ÖSYM'DE ''TORPİL MESAJI'' İDDİASINA DAVA ANKARA (A.A) 

-ÖSYM'DE ''TORPİL MESAJI'' İDDİASINA DAVA ANKARA (A.A) - 16.05.2011 - Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, kendisiyle ilgili ÖSYM'de ''torpil mesajı'' iddiasında bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde, 30 bin liralık manevi tazminat davası açtı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yazıcı'nın avukatlarınca açılan davanın dilekçesinde, Türkiye'nin son günlerdeki gündeminde, YGS sınavlarındaki usulsüzlük iddialarının yer aldığı anımsatılarak, büyük bir halk kesimini yakından ilgilendirdiği göz önünde tutulduğunda bu konunun önemle üzerinde durulmasının gayet doğal olduğu vurgulandı. Kılıçdaroğlu'nun, 8 Mayıs 2011 tarihinde katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklama ile 10 ve 11 Mayıs 2011 tarihlerinde bir gazeteye yaptığı açıklamalara yer verilen dilekçede, bu açıklamalar üzerine siyasi kulislerde, adı geçen Bakan'ın Hayati Yazıcı olduğunun kulaktan kulağa yayıldığı, bunun üzerine Yazıcı'nın, konuyu süratle araştırarak, sözü edilen e-postaya ulaştığı ve bu e-postanın 26 Ekim 2010 tarihinde kendi adı kullanılarak ÖSYM başkanına gönderildiğini tespit ettiği aktarıldı. Söz konusu e-postayı gönderen kişinin tespiti amacıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulduğu anımsatılan dilekçede, 11 Mayıs 2011 tarihinde ise Hayati Yazıcı'nın makamından yapılan yazılı açıklamada; ''Yazıcı'nın isim ve soy isminin kullanılarak bir kişinin üniversiteye yerleştirilmesi ile ilgili bir talep içeren elektronik postanın gönderildiği bilgisine ulaşıldığı, Yazıcı'ya ait böyle bir e-postanın olmadığı, ortada kurgulanmış, üzerinde çalışılmış bir projenin olduğu, Bakan Yazıcı'nın böyle bir talepte bulunmadığı, herhangi bir yolla da olsa böyle bir talepte bulunmayı aklının ucundan dahi geçirmeyecek kadar devlet işleyişini bilen bir kişi olduğu ve Yazıcı'nın yeğeninin de bulunmadığının'' kaydedildiği hatırlatıldı. Yapılan bu açıklamaya rağmen Kılıçdaroğlu'nun, ''haksız, hukuk aykırı ve maksatlı tutumunu sürdürdüğü'' savunulan dilekçede, ''Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ifadeleriyle konu ile ilgili kesin bir kanıda bulunarak, haksız ve hukuka aykırı söylemlerini yoğunlaştırarak devam ettirdiği ve Yazıcı'yı hukuk ve ahlak dışı yolları izleyen biriymiş gibi topluma tanıtmaya çalıştığı'' ileri sürüldü. -''OLAYIN BİR SENARYO OLDUĞU AÇIKTIR''- Dilekçede, ''Olayın bir senaryo olduğu açıktır. Gerek müvekkilim, gerekse basının yaptığı ilk incelemeler sonunda olay tüm ayrıntıları ile ortaya çıkmıştır. Bu durum müvekkilimin adına tarafımızca yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan tahkikat neticesinde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Öncelikle şu hususu önemle belirtelim ki, müvekkilime aitmiş gibi kullanılan e-posta adresi müvekkilime ait değildir. Ayrıca, müvekkilimin dayısı olduğu bir yeğeni de yoktur'' denildi. ''Tüm bu ve benzeri olgular göz önünde tutulduğunda olay konusu olan e-postanın Yazıcı'yı güç durumda bırakmak için kurgulandığı ve bir plan dahilinde hazırlanıp servis edildiğinin açık biçimde görüldüğü'' savunulan dilekçede, şu görüşler ileri sürüldü: ''Müvekkilim yaptığı açıklamalarla olayın bir düzmece olduğunu kesin ve net bir şekilde ifade etmesine rağmen, davalı daha sonraki açıklamalarında da kötü niyetli bu tavrını, tutumunu sürdürmüş, 'bu durumdan ne zaman haberi oldu, suç duyurusunda bulunmak için neden benim açıklama yapmamı bekledi' şeklinde, cevabı açıklanan ve ne olduğunu kendisinin de bildiği sorular sorarak, spekülasyonları devam ettirmeye ve bu şekilde müvekkilimi ve mensubu bulunduğu siyasi partiyi yıpratma çabalarına devam etmiştir.'' -''DAVA KONUSU AÇIKLAMALAR KASITLI''- Kılıçdaroğlu'nun, ''dava konusu eylemi ile Yazıcı'nın kişilik haklarına ve manevi şahsiyetine doğrudan, açık ve ağır bir saldırı gerçekleştirdiği'' iddia edilen  dilekçede, ''Dava konusu açıklamalar tamamen kasıtlı ve su-i maksatlıdır. Tamamen gerçek dışı haksız ve hukuka aykırı ifadeler davacı asilin halk nezdinde sahip olduğu itibarını zedelemeye ve müvekkilimiz davacı asili hak etmediği bir konuma düşürmeye matuftur'' ifadesine yer verildi. Dilekçede, Kılıçdaroğlu'ndan, yasal faiziyle birlikte 30 bin lira manevi tazminat talep edildi.