Orman Kanunu’nda son 10 yılda 10 değişiklik yapıldı. Her düzenleme ormanları biraz daha yapılaşmaya açtı. Yeni değişikliklerin büyük bölümü de madencilik faaliyetlerinin, ormanlık alanda yapılacak diğer faaliyetlerin izinlerin ve kısıtlamaların düzenlendiği 16, 17 ve 18. maddelere ilişkin. Onlarca sayfalık yönetmeliklerde ‘tehlikeli’ değişiklikler var. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nden iki orman mühendisi Ahmet Demirtaş ile Salih Usta, iki yönetmeliğin de eski halleri ile yeni hallerini Radikal gazetesinden Serkan Ocak’a karşılaştırdı. Durum şöyle:
Eski yönetmelikte başvurulardaki ‘ kamu yararı ve zarureti’ konusu Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı komisyonca değerlendiriliyordu. Kamu yararı ve zarureti bulunmayan başvurulara alternatif yer bulunuyordu. Yeni yönetmeliğe göre kamu yararı ve zarureti açısından yalnız ‘irdelenir’ gibi muğlak bir ifade kullanılıyor. (Kimin irdeleyeceği, nasıl yapılacağı belli değil.)
Eski yönetmelikte bir yatırımcı ormanlık alanda yapacağı çalışmayla ilgili bedeli bir ay içinde yatırmak zorundaydı. Yeni yönetmelikle bu süre 3 aya çıkarıldı. Yap-işlet-devret modeliyle yapılan yapılar da ise herhangi bir ücret alınmayacağı belirtiliyor. (Yani 3. köprü gibi yatırımlar için ücret alınmayarak sermaye için olanaklar arttırılıyor.)
Yeni yönetmelikte demiryolu, otoyol, devlet ve il yollarıyla su isale hatlarından çıkan kazı fazlası malzemeler Orman Genel Müdürlüğü’nün izniyle ormanlık alana depolanabilecek.
Bu depolama karşılığındaysa yalnızca ağaçlandırma alınacak.
(Bir taraftan binlerce hektar ormanlık alan yok edilecek, çıkan hafriyatla yine ormanlar tahrip edilecek. Ve bunun için sadece ağaçlandırma bedeli alınacak. Hafriyat bedeli de alınmayacak)
Eskiden izin verilen yerden bir yatırımcı vazgeçerse yatırdığı teminat devlete gelir olarak kalıyordu. Yeni uygulamaya göre, yatırımcıya parası geri verilecek. (Teminat yanmayacak, yine yatırımcının önü açılıyor.)
Eski yönetmeliğe göre, bir yatırım planı mahkeme tarafından iptal edilirse (HES’lerde olduğu gibi) izin alan kişi mahkemeden önce alanda işlem yapmışsa, ormanı yok etmişse ormanda bozulan durumlar komisyonca belirlenip, eski haline getirilmesi sağlanıyordu. Gerekirse bedeli talep ediliyordu. Ancak yeni yönetmeliğe göre, mahkemenin bir yatırımı iptal etmesi durumunda firmanın ormanda bozmuş olduğu yerlerle ilgili ne yapılacağına ilişkin bir öngörü yok. (Ormanda yaptığı tahribat yanına kâr kalmış olacak. Yaptırımı yok.)
Eski yönetmeliğe göre, ormandan verilen izin alanları ile ilgili Orman Bölge Müdürlüğü’nün her yıl izin verdikleri yerleri gidip, inceleyip, rapor hazırlaması gerekiyordu. Yeni yönetmelikte Orman Bölge Müdürlüğü buraları kontrol edemezse serbest ormancılık bürolarına yaptırabileceği belirtiliyor. (Devletin kontrol görevi özele devrediliyor. Sermayenin yaptığı bir olumsuzluğu, başka birinin denetlemesi söz konusu olamaz. Bu anayasal olarak kamunun görevidir.)
2003’ten önce devlet idarelerinin ormandan aldıkları eğitim , araştırma ve dinlenme tesisleri için ormanlık alandan tahsisler vardı. Eski yönetmeliğe göre, bu tahsisler 3. kişiyle devredilemiyordu. Yeni yönetmeliğe göreyse devir mümkün. (Bu hem Orman Kanunu’na ve hem de anayasaya aykırı. Çok fazla tahsis var, bunları kim takip edecek? İzlemek kolay değil)
Eski yönetmelikte ‘madencilik faaliyetlerine’ kesinlikle izin yoktu. Yeni yönetmelikte bu alanların izne konu olabileceği belirtiliyor. Orman Kanunu’nda yeri olmamasına rağmen, bir önceki yönetmeliğe konularak dava konusu haline gelen orman alanında ‘define arama faaliyeti de yeni yönetmelikte yerini aldı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Kanunu ile ilgili yeni yürürlüğe giren yönetmeliklere dair bir açıklama yaptı. Özetle şöyle denildi: “Bu yönetmelikle madencilik faaliyetleri sonucu doğal yapısı bozulmuş alanların orman olarak tabiata yeniden kazandırılması için mevcut düzenlemeler geliştirilerek izin sahiplerine ilave yükümlülükler getirilmiş ve tabiata yeniden kazandırılma işleminin kontrol ve takibi ile ilgili düzenlemeler yapılmış, görev ve sorumluluklar netleştirilmiştir. İzin verilen tesisler sebebiyle alınacak bedellerin hesaplamasında ekolojik denge katsayısı getirilerek orman alanındaki ağaçların yoğunluk durumuna göre bedellerin artması esası benimsenmiştir. Orman sınırları dışında kanun gereği izin verilen balık üretim tesisi, odun kömürü ocakları ile hızar ve şerit tesisi izinleri sadeleştirilmiştir. İzne konu sahalarının yer teslimi, takip ve kontrolü ile ilgili sıkı hükümler getirilmiştir. Bu düzenleme ile ormanlık alanlara bir zarar verilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Gerekli kontrollerin daha sıkı ve etkin bir şekilde yapılması ile izne konu sahaların rehabilitasyon çalışmaları sonucu ormanlık alana dönüştürülmesi sağlanmış olacaktır.”