Cumhuriyet yazarı Nilgün Cerrahoğlu İran'da ekonomik sebepler sonucunda çıkan ve son süreçte tansiyonu düşmüş gözüken olayları değerlendirdi. Cerrahoğlu, "Filler tepişirken çimenler ezilir lafı sanki bu coğrafya için söylenmiş" diyerek, "Ortadoğu’da halkların sokağa çıkması borazancıbaşının değişmesinden başka işe yaramıyor" ifadesini kullandı.
Cerrahoğlu'nun "İran isyanının üç anahtarı" başlığıyla (6 ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Tansiyonu düşmüş görünen İran isyanının üç katmanı var. İlki Ortadoğu’nun lideri olmak için yapılan hesapsız harcamalar, yolsuzluk ve ekonomik sıkıntılara başkaldıran halk ki, Cumhurbaşkanı Ruhani bunun “meşru sebepleri” olduğunu teslim ediyor. Protestoların ilk günlerinde İran Cumhurbaşkanı, “Halkın eleştiri ve protesto hakkı vardır” dedi, “ekonomi, yolsuzluk, şeffaflık konularında yöneltilen eleştirilerin” dayanaksız olmadığına dikkat çekti. Sen misin bu tehlikeli Pandora kutusunu açan? Jet hızıyla dini lider Hamaney piyasaya çıktı. Ruhani’yi vakit geçirmeden yalanlarcasına, “fitnenin sebebinin dış güçler olduğunu” söyledi. “Para, silah, siyaset ve istihbarat organlarını kullanarak” dış parmak İran’a nifak sokmuş, ülkeyi karıştırmıştı. Biri diğerinin alternatifiymiş ve dış güçler sanki geçerli olan hoşnutsuzluktan yararlanmıyormuş gibi… Başta Trump dış güçlerin, Tahran’ın Ortadoğu’daki etkisini zayıflatmak amacıyla bu karışıklıktan çıkar sağlamak isteyeceği açık. Ama bu halkın, şikâyet mevzularını ortadan kaldırmıyor. Özetle dış ve iç katmanlar birer alternatif değil. Birbirlerine eklemleniyorlar.
Kan davası Ne ki “iç katman” sadece halkın şikâyet düzlemiyle sınırlı değil. Rejimin bir de içindeki iktidar mücadeleleri ve kan davaları var. Bizdeki AKP iktidarı ile FETÖ’cüler arasında açılan uçurum misali, İran’da da rejimin kendi içinde “açılımcılarla” “şahinler” arasında bir bilek güreşi var. Bilek güreşinin bir cephesini şahinlerin bilinen isimi eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad oluşturuyor. Diğer cephesinde reformcu Cumhurbaşkanı Ruhani bulunuyor… Gösterilerin bir taraftan da şimdi mayıstaki son seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı engellenen Ahmedinejad’ın, reformculardan aldığı bir rövanş olduğu söyleniyor. Sokaklardaki halkın Ahmedinejad’ın oy kitlesi olduğuna dikkat çeken gözlemciler; Twitter’da Ruhani karşıtı paylaşımları ile gündeme gelen eski Cumhurbaşkanı’nın bu insanları maşa olarak kullandığını belirtiyor. Ahmedinejad böylelikle on yıl önceki “Yeşil İsyan”ın hıncını alıyor. Ahmedinejad şahinleri iktidardayken sonuçta reformcular sokaktaydı… Ruhani açılımcılarını şimdi hazmedemeyen eski Cumhurbaşkanı da bundan böyle şahinleri sokağa döküyor. Rejimin iç savaşları da bu boyutla protestoların 3. katmanını oluşturuyor.
Pasdaran için ‘Allah’ın lütfu’ Pasdaran (Devrim Muhafızları) ordusunun komutanı General MuhammedCaferi önceki gün nitekim isim vermeden Ahmedinejad’ı işaret etti, gösterilerin ardında “eski yetkili” diye tanımladığı Ahmedinejad’ın internet bağlantılarının bulunduğunu söyledi. Sonunda gösterilerin bastırıldığını ilan ederken, “olaylar bu kişiyle bağlantılı sitelerin çağrısıyla çıktı” dedi; bu bağlantının kesinleşmesi durumunda “kişiyle(!) ilgili gereken işlemlerin yapılacağını” bildirdi. Ahmedinejad bu gidişle “İran’ın FETÖ’sü” olmaya namzet. Caferi’nin çıkışı sade Ahmedinejad’a gözdağı olarak kalmıyor, aynı zamanda bizzat Ahmedinejad’ın düşmanı konumundaki Ruhani’ye de meydan okuma sayılıyor. Eskisi denli faal olmayan “Devrim Muhafızları”, “gösterileri bastırmak” bahanesiyle böylelikle yeniden arenaya dönüyor. Pasdaran için gösteriler özetle “Allah’ın lütfu.” Bir taşla iki kuş.. Şahinler, ön planda “yolsuzlukla özdeşleşen” Ahmedinejad safrasını da atarak tekrar İran’a hâkim pozisyona yükseliyorlar. Tablonun bir numaralı kaybedeni “reformcu” Ruhani… Ruhani nükleer anlaşmayla reformcuların beklentilerini karşılayamazken hem “ne halk protestosu? Bu dış mihrakın oyunu” diye olaya müdahil olan “dini lider” Hamaney, hem de “Konu bitmiştir arkadaşlar. Dağılın. Biz meseleye el koyduk!” çalımını atan Pasdaran takımından gol yiyor. Dünya “İran’da yeniden devrim olur mu”yu tartışadursun, sonuçta Tahran’da adeta Ruhani’ye karşı darbe yapıldı. 2017 Mayısı’ndaki seçimden zaferle çıkan Ruhani, birkaç günde topal ördek oldu. Ortadoğu’da halkların sokağa çıkması borazancıbaşının değişmesinden başka işe yaramıyor. Filler tepişirken çimenler ezilir lafı… sanki bu coğrafya için söylenmiş.