932 gündür cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala için avukatları tahliye talebinde bulundu. Talep, sulh ceza hâkimliğine sunulmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi. Başvuruda AİHM'in Kavala'nın derhal serbest bırakılması yönündeki kararında Kavala'nın tutukluluğuna gerekçe gösterilen "casusluk" iddiasının değerlendirildiği hatırlatıldı.
Gezi Parkı davası kapsamında “Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklanan ve mahkemenin beraatle tahliye kararı verdiği Kavala, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden çıkmadan 15 Temmuz soruşturması kapsamında “siyasi ve askeri casusluk” suçlamasıyla tekrardan tutuklanmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala için “derhal serbest bırakılması gerektiğine” ilişkin kararı ise 12 Mayıs’ta kesinleşti.
Tahliye başvurusunda AİHM’in kesinleşen kararı hatırlatıldı ve “müvekkilin tutukluluğunun dayandırıldığı ‘Henri Barkey ile irtibatının olduğu’ kanıtlarının suçu işlediğine yönelik makul şüpheye dayanmadığı ve bu kanıtlara dayandırılarak dava dosyası oluşturulamayacağı açıkça ortaya konulmuştur” denildi.
2017 yılından bu yana devam edilen soruşturma gerekçesiyle Kavala'nın tutukluluğunun keyfi bir hala geldiği belirtilen başvuruda, soruşturmanın gizli yürütüldüğü belirtilerek, "Bu kadar uzun süreye ve gizli olarak yürütülen bir soruşturma olmasına, halen dahi iddianame düzenlenmemesine rağmen, araştırmaların devam ettiği gerekçesinin ortaya koyulması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır" ifadeleri kullanıldı.
Casusluk suçunun oluşabilmesi için niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilginin temin edilmiş olması gerektiği hatırlatılırken, tutuklama sevk talebi ve karar gerekçesinde Osman Kavalanın bu nitelikte bir bilgi temin ettiğine dair somut hiçbir delil olmadığı kaydedildi. Başvuruda şu ifadeler yer verildi:
"Bu kadar ciddi bir suç isnadında makul şüphenin somut ve doğrulanabilir gerçekler veya kanıtlarla desteklenmesi gerektiği açıktır.
Suç tanımı değiştirilerek suça uygunluk yaratma çabaları ile Osman Kavala’nın tutukluluğunu devam ettirmek adil olmadığı sürece hukuki de olmayacaktır.
Aradan geçen uzun süreye rağmen iddianame hazırlanmamış olması bir yana aynı eylem ve gerekçelerle, suçun işlendiğine dair tutukluluğu meşru kılacak somut hiçbir delil olmadan, AİHM kararıyla makul şüphe olmadığı kesinleşen bir tutuklama kararında CMK 100. ve devamı maddelerindeki tutuklama ve tutukluluğun devamı şartlarının bulunmadığı veya ortadan kalktığı görülmektedir.
3 yılı aşkın süredir devam eden işbu soruşturma nedeniyle önceki tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarındaki aynı eylem ve gerekçelerle fakat siyasi veya askeri casusluk suçu kapsamında devam ettirilen tutuklama kararı ile Osman Kavala’nın tutukluluğu; “bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma” kapsamından çıkmış ve keyfi tutuklama haline dönüşmüştür."
Başvuruda, Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda yayılan Koronavirüs nedeniyle Kavala’nın “yaşı itibariyle risk grubunda bulunduğu da dikkate alındığında sadece yaşama hakkı değil, işkence ve kötü muamele yasağı hakkı da ihlal edilmiş olacaktır” denilerek, Kavala’nın tahliyesi talep edildi.