Ortadoğu’yu ancak yeni Osmanlı kurtarır!

Ortadoğu’yu ancak yeni Osmanlı kurtarır!
Başbakan Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında yaşanan Davos krizi sonrası İsrail sokaklarında halkın, basının ve siyasilerin nabzını tutan Hürriyet, bu kez de Gazze’de. Hürriyet muhabiri, İsrail’in acımasız saldırılarıyla çoğu çocuk 1300 kişinin can verdiği, bombalarla yerle bir olmuş Gazze’nin yaralı, acılı, bitap ama hálá umutlu halkını dinledi. Türkiye ve Erdoğan Gazze’de bir efsane Hürriyet, Gazze’de Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden hastanede başına kurşun saplanmış 7 yaşında çocuklara, kocası öldürülmüş yaşlı kadınlara dek çok sayıda insanla konuştu. Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e karşı "Gazze çıkışının" ardından Türkiye ve Erdoğan burada bir efsane haline gelmiş. Kızılay, TİKA ve Türk sivil toplum ile yardım örgütleri deyince akan sular duruyor. Her yerde adına Gazze’de gösteriler düzenlenen Erdoğan’ın posterleri ve Türk bayrakları satılıyor. Gazze’de Hamas yönetiminin Başbakanı İsmail Haniye’nin başdanışmanı Ahmet Yusuf ve Hamas’ın sözcüsü Fevzi Barhum, Erdoğan ve Türkiye’ye en çok övgüler gönderenlerin başında geliyor. 'Türkiye’ye güveniyoruz' Ahmet Yusuf (Türkiye’de eğitim görmüş Başbakan Danışmanı): "Kendimizi ilk kez bu kadar Türkiye’ye yakın hissettik. Saldırı başladığında dünyadan ilk arayan ve ilk gelen Türkiye oldu. Erdoğan, bundan sonra da bizim için rol oynamaya devam etsin. ABD, AB, Mısır’a ve İsrail’e ’Biz Türklere güveniyoruz’ diye haber gönderdik. Çünkü Türkiye’nin hepsiyle yakın ilişkileri var. Tüm Gazze halkı Erdoğan’ı, Türkiye’yi siyasi değil duygusal ahlaki ve insani olarak seviyor. Ama bence en önemlisi Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Büyükelçi Ahmed Davudoğlu’nun Gazze saldırısı ve sonrasındaki Davos çıkışı ile ’Yeni Osmanlılar’ akımını başlattı. Büyük Türkiye böyle olunur, Osmanlının dirilişi belki de Ortadoğu’da tüm sorunları çözer. Dostum Ahmet Davudoğlu da bana kalırsa izlediği mekik diplomasisiyle 1970’lerdeki efsane Amerikan Dışişleri Bakanı Henry Kissenger gibi hareket ediyor." Öldürülen çocuklarımızın acılarını hafiflettiniz Fevzi Barhun (Sözcü): "Türk halkına tüm yardımları için minnettarız. Bizim meselemizi kendi meseleniz kabul ettiniz. Herkesten çok sahip çıktınız. Dünyada kimsenin ağzını açmaya cesaret edemediği İsrail Cumhurbaşkanına, Davos’ta sert çıkıp öldürülen çocuklarımıza sahip çıktınız. Herkes bizi suçluyor. Ama asıl ateşkesi bozan, bu süreçte 48 kişiyi öldüren, insanları tutuklayan, ambargo uygulayan İsrail’dir. Eğer iyi diyalog olursa barıştan başka bir şey istemiyorum." Süheyl Matar (BM’nin Cebaliye’de vurulan okulunun müdürü): "En şerefli çıkış Türkiye’den geldi. Sınıflarında öldürülen çocuklarımın acılarını hafiflettiniz. Bunu Araplar bile yapmadı Filistin için. Yanımızda bir Allah var sanırdım, bir de Türkiye ve Erdoğan varmış. Buradan çağrıda bulunuyorum. Gazze’deki çocukların okuması adına herkes bir şeyler yapsın. Eğitim, kanı durduran en önemli merhemdir. Burada öldürülenler adına bu çağrıyı yapıyorum." Hasan Ebu Şaban (85 yaşında eski FKÖ üyesi): "Keşke Osmanlı, bu topraklardan gitmeseydi. İngilizler’den sonra buralara hayır gelmedi. Davos’ta olanları televizyonda izledim, ağladım. Bana babamın anlattığı Osmanlıyı hatırladım." Muhammet El Tuam (Elektrik teknisyeni): "İki kardeşim hastanede ağır yaralı. Ben ölmemek için ailemle bodrumda yaşadım. Artık bizden Yahudiler uzak dursun, biz de onlardan uzak duralım. Ama istediğim, Hamas ve El-Fetih’in birleşerek Filistin devletini kurmaları. Biz birleşemezsek dünyada kim ne yaparsa yapsın bu kan durmaz, bu devlet kurulmaz." Mahmut Zaghbur (Başkomiser, Türk Polis Akademisi mezunu): "Bunlar çok zor günler. Bir yaşında çocuğum hálá bomba seslerinden uyuyamıyor. 22 gün elektrik, su ve gıda bulamadık. Bu savaş bitsin istiyoruz. Ama öncelikle bizim iç barışımız önemli. Çünkü İsrail saldırıları yetmiyormuş gibi Hamas ve El-Fetih da birbirleriyle çatışıyor. Ben de artık küçük çocuğumun geleceğini normal insanlar gibi düşünmek istiyorum." Um Firaz (Gazze’nin zengin ailelerinden, 65 yaşında): "Savaş burada zengin fakir dinlemedi. Canımı zor kurtardım. Burada insanları sadece savaş öldürmüyor. Kocam kemik kanseriydi ve tedavi olması gerekiyordu ama İsrail bizi Gazza’ye hapsettiği için burada göz göre göre can verdi." Samir El Toom (Müteahhit): "Başbakan Erdoğan, Müslüman ülkelerin tek devlet başkanı olsun. Davos’ta gerçek bir lider gibi davrandı. Mısırlı Amr Musa da onu seyretti. Ben oğlumu kaybettim. Şimdi bu savaşı kim kazandı? İsrail mi, El-Fetih mi yoksa Hamas mı? Hiçbiri benim oğlumdan daha değerli değil." Çocuklarımızı, Türk doktorlar yaşattı Muhammet El Hasan (Vurulan Şifa Hastanesi’nin Başhekimi): "Savaşın ilk gününden bu yana yaşadığımız acıları anlatamam. Hiçbir yürek buradaki görüntülere dayanamaz. Türkiye’den bize doktorlar yardıma geldi. Kızılay’ın yardımları ulaştı. Ama şu an buradan sizin aracılığınızla yardım çağrısı yapıyorum." Faiz Tedes (Oğlu vurulan bir baba): "Oğlumu Seyfettin isminde bir Türk doktor ameliyat etti. Yine geleceğine söz verdi. Keşke buraya Türkler gelse ve bizi hiç bırakmasa. Bize sizden başka bu acımızda samimim davranan yok." Su getirirken, oynarken çocuklarımız vuruldu Ahmet Gabun (İşsiz): "Oğlum su getirmeye çıktığında sokakta patlayan roketle paramparça oldu. Şimdi onu kurtarmaya çalışıyoruz. Bu savaşın İsrail’e ne faydası oldu. Bu bölgede atılan her roket nefret tohumları ekiyor ve bu tohumlar köklerini salan ağaçlar gibi günden güne büyüyor. Bu topraklara barış falan gelmez. En azından kendi adıma bu kanı yerde bırakmayacağıma yemin ettim." Ahmet Hasan (7 yaşında, başında mermi bulunan çocuğun babası): "O gün sokakta oynarken İsraillilerin tam çekildiği 17 Ocak günü, ateş açmaya başladılar ve bir mermi 7 yaşındaki oğlumun başına saplandı. İlk ameliyatını oldu. Şimdi bir ameliyat daha oldu. Görme yeteneğinin yüzde 80’ini kaybetti. Bize boş gözlerle bakıyor. Onun için Türkiye’den tek isteğim sadece oğlumun düzelmesi için dua edilmesi." Amina Reyhan (66 yaşında, ev kadını): "Bu arkamda gördüğünüz evde üç aile yaşıyorduk. Şimdi yerle bir oldu. 22 yaşındaki oğlumu kaybettim. Bitsin artık bu savaş. Hayatım boyunca onlarca akrabam İsrail tarafından ya öldürüldü ya da esir alındı. Bıktık. Türkiye Müslüman dünyasının önderi olarak bu savaşı durdursun." Hatice Sakır (Ev hanımı): "Kocamın anısına üç haftadır buradan ayrılamıyorum, çünkü onu burada bombardımanda öldürdüler. 72 yaşındayım. Benim için de yaşamın anlamı kalmadı. Biz bu topraklarda beraber yaşayamayacak mıyız? Siyasetçiler siyaset, şov yapamasın. Gelsin buradaki halimizi görsün ve bu kanı artık durdursun."