Rusya’nın geçen ay tarihi bir kararla Gürcistan’ın isyancı cumhuriyetleri Güney Osetya ile Abhazya’yı “bağımsız devlet” olarak tanıması Kafkasya’da Türkiye’yi de yakından ilgilendiren bir süreç başlattı. Milliyet'ten Cenk Başlamış'ın bildirdiğine göre Kremlin, bir anda uluslararası gündeme yerleşen iki küçük cumhuriyeti daha iyi tanıtmak amacıyla Moskova’da yerleşik yabancı gazeteciler için bölgeye gezi düzenledi. Kısa gezinin ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan biri Rusya’nın Kafkasya’daki çıkarlarını ne pahasına olursa olsun koruyacağı. Anlaşmazlığının perde arkasında Rus-ABD çekişmesinin yattığının, büyük oyunda Osetlerle Abhazlara küçük roller düştüğünün kendileri dahil herkes farkında.
Köyden büyük ülke... 70 bin civarında nüfusu olan Güney Osetya’yı görünce insanın aklına ister istemez, “KKTC’nin günahı ne?” sorusu geliyor. KKTC bağımsızlığı, köyden biraz büyük, şehirden biraz küçük bir yer olan Güney Osetya’dan herhalde daha fazla hak ediyor. Ama tabii bu kadar basit değil: Kafkasya haritasındaki stratejik konumu Güney Osetya’nın Moskova için neden hayati önemi bulunduğunu açıkça gösteriyor. Kafkas dağlarının korumasındaki bölge, Rusya için doğal bir hava yastığına benziyor. Ama Osetlerin asıl istediği bağımsızlık değil, Gürcü boyunduruğundan kurtulmak ve kuzeydeki kardeşleriyle Rusya çatısı altında yaşamak. Başkent Şinvali’de yabancı gazetecilerle bombalanan parlamento binası önünde konuşan Güney Osetya lideri Eduard Kokoytı, amaçlarının Rusya içinde yer alan Kuzey Osetya ile birleşmek, dolayısıyla bağımsızlık düşünden vazgeçerek federasyona katılmak olduğunu ima etti.
Gürcü köyleri de yıkıldı Rusya ve G. Osetya, Gürcü ordusunun 7 Ağustos’taki saldırısı sırasında kenti yerle bir ettiğini ve soykırım uyguladığını iddia ediyor. Ama Rus topçusunca bombalanan Şinvali çevresindeki Gürcü köylerinde de harabeye dönmüş çok ev var. Kokoytı, bu evlerde yaşayanların Gürcü ordusuyla işbirliği yaptığını ileri sürüyor. Suçlu aramanın fazla bir anlamı yok, çünkü her savaşta olduğu gibi kimse gerçeği söylemiyor ve bedel ödeyen hep siviller oluyor. Tartışılmayacak tek gerçek ise Osetlerle Gürcülerin bir daha birlikte yaşamasının çok zor olması. “Sınır Tanımayan Doktorlar” üyesi bir Yunanlı, “Birbirlerinden öyle nefret ediyorlar ki, onlarla karşılaştırıldığında Türklerle Yunanlılar sevgiliye benziyor” diyor. Belli ki Osetler er ya da geç Rusya’ya katılacak. Ama diğer “bağımsız devlet” Abhazya’da bambaşka bir hava var.
Nikaragua tanıdı Bu arada Eho Moskvı Radyosu, Nikaragua’nın Güney Osetya ile Abhazya’nın bağımsızlığını tanıdığını bildirdi. Radyo, Managua’daki Rus Büyükelçiliği kaynaklarına dayanarak Nikaragua’nın Rusya’nın ardından tanıma kararı alan ikinci ülke olduğunu duyurdu.
Alina Doğan’ın mezarı Kuzey Osetya’nın Beslan kasabasında bir okula düzenlenen baskının dördüncü yıldönümünde yine gözyaşı ve keder vardı. Çeçen teröristlerin düzenlediği okul baskını ve ters giden kurtarma harekâtı sonucu 180’i çocuk yaklaşık 350 kişi ölmüştü. Hayatını kaybedenlerden biri de dokuz yaşındaki Türk kızı Alina Doğan’dı.
Kafkasya ekspresi! Kremlin’in düzenlediği “hızlandırılmış Kafkasya gezisi” sadece 43 saat sürdü, ama gazeteciler Moskova-Beslan-Şinvali-Soçi-Suhum-Soçi-Moskova hattında yollarda 20 saatten fazla geçirdi. Gazetecilerin tepkisini çeken pek çok aksaklık yaşandı, ama kasıt olmadığını herkes iyi biliyordu. Üstelik, devlet başkanları gibi her yere polis eskortuyla gitmek de yabancı gazetecilerin gururunu okşadı. Tek garipsenen kim olduğu bir türlü anlaşılamayan kişinin, dünyaca ünlü ajansların temsilcilerini, ”Rus mevzilerinin resmini çekersiniz sizi cezalandırırım, basın kartlarınızı yırtarım” diye tehdit etmesiydi.
İlgili haberler:Ruslardan sonra Nikaragua tanıdıTürkiye'den Güney Osetya'ya gözlemci