeye karar verince Raif Görüm aracılığıyla Hüseyin Görüm'le tanıştığını ve Kuvayı Milliye Derneği'nde sayman olarak çalışmaya başladığını belirtti. Cumhuriyet mitinglerine dernek adına değil, kendi isteğiyle katıldığını dile getiren Şahin, eleman kazandırma suçlamasının dernekte üye kaydı da yaptığı için getirildiğini ifade etti. Şahin, "örgüte gelir temin etme" suçlamasına tepki göstererek, "Örgüte gelir temin etmeyi bırakın, evime haciz geldi benim" dedi. Yaklaşık 1,5 yıl çalıştığı Kuvayı Milliye Derneği'nden ailesinin isteğiyle ayrıldığını, buradan para alamadığını anlatan Şahin, "Şunu samimiyetle söylüyorum ki hiç de kötü bir şey görmedim orada. Kimse bize bir şey emredip de cebir, şiddet ve terör yapılmadı. Benim aile kökenim hep şehit ailesi çocuklarıdır ve ben karşınızda terörist olarak duruyorum. Böyle bir şey olabilir mi sayın başkanım?" diye konuştu. Kendisine ait telefon tapelerinin abartılı konuşmalar olduğunu ve okuyunca utandığını belirten Şahin, tüm ifadelerin sadece konuşmadan ibaret olduğunu söyledi. "Gizli tanık 17" olarak geçen N.K'nın bir gün derneği arayarak, milliyetçilik, vatanseverlik açısından derneğin çok hoşuna gittiğini söylediğini aktaran Şahin, daha sonra derneğe de geldiğini kaydetti. Şahin, özel kuvvetlerden kastın tabii afetlerde arama ve kurtarma yapmak olduğunu, üniformalarda "özel kuvvetler kuvayi milliye arama kurtarma" yazdığını belirtti. Askeri sıfatlar Şahin, sanıklardan Erol Ölmez ile yaptığı telefon konuşmalarında askeri sıfatlar kullanmasına ilişkin "Ölmez matraktır. Konuştuğu zaman adamı güldürür. Boş boğazlık etmişsek bunu kabul ediyorum" şeklinde konuştu. Yine Ölmez ile yaptığı telefon görüşmesinde Çarşamba'da İsmailağa Cemaati'ne sızılmasına yönelik ifadelerine ilişkin Şahin, "Bu telefon görüşmesinin başı da var. İddia makamı sadece bir kısmını almış. Bir adama seni gülmekten öldüreceğim dediğiniz zaman, sadece öldüreceğim kısmını alırsanız çok farklı bir anlam çıkar. Edirne F Tipi Cezaevi'nde kalırken İsmailağa Cemaati bize Furkan diye bir dergi gönderdi. Tehdit ediyorlardı güya. Onlardan korkumuz yok. Bu konuşmalar basının çarpıtmalarıdır" dedi. Şahin, söz konusu telefon konuşmalarının palavra olduğunu savundu. Şahin, Hüseyin Görüm'ün tavsiyesi üzerine üniversite sınavına girerek kazandığını, cezaevinden çıkınca da okuluna devam edeceğini belirtti. Çapraz sorgu Şahin, savunmasının ardından Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını cevaplandırdı. Şahin, Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz'i tanımadığını, bu kişilerin Fikri Karadağ ile görüştüklerine şahit olmadığını söyledi. Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay ve Sami Hoştan'ın da Kuvayı Milliye Derneği 1919'a herhangi bir yardımlarının olmadığını belirten Şahin, hiç kimsenin derneğe yardım etmediğini, maddi sıkıntı çektiklerini ifade etti. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Kuvayı Milliye Derneği'nde ihale işlemleri takip edildiği doğru mu?" sorusuna Şahin, ihale takip işi yapmaya çalışıldığını ancak olmadığını belirterek, bu konuya şöyle açıklık getirdi: "Bursa'da askeriyenin içinde zeytin ağaçları varmış. İhale oluyormuş. Erol Ölmez'in tanıdığı bir kişi derneğe geldi, 'Bu ihaleye girebilmek için Karadağ yardımcı olabilir mi?' dedi. Baba da 'ben Genelkurmay mıyım, orası askeriyeye ait. Bir şey yapamam. Gitsin kendisi girsin' dedi. Sonra ne olduğunu bilmiyorum." Uyuşturucuyla ilgili bir soruya da Şahin, esrar kullandığını ancak müptelası olmadığını söyledi. Savcı Pekgüzel'in "Dernekte özel kuvvetler diye bir birim var mıydı?" diye sorduğu Şahin, bu ismi kendisinin koyduğunu, isim nedeniyle Karadağ'ın yanlış anlaşılacağı gerekçesiyle kendine çok kızdığını kaydetti. Savcıların, "Neden herkes derneğe geliyor, siz iş mi bitiriyorsunuz?" şeklindeki sorularına Şahin, Kuvayı Milliye adından dolayı derneğe geldiklerini, kendilerine gelen istihbari bilgileri de emniyete, jandarmaya bildirdiklerini ifade etti. Evlilik için bırakılan sakal Savcı Pekgüzel'in "Orhan Pamuk ya da başka birisine yönelik suikast girişiminden haberiniz var mı?" sorusuna Şahin, "Öyle bir şeyden haberim olsa ilk karşı çıkan Hüseyin Görüm ve ben olurum. Niye biliyor musunuz? Çünkü o tip bir insana paye verilmiş olur. O adama paye veriliyor" dedi. Savcı Nihat Taşkın, "Erol Ölmez'le yaptıkları telefon konuşmasında, Ölmez'in sakal bırakarak Fatih'in Çarşamba semtine gittiğini söylediğini" hatırlattı. Şahin de Ölmez'in zeytinci arkadaşının Fatih'te oturduğunu ifade ederek, "Ölmez temiz, kapalı biriyle evlenmek istediğini söylüyordu. Fatih'te münasip birini arıyordu. Evlenmek için arkadaşının yanına takılıyordu" diye konuştu.