Ampute Milli Takımı'nın kaptanı Osman Çakmak, engelli vatandaşlardan hayallerinden asla vazgeçmemelerini istedi. Şırnak'ta 1997 yılında vatani görevini yaparken mayına basması sonucu tek ayağını kaybettiğinde hayatın kendisi için bittiği düşüncesine kapıldığını ancak ampute futbolla bu olumsuz düşünceden kurtulduğunu söyledi.
Hayatı boyunca en çok milli takım formasını giymeyi arzuladığını belirten Osman, "Lütfen ayağımı kesmeyin, ben futbol oynamayı çok seviyorum.' demiştim. 'O an hayat bitti.' diye düşünmüştüm ama hayat bir şeyi çok istersen bitmiyor, devam ediyor. Her şeye olumsuz bakarsan hiçbir engeli aşamazsın." ifadelerini kullandı.
Kaptan, hayalini ampute futbol sayesinde gerçekleştirdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir şeyi çok istersen Allah bunu sana nasip eder. Küçük yaştan beri en çok istediğim şey ay-yıldızlı formayı giymek, ülkem için mücadele etmekti. Dağda mücadele ettik, sahada da mücadele etmemiz gerekiyormuş. Şimdi de sahada mücadele edip, olumsuz düşünceleri yok ediyoruz. Hepimiz bir engelli adayıyız, yarın ne olacağı belli olmaz."
Osman Çakmak, Vodafone Park'ta İngiltere'yi yenerek Avrupa şampiyonluğuna ulaştıkları maçı unutamadığını söyledi.
Şampiyonluğu disiplinli çalışmaya bağlayan kaptan, "Takım sporlarında disiplin varsa başarı kaçınılmaz. İdmanda ter dökmeyen müsabakada gözyaşı döker. Artık çıta yükseldi, sorumluluğumuz arttı. Şampiyonluk bir defaya mahsusmuş dedirtmemek için çok çalışmamız lazım. İnşallah, Avrupa ve dünyada ampute futbol Türkiye'den sorulacak." diye konuştu.
Osman, "Vodafone Park'ta bu kadar taraftar bekliyor muydunuz?" sorusuna, "Çocuklar, bizim maçlara genelde 150-200 kişi geliyor, finalde bin kişi olur mu diye düşünüyorlardı. Tecrübeli olduğum için 'Söz konusu milli dava olunca yarın o stat dolar, taşar bile.' dedim. Stadın dolacağına inanmıştım." cevabını verdi.
Avrupa Şampiyonası'nın ardından taraftarların ampute futbol lig müsabakalarına yeterince ilgi göstermediğini söyleyen milli oyuncu, engellilere karşı duyarlılıkta ise artış yaşandığını kaydetti.
Osman Çakmak, kendilerine artık başarılı bir sporcu gözüyle bakıldığına işaret ederek, yaşadığı bir olayı anlattı:
"Engelliye bakış açısı daha önce farklıydı. Bir gün Rahmi (Özcan) kardeşimle beraber gidiyoruz... Ben protez kullanan biriyim, Rahmi protez kullanmayı sevmez. Bir çocuk 'Ben bu ağabeyleri tanıyorum, şampiyon olan ağabeyler.' dedi. Daha önce ise 'Anne bak adamın ayağı yok.' cümlesini duyuyorduk. Avrupa şampiyonluğunun ardından farkındalık oluştu. Ampute futbolda yaklaşık 700 olan lisanlı sporcu sayısı da birden bin 500'e yükseldi."
Kariyer planlamasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan 40 yaşındaki Osman Çakmak, 2018 Dünya Kupası'ndan sonra ampute futbolu bırakacağını bildirdi.
Eşinden "içişleri bakanı" diye bahseden ampute futbolcu, "Kendisine 'Avrupa Şampiyonası'nda kupayı alalım, zirvede bırakırız.' demiştim. O da bana 'Kupayı aldın, güzel de bir golle taçlandırdın, zirvede bırakacak mısın?' diye sordu. 'Türk halkına söz verdik, darısı Dünya Kupası'na.' dedim. Eşim de saygı duydu. 2018 Dünya Kupası'ndan sonra Allah nasip ederse takım elbise giyip, bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Kaptan Osman, A Milli Futbol Takımı ile kıyaslanmalarını doğru bulmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Milli takımın kaptanı Arda Turan, tanıyorum kendisini. Emre (Belözoğlu) kaptanla da gazi olmadan önce futbol oynadım, oradan tanışıyoruz. Çok değerli bir insan. Emre kaptan benim kadar çalışmıyor nasıl derim. Onlar da çok çalışıyor, çok istiyor. Ama maalesef kısmetsizlik mi diyeyim, ters giden bir şey var. 2002'den bu yana Dünya Kupası'nda milli takımımız yok, bizim için çok üzücü. Ülke olarak her Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası'nda olmamız gerekiyor."
Milli sporcu, engellilerin sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde hatırlanmaması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"3 Aralık Dünya Engelliler Günü pazara geliyor. Mesela kurum ve kuruluşlarda, 'Engelliler için pazartesini tatil yapalım, evlerinde dinlensinler." diye bir düşünce var mıdır? Yoktur. Ayrıca ilgili bakanlıklar engellilerle ilgili projeler üretmeli, düzenlemeler yapmalı. Çoğu engelli kardeşlerimizin yaptığı işi engelli olmayan insanlar yapamaz. Önemli olan temel eğitim. Temelden o engelliyi topluma kazandırmak lazım. Mesele, engelli vatandaşlarımızı sadece engelliler gününde yemeğe çıkarıp onore etmek değil. Biraz daha taşın altına elimizi koymamız lazım."(CNNTurk)