Sanatçı Orhan Gencebay, sanatçı-siyaset ve yaşam tarzına yönelik tartışmalar hakkında konuştu. “Zamanın dirlik-birlik zamanı” olduğunu söyleyen Gencebay, "Atatürkümüz der ki, Maksat vatansa gerisi teferruattır” diye konuştu. Gencebay, "Hizmetini iyi yapandan Allah razı olsun, kim olursa olsun. Hizmetini iyi yapanları sevelim, koruyalım ki hizmetlerini yapabilsinler. Ben bunun derdindeyim" ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - Erdoğan'ın sert çıktığı isimler soruşturmalar ile karşı karşıya...
Akpınar, İstanbul’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin, Metin Akpınar, Müjdat Gezen ve Deniz Çakır’a soruşturma açılması ve bazı sanatçıların politik tartışmalarla gündeme gelmesi konusundaki sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Bu olayların hepsi beni son derece üzüyor. Keşke bu olaylar hiç olmasaydı, yaşanmasaydı. Dünyamız öyle bir ortam yaşıyor ki şu anda ve dünyamızda bütün dünya insanlarının kendilerini daha korumaya aldıklarını görüyorum. Şu an bizim ülkemizin de dirliğinin ve birliğinin zamanı. En çok ihtiyacımız olduğu zamanlardan birini yaşıyoruz; dirliğimiz, birliğimiz, geleceğimiz, bekamız için. Ben vatanıma aşık olan bir insanım, Yaradana teslim olan bir adamım. Dolayısıyla vatanımızın iyi olması için gerekeni yapmalıyız. Atatürkümüz der ki, 'Maksat vatansa gerisi teferruattır'. "
Tartışmaların daha çok yaşam tarzı üzerinden devam ediliğini hatırlatan gazetecilere Gencebay, şu cevabı verdi:
"Şu anda bakın ülkemizi, değerlerimizi, insanlığımızı, demokrasimizi koruyalım. Ülkemizin daha iyi olacağına nasıl inanıyorsak, onu yapalım ama bunu hep beraber yapmamız lazım. Çünkü bu ülke bizim. Fikir ayrılıklarımız olabilir. Fakat bu fikir ayrılıkları, bizim birleşmemize hiçbir zaman engel olmamalı. Hiçbir zaman şahsi görüşlerimizi şöyle değerlendirmeyelim, 'benim fikrim şudur, benim fikrime uymayan birisini ben reddediyorum' diye hiç bakmayalım. Lütfen birbirimizi anlayalım. Farklı görüşlerimiz olabilir ama bunu yaparken ne kendimize ne başkasına ne de ülkemize zarar vermeyelim. Şu anda dirlik-birlik zamanı. Buna o kadar çok ihtiyacımız var ki. Yani üzülüyorum olumsuz bir şey olduğu zaman. Doğru veya yanlış, son derece üzülüyorum. Ülkemizin iyi olması lazım. Mevlanamızın da dediği gibi, 'Hizmet erlerine yol açın, onlar bize hizmet edecekler.' Hizmetini iyi yapandan Allah razı olsun, kim olursa olsun. Hizmetini iyi yapanları sevelim, koruyalım ki hizmetlerini yapabilsinler. Ben bunun derdindeyim."
Türkiye toplumu, henüz ilk günlerini yaşadığımız 2019 yılına ekonomik kriz endişesi ve Suriye’ye askeri operasyon gündemi ile girdi. Ancak bugünlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde ise çok farklı bir konu var. Erdoğan, son günlerde hükümet politikalarını eleştiren ünlü sanatçılara verdiği sert yanıtlarla kendisinden söz ettiriyor. Erdoğan’ın "faşist" olmakla suçladığı ve hakaretler yağdırdığı sanatçılar ise kısa süre içinde haklarında açılan adli soruşturmalarla karşı karşıya kalıyor.
Geçen haftalarda, ülkenin iki büyük tiyatro oyuncusu Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın Halk TV’de kendisine yönelik yaptığı eleştirilere, "Sanatçı müsveddeleri" yanıtı ile karşılık veren Erdoğan, bu hafta da kendisine Mozart dinlemesini öneren ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Rutkay Aziz ile bir grup başörtülü kadınla tartışma yaşayan ünlü dizi oyuncusu Deniz Çakır’ı "faşist" olmakla suçladı ve bu sanatçılara yönelik sert açıklamalar yaptı.