Osetya ve Abhazya asırlardır ikilemde

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin, ayrılıkçı Güney Osetya'yı işgale girişmesi ve Rusya'nın beklenmedik sertlikte verdiği karşılık, sadece bölgenin değil, tüm dünyanın Soğuk Savaş dönemindeki gibi kamplaşma sürecine girmesine yol açtı. Bütün dünyayı böylesine etkileyen süreci başlatan Güney Osetya ve onun gibi Gürcistan'dan ayrılma mücadelesi veren Abhazya, aslında asırlardır "bağımsızlık" ve "taraf seçme" ikilemini yaşayan küçük toprak parçaları. Bu yüzden de çok sayıda "Soğuk Savaş"ın yanı sıra, sürekli sıcak çatışmaların da merkezinde oldular. Abhazya gerçeği Gürcistan'ın kuzeybatısında, Rusya'nın ise güneybatısında yer alan ve Karadeniz'e kıyısı bulunan Abhazya'nın, dil, kültür ve tarih açısından Kuzey Kafkasya'daki diğer halklarla büyük bir yakınlığı bulunuyor. Yunan ve Roma imparatorluklarının sınırlarına dahil oldukları dönemde, 6. yüzyılda Hristiyanlığı benimseyen Abhazya'da, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişmesiyle, İslam'ın da etkisi görüldü. Türk-Abhaz ilişkileri 1500-1800 yılları arasında gelişti, Abhazya'da Osmanlı egemenliği, Rus saldırıları sonucu 1810'da sona erdi. Abhazya, 1864'te Rus İmparatorluğu'nun sınırlarına dahil edildi ve bu süreçte çıkan savaşta birçok Abhaz evini terk etmek zorunda kaldı. Takip eden yıllarda ise bölgeye Ruslarla Gürcüler yerleştirildi. Gürcü Stalin, Abhazya'yı Gürcistan'a kattı Bolşevik ihtilalinden sonra ise Abhazya'ya özerklik statüsü verildi. Ancak tatilini Abhazya'da geçirmeyi seven ve aynı zamanda bir Gürcü olan Stalin, bölgeyi 1931'de Gürcistan ile birleştirdi. Abhazya, özerk cumhuriyet olarak anılmaya devam etti, ancak Stalin'in hayatta olduğu süre içinde özerklik haklarından faydalanamadı. Abhazya'da resmi dil olarak Gürcüce kabul edildi, Abhazca ve kültürel haklar hiçe sayıldı. Bölgeye Gürcüler yerleştirildi, baskı büyük ölçüde, Nikita Sergeyeviç Kruşçev'in Kremlin'in başına geçmesinden sonra hafifledi. Sovyetler Birliği'nin çöktüğü 1991 yılında, Abhazya'da nüfusun sadece beşte birini Abhazlar oluşturuyordu. Nüfusun kalan kısmı ise neredeyse tamamen Gürcülerden oluşuyordu. Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Abhazya'da, bağımsızlık ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurulması yönündeki talepler ağırlık kazandı. Abhazya'nın 1992'de bağımsızlığını ilan etmesi ve Gürcistan'ın bölgeye asker göndermesiyle tansiyon yükseldi. Gürcü kuvvetleri, 1993'ün sonlarında püskürtüldü, birkaç bin kişi öldü, binlerce kişi evini terk etmek zorunda kaldı. Abhazya, 1994'te yeni anayasasını kabul etti ve 1999'da tek yanlı bağımsızlık ilanını tekrar beyan etti. Bağımsızlığını, Rusya tarafından bu hafta tanınıncaya kadar hiçbir ülkeye kabul ettiremedi ve bunun bedelini ekonomisine yediği darbe ile ödedi. Bir zamanlar Sovyetler Birliği'nin seçkin kesimi tarafından öncelikli tatil beldesi olarak görülen Abhazya'ya ekonomik ambargo uygulandı ve Abhazya, Sohum'a tren yolunu açık tutan ve sınır ticaretine, yasal olmasa da izin veren Rusya'nın dahil olmadığı uluslararası topluluk tarafından dışlandı. Moskova, Abhazlara Rus vatandaşlığı vererek Tiflis yönetimini kızdırdı ve Gürcistan'ın bölgeye düzenleyebileceği olası harekatın önünü de böylece kesmiş oldu. Rusya'nın rolü Gürcistan, 1993'te Abhazya'daki askeri yenilgisinde Rus güçlerinin parmağı olduğunda ısrar ediyor ve bu iddia, bazı gözlemciler tarafından da kabul ediliyor. Öte yandan Abhazlara Rus ordusu gibi Çeçenlerin de destek verdiği biliniyor. Bu desteğin karşılığında münferit de olsa, Çeçenistan'daki savaşta Ruslara karşı savaşmaya giden Abhazlar oldu. Rusya ile Gürcistan arasındaki gerginliğin bir başka kaynağı da Çeçenistan'da 1994'te meydana gelen savaştı. Rus ordusundan kaçan Çeçen savaşçıların, Gürcistan'ın Pankisi vadisine sığındığını ileri süren Moskova ile Tiflis hükümetleri arasında gerginlik baş göstermişti. Rusların Abhazya'daki üssü de bir başka gerginlik kaynağı. Moskova yönetimi, 1999'da Gudauta üssünü kapatacağını, ancak üssün, barışgücünün hizmetine verileceğini açıkladı. Ancak Gürcistan üssün halen, bağımsızlık yanlısı kuvvetlere destek amacıyla kullanıldığını iddia ediyor ve üste denetimde bulunarak aksinin ispatına imkan tanınmadığını belirtiyor. Bölgede ayrıca, BM'ye bağlı askeri denetçiler bulunuyor. Rusya'nın son dönemdeki müdahalesine kadar Gürcistan ile Abhazya arasında bulunan stratejik Kodori Vadisi'nin yarısı Gürcistan'ın kontrolünde bulunuyordu. Ancak bu bölgede kontrolün, Gürcistan'ın Güney Osetya ile uğraştığı sırada tekrar Abhazya'ya geçtiği belirtiliyor. Bağımsızlığı Rusya hariç herhangi bir devlet tarafından tanınmayan Abhazya'da, 2003 yılı istatistiklerine göre yaklaşık 250 bin kişi yaşıyor. Başkent Sohum ve diğer kesimlerde Rusça ve Abhazca konuşuluyor. Para birimi olarak ruble kullanılıyor. Hıristiyan ve Müslüman olarak ikiye ayrılmış nüfus geçimini tarım ve turizmden kazanıyor. Abhazya'ya, Ocak 2005'te yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanan Sergey Bagapş liderlik ediyor. -- GÜNEY OSETYA --Bölgeye yüzlerce yıl önce Asya'dan göç ettikleri tahmin edilen Osetler, Rus İmparatorluğu'nun sınırlarını genişlettiği 18 ve 19. yüzyıllarda, Kuzey Kafkasya'daki diğer halklar gibi direniş yolunu seçmediler. Hatta bazı Osetler, komşularına karşı Rusların yanında yer aldı. Rus İmparatorluğu'nun ve daha sona Sovyetler Birliği'nin sadık vatandaşları olarak bilinen Osetler, tarih boyunca Ruslarla iyi ilişki içinde oldular. Bolşevik güçlerin 1920'lerin başlarındaki Gürcistan işgali sırasında Kremlin'in yanında yer aldılar ve bunu takip eden yıllarda, Gürcistan'ın içinde Güney Osetya Özerk Bölgesi ve Rusya'ya bağlı Kuzey Osetya olarak ikiye ayrıldılar. Sovyetler Birliği döneminde, Zviad Gamsahurdiya'nın liderliğindeki Gürcistan'a karşı mücadele veren ayrılıkçı Osetler ile Gürcüler arasında çatışmalar çıktı. Sovyetler, 1989'da barışı sağlamak için bölgeye asker gönderdi. Güney Osetya'nın 1990'da Gürcistan'dan ayrılmak istemesi üzerine çatışmalar tekrar alevlendi ve ertesi yıl bağımsızlık fiilen hayata geçirildi. SSCB'nin çökmesi ve Gürcistan'ın 1991'de bağımsızlığını kazanması, Güney Osetyalıların bağımsızlık hevesini kırmadı. Gürcülerin düzenli olmayan kuvvetleriyle Oset savaşçılar arasında 1992 yılına kadar çatışmalar oldu. Bu tarihte, bölgeye Oset ve Gürcü askerlerinin yanısıra Rus barışgücünün yerleştirilmesini öngören bir anlaşma imzalandı. Gürcistan'da Eduard Şevardnadze'nin devlet başkanı olmasının ardından Güney Osetya'daki ayrılıkçıların sesi az da olsa kısıldı. Güney Osetya'da ekonominin daha da dibe batmasıyla suç oranı arttı. Genç nüfusun da bölgeyi terketmeye başlamasıyla Güney Osetya, Gürcistan'ın gündeminden uzaklaştı. Ancak Şevardnadze'yi devirerek göreve gelen Mihail Saakaşvili'nin, yemin töreninde Abhazya ile birlikte Güney Osetya'yı geri kazanacakları ve toprak bütünlüğünü sağlayacaklarının sözünü vermesiyle bölge tekrar ön plana çıktı. Saakaşvili, Güney Osetya'ya diyalog ve özerklik teklif etti, ancak Osetlerin talepleri bu teklifin hayata geçirilemeyeceğini gösterdi. Kasım 2006'da düzenlenen referandumda halk, bağımsızlıktan yana oy kullandı. Rusya, Tshinvali yönetimiyle yakın temaslarda bulundu ve Oset liderler, Moskova'nın destek veren tutumundan memnuniyet duydu. Osetlerin büyük bölümü Rus pasaportu aldı ve bölgede Rus rublesi para birimi olarak kullanılmaya başlandı. Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki gerilim, Ağustos 2008'de doruk noktasına ulaştı. Gürcülerle Osetler arasında birkaç hafta süren çatışmaların ardından Gürcistan, bölgeye hem havadan hem de karadan harekat düzenledi, başkent Tshinvali'nin kontrolünü ele geçirdi. Rusya, Gürcistan'ın bu harekatı üzerine, vatandaşlarının tehdit altında olduğu ve saldırıya maruz kaldığı gerekçesiyle bölgeye asker gönderdi, Gürcü mevzilerini bombaladı. Rus askerleri, Güney Osetya'daki ve Abhazya yakınlarındaki Gürcistan kuvvetlerini birkaç gün içinde püskürtmekle kalmadı, Gürcistan'ın iç kesimlerinde bazı büyük kentlere de girdi. Rusya, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması gereği Güney Osetya ile Abhazya'daki askerlerini geri çekti, ancak sınırlarda tampon bölgeler oluşturmayı ihmal etmedi. ABD ve Fransa, Rusya'yı, anlaşmayı ihlal etmekle suçladı. Bundan birkaç gün sonra Abhazya ile Güney Osetya'nın bağımsızlığı Rusya tarafından tanındı. (AA)