Sabah gazetesi yazarı tarihçi Erhan Afyoncu, ". Osmanlı’da 1700’lerde Fransa elçisi Ferriol’ün Ermeni Patriğini kaçırması iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmişti. Doktorların deli raporu verdiği elçiyi Fransa görevden aldı" dedi. Ferriol'ün sebep olduğu bir skandal vardı ki bu, daha öncekilere rahmet okutturacak nitelikteydi" diyen Afyoncu, "Elçi, Ermeni Patriği Avadik'i Avrupa'ya kaçırtmış ve bunun üzerine Osmanlı Devleti ile Fransa savaşın eşiğine gelmişti. Ermeni Patriği Avadik'in, Katolik olduğu haberinin alınması bu skandalı savaşa dönüşmeden önledi" ifadelerini kullandı.
Erhan Afyoncu'nun Doktor raporuyla görevden alınan elçi başlığıyla Sabah gazetesinde yayımlanan yazısı şöyle:
Sözde müttefikimiz ABD ve Avrupa Birliği’nin elçileri ile ilgili meseleler bitmiyor. Osmanlı’da 1700’lerde Fransa elçisi Ferriol’ün Ermeni Patriğini kaçırması iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmişti. Doktorların deli raporu verdiği elçiyi Fransa görevden aldı
Osmanlı İmparatorluğu ile müttefiki Fransa'nın ilişkileri 16. yüzyıldan imparatorluğun sonuna kadar inişli çıkışlı bir seyir takip etti.
İlişkilerin bu şekilde cereyan etmesinde Fransaelçilerinin kişisel beceri ve kabiliyetlerinin önemli bir yeri vardı. Kont de Ferriol, Fransa elçisi olarak 1 Aralık 1699'da İstanbul'a geldi. Önceki Fransa elçileri iyi bir intiba bırakmamışlardı. 17. yüzyılın sonlarında Osmanlı ile Fransa arasındaki ilişkiler de en zor dönemlerinden birini yaşıyordu. Ferriol'ün hem kendinden önceki elçilerin kötü imajlarını gidereceğine hem de iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştireceğine dair büyük ümitler besleniyordu.
Charles de Ferriol'un yirmi beş gün sonra Sultan İkinci Mustafa tarafından kabul edilmesi kararlaştırıldı. 26 Aralık 1699'da Ferriol ve yanındaki 56 kişi, Topkapı Sarayı'ndaki Divan-ı Hümayun'da başta sadrazam ve Osmanlı devlet ricali tarafından karşılandılar. Divan'daki ziyafet bittikten sonra sıra elçi ve yanındakilerin, Sultan İkinci Mustafa'nın huzuruna çıkmasına geldi.
Fransa elçilik heyetinin padişahın huzuruna çıkması için bütün hazırlıklar yapıldı ve heyet, önde çavuşbaşı olduğu halde ilerlemeye başladı. Fakat bu arada çavuşbaşı, Ferriol'ün kaftanının altında uzun bir kılıç taşıdığını farketti.Elçinin bu şekilde padişahın huzuruna çıkması mümkün değildi. Çavuşbaşı, heyette bulunan Tercüman Mavrokordato'ya durumu anlattı.
Mavrokordato, çavuşbaşının söylediklerini Kont de Ferriol'e iletti. Elçi kılıçla padişahın huzuruna çıkamayacağını öğrenince çok sinirlendi.
Önce birkaç defa kılıcına vurdu ve daha sonra kılıcını belinden ancak kralının çıkarabileceğini yüksek sesle bağırdı. Osmanlı gelenek ve göreneklerinin kendisini ilgilendirmediğini ve kılıcını asla çıkartmayacağını söyledi. Sadrazam ve yeniçeri ağasının uyarıları da işe yaramadı. Bunun üzerine Amcazade Hüseyin Paşa diplomasi tarihinden eşi benzeri olmayan bir yönteme başvurdu. Elçinin koluna giren görevliler kılıcı almaya çalıştılar, ancak bundan da bir netice alınamadı. Ferriol ve yanındakiler padişahın huzuruna çıkmadan Topkapı Sarayı'ndan ayrıldılar. Padişaha gönderdiği hediyeler elçiye iade edildi.
Kayık rezaleti
Fransa elçisinin daha ilk kabulünde neden olduğu rezaletler son olmayacaktı. Fransa elçisi 1711'de İstanbul'dan gidene kadar daha birçok skandal çıkardı. Elçinin sebep olduğu sorunlardan biri de Boğaz'daki kayık gezileriydi. Ferriol İstanbul'a geldikten sonra saltanat kayıklarına benzeyen bir kayık satın aldı. Sazlı sözlü heyetle büyük bir gürültü çıkartarak kayıkla sarayın önünden geçtiğinden saraydakiler bu durumdan rahatsız oluyorlardı. Padişahın emri üzerine elçinin Boğaz'da gezintiye çıkması yasaklandı. Yasağa rağmen Ferriol eğlenceden bir türlü vazgeçmedi. Boğaz'da gezemese de Fransa elçilik binasında partiler verdi. Elçiye doktor rezaleti
Ferriol'ün sebep olduğu bir skandal vardı ki bu, daha öncekilere rahmet okutturacak nitelikteydi. Elçi, Ermeni Patriği Avadik'i Avrupa'ya kaçırtmış ve bunun üzerine Osmanlı Devleti ile Fransa savaşın eşiğine gelmişti. Ermeni Patriği Avadik'in, Katolik olduğu haberinin alınması bu skandalı savaşa dönüşmeden önledi.
Osmanlı Devleti ile Fransa arasındaki ilişkilerin savaşın eşiğine kadar gelmesi zaten asabi biri olan Ferriol'ün sinirlerini daha da bozdu. Hatta Ferriol'ün ruhsal dengesi o kadar bozuldu ki bir ara elçi akli dengesini bile kaybetti. Hayatının sonlarına doğru elçinin dengesiz hareketleri daha da arttı ve artık etrafındakilere zarar verir hale geldi. 1709'da elçi bir kez daha sinir krizine girmişti. Fransa elçisi el ve kollarıyla elçilikte ne varsa kırıyordu. Bunun üzerine elçiliktekiler Ferriol'ün ellerini ve ayaklarını bağlamak zorunda kalmışlardı.
1709'a gelindiğinde akli dengesini iyice kaybeden Ferriol, İngiltere Elçisi Sutton'u düelloya davet etti. Çünkü Rusya ile Osmanlı Devleti'nin anlaşmasını destekleyen Sutton'u diplomatik yollarla alt edememişti. Ferriol, bir ara düzelse de, akli durumu her geçen gün biraz daha kötüye gidiyordu. Artık odasındaki yatağına bağlanmak zorunda kalınmıştı.
Bunun üzerine Fransız tüccarlar elçinin doktorundan makamında kalamayacak kadar deli olduğuna dair 1711'de bir rapor aldılar. Rapor Fransa'ya gönderildi ve Ferriol görevinden alındı. Ferriol'ün yerine Fransa elçisi olarak Kont des Alleurs atandı. Fransa elçisi Kont de Ferriol tarihe diplomatik başarılarıyla değil İstanbul'da neden olduğu skandallar ve delilik hikâyeleriyle geçmişti.