ORTADOĞU'DA DEĞİŞİMİN AKTÖRÜ MEDYA ANTALYA (A.A)

-ORTADOĞU'DA DEĞİŞİMİN AKTÖRÜ MEDYA ANTALYA (A.A) - 05.03.2011 - Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Ortadoğu'nun medya sayesinde yeniden biçimlendirildiğini söyledi. Bengi, Türkiye Belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler Birliğince, belediyelerin basın danışmanları ve basın halkla ilişkiler müdürlerine yönelik düzenlenen eğitim toplantısında, "Medya ve siyaset" konulu bir konuşma yaptı. Medya ve siyasetin birbirinden ayrılmaz bir ikili olduğunu belirten Bengi, birinin varlığının, diğerinin varlığını beraberinde getirdiğini, bu iç içe geçmiş döngüsel faaliyet içinde medyanın siyasete karşı tavrının ve siyasetin medyadan beklentilerinin ne olması gerektiğinin yıllardır tartışıldığını ifade etti. Bengi, "Bu ilişkiler kendi doğası içinde yürüyecektir. Buna bir kural koymanın, dizayn etmenin o kadar kolay olduğunu düşünmüyorum" dedi. Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı erklerinin ardından medyanın dördüncü kuvvet olarak kabul edildiğini hatırlatan Bengi, şunları söyledi: "Ancak son zamanlarda özellikle medya ve siyaset ilişkilerinin çok iç içe girmesi, girift hale gelmesi ve hatta kendi sınırlarını aşarak birbirlerinin sınırlarına müdahil hale gelmesi nedeniyle zaman zaman bu sıralamanın değiştiği yönünde ifadelerde söylene gelmektedir. Hatta öyle ki, belirli bir dönemde medyanın birinci güç halini aldığı, medyanın ülke yönetiminde söz sahibi hale geldiği, ülkeyi yönetenleri yönlendirdiği şeklinde değerlendirmeler yapılagelmiştir. Bu sadece Türkiye'ye özgü değil, genelde bu konu çok tartışılıyor. Kimi bilimadamları iki hükümetten söz ediyor. Bir siyasal erk, bir de medya erki. Ulusal haber ağını elinde tutan medyanın da farklı bir hükümet gibi, ülkeyi yöneten temel organizasyon gibi güç sahibi olduğunu söyleyen bilimadamları var." -SOSYAL MEDYANIN ETKİSİ- Hilmi Bengi, son zamanlarda medyanın kamuoyunu bilgilendirme işlevinin ötesinde bir rol üstlendiğini vurgulayarak, "Medyanın kamuoyunda yönlendirme, kamuoyunu oluşturma, biçimlendirme şeklinde de bir rol üstlendiğini görüyoruz" dedi. Her iki Körfez Savaşı'nın da buna örnek olduğunu ve medyanın bu savaşlardaki gücünün yadsınamayacağını ifade eden Bengi, "Medya, 'savaş' gibi zihinlerimizde olumsuz yer eden olayı evimize sanki sinema filmi gibi iletti. Sevimli bir faaliyet gibi göstermeye başladı. Öncelikle kamuoyunun savaşa hazırlanması gibi bir işlevin ardından 'iliştirilmiş medyanın' gündeme geldiğini gözlemledik" diye konuştu. Günümüzde internetten sonra "sosyal medya" denilen yeni bir kavramın gündeme geldiğini anlatan Bengi, şunları söyledi: "Ortadoğu'daki gelişmelerde, sosyal medyanın etkileme gücünün, müthiş bir şekilde rol oynadığını, bütün engellemelere, kısıtlamalara rağmen medyanın, çanak antenlerin, paylaşım sitelerinin, sosyal medyanın kitleleri organize etmede müthiş bir başarı gösterdiğine hepimiz şahit olduk. Ortadoğu'nun yeniden biçimlendirilmesi medya sayesinde oluyor." Medyanın yönetimler üzerindeki gücünün de tartışıldığını ifade eden Bengi, özellikle demokrasinin olmadığı yerlerde halkın kendi iradesini medya aracılığıyla ortaya koyduğuna şahit olduklarını kaydetti. -MEDYAYI "KULLANMAK"- Terör örgütlerinin de medyanın gücünün farkında olduklarına dikkati çeken Bengi, bu gücü kötüye kullanmak veya medyayı "kullanmak" için medyanın haber saatlerini de gözeterek, ilgisini çekebilecek şekilde eylemler planladıklarını ve "medyayı gafil avlayabildiklerini" vurguladı. Medyanın terör örgütleri için "bir oksijen haline dönüşebildiğini" söyleyen Bengi, medyanın kendisini kullandırtmamaya özen göstermesi gerektiğini kaydetti. Medyanın önemli bir güç olduğunu belirten Bengi, bu gücü çok iyi bilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün de, Milli Mücadele hareketine başlarken, basından yararlanmayı önemsediğini ve öncelikle Anadolu medyasını faaliyete geçirdiğini hatırlattı. Atatürk'ün Anadolu basınından çok büyük destek aldığını, 6 Nisan 1920'de AA'yı kurduğunu anlatan Bengi, şunları söyledi: "90 yıllık sürede AA, Türkiye'de Atatürk'ün yayımladığı genelgede ifade ettiği gibi, iç ve dış kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi noktasında bir faaliyet icra etmiştir. Atatürk'ün haber ajansıyla ilgili bu tanımlaması medya için de söz konusudur. Atatürk, bir anlamda çok bilimsel bir tanımı medya için işlev olarak ifade ediyor: İç ve dış kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi. Bizim görevimiz kamuoyunu bilgilendirmektir, kamuoyunu oluşturmak değil, kamuoyunu biçimlendirmek, yönlendirmek, güdümlemek değil. Biz doğru bilgiyi kamuoyuna aktarmakla yükümlüyüz. AA olarak bunu yapıyoruz. Diyeceksiniz ki, 'Günümüzde bu böyle gitmiyor'. Özellikle basında son zamanlarda bir kamplaşma da oluyor. Bugün maalesef evrensel gazetecilik çerçevesinden baktığımız zaman, hoş olmayan bir süreçle karşı karşıya kalıyoruz. Medya ve siyaset iç içe geçmiş, medya ve siyaset birbirinden nemalanır noktaya gelmiş. Bunun bir başka boyutu tabii ki ekonomik güçle de bağlantılı. Medya patronlarının işi sadece medya olmadıkça, bir şekliyle ekonomik çıkar, ticari çıkar devreye girdikten sonra, medyanın tam bağımsız olması da zorlaşıyor. Biz AA olarak şu veya bu kampta yer almıyoruz. Biz AA olarak haktan yana, doğrudan yana yer alıyoruz." -AA YÖNETİM KURULU ÜYESİ MELEK- AA Yönetim Kurulu Üyesi Salih Melek de yerel medyanın, bölgesel ve yaygın medyanın temeli olduğunu söyledi. Yaygın medyada çalışanların genellikle yerel medya kökenli olduğunu belirten Melek, yerel medyanın güçlü olması gerektiğini vurguladı. Yerel medyanın "medyanın yapı taşı" olduğuna dikkati çeken Melek, belediyelerin basın danışmanlarının da yerel medyaya destek olabileceklerini kaydetti. Türkiye'de tüm gazetelerin ortalama günlük tirajının 5 milyon civarında olduğunu anlatan Melek, her 100 kişiden 14'ünün gazete okuduğunu söyledi. Yerel medyanın tiraj sorunu olduğunu belirten Melek, her belediyenin o ildeki yerel gazetelerden belirli sayıda alarak, otobüs duraklarına koyacağı kutular aracılığıyla vatandaşlarla buluşturabileceğini ifade etti.