Orhan Pamuk’un büyük yankı uyandıran son kitabı ’Masumiyet Müzesi’ ile ilgili olarak İletişim Yayınları’nın hazırladığı internet sitesinde yazarın Cihangir’deki yazıhanesinden ve kitabı için yaptığı araştırma gezilerinden fotoğraflar yer alıyor. Kitaplar ve dosyalarla dolu yazıhanesinde Pamuk’un masasının yanıbaşındaki panosu ise onun roman yazarken izlediği çalışma yöntemi ve hayatına dair ipuçları veriyor. Küpeyi unutma küpeyi Pamuk’un romanını yazarken bazı küçük notlarla kendine uyarılarda bulunduğu görülüyor. Örneğin büyük beyaz bir kağıta büyük harflerle yazar şu notu düşmüş “Müzedeki eşyaları düşünmeden yazmayınız”... Masumiyet Müzesi adlı kitabı yalnızca bir roman değil. Pamuk’un yıllardır kurmaya çalıştığı bir müzenin de adı aynı zamanda.. Bu müzede Pamuk’un aşık kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’un dokunduğu eşyaların koleksiyonu sergilenecek. Bu müzenin kurulması da romanın bir parçası. Bu nedenle “Müzedeki eşyaları düşünmeden yazmayınız” notu ile Pamuk, bu önemli ayrıntıyı sürekli aklında tutmuş. Bir başka notta ise ’Küpeyi unutma küpeyi’ diye yazıyor. Bu da romanın kadın kahramanının kullandığı küpe. Pamuk, en küçük bir detayı bile atlamak istemediği için böyle küçük notlar almış kendine. Dolma kalemle Panosunda yazan bir başka notta ise “ Masumiyetin masumiyetini unutma” diye yazıyor. Belki de Pamuk, aşk öyküsünü kurgularken kitaba adını veren masumiyet kavramının romanının her satırına nüfuz etmesi için kendine böyle bir hatırlatmada bulunmuş. Yazıhanesinde çekilen fotoğraflarda Pamuk’un romanını el yazısı ile ve artık çok az insanın kullandığı dolma kalemle yazdığı görülüyor. Pamuk bir söyleşisinde dolma kalem kullanmasıyla ilgili olarak “Dolma kalemin boş kartuşlarını da saklıyorum, tıpkı bir avcının boş kovanları saklaması gibi... Çünkü kartuşu boşaltmak, bana çok yazdığımı, yol aldığımı gösterir” demişti. Fotoğrafa yakından bakıldığında Pamuk’un yazı serüveni hakkında küçük ipuçları göze çarpıyor. Yazar kimi yerde cümlelerin yerini değiştiriyor, kimi yerde kelime ekliyor ve sancılı yazma sürecini uzun uzun düşünerek geçiriyor. Pamuk bu yazı alışkanlığı ile ilgili olaraksa şunları söylemişti: “Yazım, düzeltile düzeltile biraz arapsaçına döner. O haliyle yayınevine yollarım. Şimdi daha ’ünlü’ bir yazar olduğum için yayınevindeki arkadaşlar sağolsunlar nazımı çekiyorlar. O el yazısı sayfaları İletişim Yayınları’nın Avrupa şampiyonu dizgicisi Hüsnü Abbas dizer. En okunmaz yazımı okur ve çok büyük süratle yazar. Bazen ben yazmasam bile onun romanı iyi yazdığını hayal ederim.” Belli ki Pamuk romanına öyle kaptırıyor, öyle bütünleşiyor ki yazısının mürekkebi kurumadığı için kağıttaki kelimeler eline geçiyor. Tıpkı elini çenesine dayayarak verdiği pozdaki gibi. Bu fotoğrafta Pamuk’un elinin yan tarafında henüz yazdığı ancak mürekkibinin kurumadığı kelimelerin izi görülüyor. Dünyayı dolaştı Masumiyet Müzesi yalnızca bir roman değil. Pamuk’un yıllardır kurmaya çalıştığı bir müzenin de adı. Bu müzede Pamuk’un aşık kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’un dokunduğu eşyaların koleksiyonu sergilenecek. Bu müzenin kurulması da romanın bir parçası. Pamuk, romanı yazarken dünyanın pek çok müzesinde günlük hayat eşyalarının nasıl sergilendiğini araştırdı. 2000 yılından bu zamana kadar Hindistan’dan Fransa’ya, İran’dan Amerika’ya kadar pek çok farklı ülkede müzeyi gezerken ve inceleme yaparken çekilmiş fotoğrafları da sitede yer alıyor. Panosundaki bir notta Zozo Toledo ismi göze çarpıyor. Altında ise ’Müze için Sosyete 13 koleksiyonları’diye yazıyor. Zozo Toledo, ünlü sosyete fotoğrafçısı. Sosyete 13 ise 1967 yılında yayın hayatına giren bir aylık dergi. Sosyete 13 adından da anlaşılacağı üzere sosyete hayatından haberlerin yer aldığı ve ünlülerin fotoğraflarının çıkması için can ettiği bir dergi. Kartujları saklıyor Nobel ödüllü ünlü yazar, kitaplarını yazarken daktilo ya da bilgisayar kullanmıyor. Orhan Pamuk tüm yazılarını dolma kalemlerle yazıyor. Pamuk, kalemlerin boş kartuşlarını da ne kadar yol aldığını anlamak için saklıyor. Müzelerde hazırlandı Orhan Pamuk, yeni kitabı Masumiyet Müzesi’ni yazmaya hazırlanırken dünyanın birçok müzesini gezdi. Müzelerdeki özel eşyaları titizlikle inceleyen ünlü yazar, romanında kullanmayı düşündüğü objeler hakkında tek tek notlar aldı. Müze gezileri, 2000 yılından roman tamamlanana kadar sürmüş. Pamuk bu geziler sırasında ünlü Fransız yazar Balzac’ın evine uğramayı da ihmal etmedi. (Vatan)