Otel ve yol fiyatları cep yakıyor, 'memleket ziyaretleri' bile zorlaştı, taksitle otobüs bileti satışları başladı

Otel ve yol fiyatları cep yakıyor, 'memleket ziyaretleri' bile zorlaştı, taksitle otobüs bileti satışları başladı

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte turizm sezonu açılsa da halkın büyük bölümünün planları arasında tatil yapmak yok. Her alanda artan fiyatlar nedeniyle hâlihazırda geçim sıkıntısı çeken çoğunluk, birkaç katına çıkan otel ve yol ücretleri karşısında tatil yapmaya da bütçe ayıramıyor. 

Metropoll Araştırma'nın turizm beklentileri konusunda yaptığı ankete göre halkın yüzde 70'i tatil yapmayacağını söylerken, yalnızca yüzde 13'ü tatil beldelerine gideceğini belirtiyor. 

Türkiye'nin gözde tatil bölgelerinden Antalya'ya bakıldığında, 4 kişilik aile için bir haftalık ultra her şey dahil konseptli otel ücreti en ucuz oda için 22 bin liradan başlıyor, 160 bin liralara kadar uzanıyor. Nitekim, Antalya'da yerli turistin varlığına pek rastlanmazken, çoğunluk Ruslar ve İngilizlerden oluşuyor.

Yerli turistin en çok tercih ettiği tatil beldelerinden olan Bodrum'a bakıldığında da 4 kişilik bir aile için ultra her şey dahil konseptindeki en ucuz otelin oda fiyatı 34 bin liradan başlıyor, 411 bin liraya kadar çıkıyor. 

Uçak biletlerine uygun saat dikkat edilmeksizin bakıldığında, bir kişinin gidiş-dönüş ücreti için 1600 liranın gözden çıkarılması gerekiyor. Otobüs opsiyonunda da bir kişinin yol masrafı 1300 liradan başlıyor. Firmalar, kısa aralıklarla peş peşe artan akaryakıt fiyatlarından ötürü tek yön bilet keserken, bazı firmalar taksitli otobüs bileti satışlarına başladı.

Hâl böyleyken, yol parasının bile tatile gitmemek için yeterli bir sebep olduğunu söyleyen halk ise memleketine veya akraba yazlığına gitmenin dahi bütçesini zorlayacağını dile getiriyor. Geçen yıl tatil yaptığı otel veya pansiyona bu yıl gücü yetmediği için gidemeyeceğini söyleyenler de var, memleketine dahi gidemeyecek olanlar da...

Peki, ekonomik koşullar nedeniyle tatile gidemeyen halk, durumu nasıl değerlendiriyor, turizmciler mevcut sorundan nasıl etkileniyor, çözüm var mı?

"Maliyetler yüzde yüze yakın arttı, zam kaçınılmaz oldu"

Antalya'da otel sahibi olan Özer Saraçoğlu bu yıl fiyatların yerli turist için oldukça yüksek olduğu ve iç pazarın şimdiden daraldığı görüşünde.

Saraçoğlu, 4 kişilik bir ailenin, orta kalite bir otelde, ultra her şey dahil konseptinde bir tatil yapmak için 70 ila 80 bin lirayı gözden çıkarması gerektiğini söylerken, otellerin artan maliyetleri nedeniyle fiyatları artırmasının kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor:

"Enerji, yiyecek, içecek, alkol, personel maliyetleri başta olmak üzere her kalemde enflasyonun üzerinde artışlar oldu. TL bazında yüzde yüze yakın zam yapılmazsa zarar etmeye başlanır. Dolayısıyla ücretleri artırmaya mecbur kalındı, ne yazık ki böyle bir problem oluştu." 

"10 gün tatile çıkan 7 gün çıkacaktır, 5 gün çıkan hiç çıkamayacaktır" 

Saraçoğlu, "Bu yılki yerli turist sayısı, geçen yılın altında olacaktır. Yüzde yüze civarı zam var fiyatlarda... Bu da yerli turistin bütçesini zorlayacaktır. 10 gün çıkan 7 gün çıkacaktır, 5 gün çıkan belki hiç çıkamayacaktır tatile" diyor.

"Yabancı turistler, yerli turistten oluşan açığı kapatıyor ama iç pazarı yok sayamazsınız"

Saraçoğlu, sahadaki gözlemlerinden yola çıkarak yerli ve yabancı turist dengesi için de şu bilgileri paylaşıyor:

"Şu an özellikle Avrupalı turist sayısında belli bir artış var. Yabancı turistler, yerli turistten oluşan açığı kapatıyor ama hiçbir otel yerli turistten vazgeçmez. Herkes kendi kapasitesi içinde yerli turisti tutmaya çalışacaktır. Oteller iç pazardaki paylarını sıfırlamamak için, iç pazardaki misafirlerine, fiyat ödünleri verip belli bir kapasiteyi tutmaya çalışacaklarıdır. Akıllı olan hamle bu olur. Bir pazarı yok sayamazsınız." 

"Yeni doğan yeğenimi görmek için memlekete bile gidemeyeceğim"

İstanbul'da yaşayan, özel sektörde çalışan bir kadın da bu yıl tatile gidemeyeceğini, gündelik temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığını dile getiriyor ve ekliyor:

"Bu koşullarda kamp gibi alternatifler dahi gündeme gelemiyor. Ülke içinde çok da uzak olmayan mesafeler için dahi ulaşım ücretleri akıl almaz derecede yükselmiş, diğer pek çok şeyde olduğu gibi... Kampta dahi konaklama kirası, yol, yeme içme gibi ihtiyaçları karşılamak pek mümkün görünmüyor. Şöyle örnek vereyim; kardeşimin yakın zamanda çocuğu oldu ve henüz göremedim. Yeğenimi görmek için dahi memlekete gidemeyeceğim muhtemelen. Sadece yol ve diğer basit giderler dahi ortalama maaş alan bir insanı aylık olarak çok zorlayacak seviyelere ulaştı." 

Yaklaşık 7 yıldır özel sektörde çalışan kadın, alım gücünün düşmesi ve tatile dahi bütçe ayırmaması durumunu "Son birkaç aydır ciddi anlamda öfke hissediyorum" diye özetliyor. 

"Her yanı güzelliklerle dolu olan ülkenin vatandaşları, kendi ülkelerindeki imkânlardan yararlanamıyor"

31 yaşındaki kadın, ülkenin yüzde 70'inin tatile gitmeyecek olması konusunda da şu yorumu yapıyor:

"Yıl boyunca zaten iş stresi, geçim stresi gibi pek çok sorun yaşayan insanların en temel ihtiyaçlarından birisi tatil ancak memlekette dahi gidilemeyecek bir ortamdan söz ediyoruz. Dört bir yanı çok çeşitli tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerle dolu olan bir ülkenin vatandaşları, kendi ülkelerindeki bu imkânlardan faydalanamıyor. Bu ülkenin vatandaşları için tüm bunlar artık erişilemez birer lüks..." 

"Geçen yıl 6 bin liraya kaldığımız otel 17 bin lira olmuş" 

Pandemi öncesine kadar sözleşmeli tarih öğretmeni olan ve  şu anda Ankara Üniversitesi'nde doktorasını yapan Ahsen Şahin geçen senelerde tatil için otel veya pansiyonları tercih ettiğini söylüyor. Geçen yıl arkadaş grubuyla Antalya'da her şey dahil bir otelde konakladıklarını belirten Şahin, 5 gece için iki kişiye 6 bin lira ödediklerini, bu yıl aynı otelin 17 bin liraya çıktığını dile getiriyor.

Tatil için hâlâ araştırma yaptıklarını söylüyor Şahin, ve "Yolu ve ekstra harcamaları da ekleyince 25 bin lirayı bulacak tatil masrafım, benim için çok çok yüksek bir meblağ. Yurt dışı turları bu noktada aynı paraya denk geldiği için daha cazip geliyor, gücüm yetse tercihimi o yönde kullanırdım ama bu fiyatlar karşısında hiçbirine gidemeyeceğim" diye konuşuyor.

"Dünyanın doğru yerinde doğmadığımı düşünüyorum"

"Dünyanın doğru yerinde doğmadığımı düşünüyorum" diyen Şahin, "Batı'da doğarsanız şanslısınız. Pek çok arkadaşım yaşamak veya projeleri için yurt dışına gidiyor, ortadaki rahat hayatı bilince burası size eziyet gibi geliyor. İyi bir üniversitede eğitim alıp, çok uğraşıp doğru düzgün para kazanamamak beni çok üzüyor" ifadelerini kullanıyor. 

"Eski kuşağa göre ekonomik açıdan kötü durumda olup tatili düşünmemiz bile saçma"

Metropoll Araştırma'nın ülkenin yüzde 70'inin tatile gitmediğini ortaya koyan araştırmasına yönelik konuşan Şahin, eski kuşaklar için tatilin ihtiyaç olarak görülmediğini ancak Y ve Z kuşağı için bunun bir alışkanlık ve gereklilik olduğunu dile getiriyor: 

"60 ve 70'lerde gençliklerini yaşayan ailem için tatile gidip gitmemek çok önemli değil. Kötü bir ekonomide yönetildiğimizi kabul ediyorlar ama 'ekonomi kötü, hâlâ kahve içmeye dışarı çıkıyorsunuz' diyorlar. Onlar için ekonomik açıdan kötü durumda olup tatili düşünmemiz bile saçma. 

Bizim gibi, 1990'larda, 2000'lerde doğmuş, demokrasiyi biraz kapıdan görüp, ekonominin iyi olduğu dönemlere denk gelmiş insanlar için ise alışkanlık... Çevremdeki insanların hepsinde genel bir mutsuzluk, enerji düşüklüğü, bir bıkkınlık var." 

“Kayınpederin yazlığına gidiyoruz, otele gücümüz yetmiyor” 

Grafikerlikten emekli olan 52 yaşındaki Ufuk Topal da bu yıl ailece yapacakları tatil için Balıkesir'e, kayınpederinin yazlığına gideceklerini söylüyor ve ekliyor: "Orası da olmasaydı tatil yapamazdık." 

Topal, yol ücretinin dahi bütçeyi zorlayacağını, tasarruf etmek için 1915 Çanakkale Köprüsü'nü kullanmayacaklarını söylüyor:

"Arabamızla gideceğiz. Gidiş geliş yol masrafı 1600-2000 liraya mal olacak. Bu sadece akaryakıt parası… Ücretli yollar dahil değil. 52 yaşındayım ve hayatımın hiçbir döneminde işçinin, halkın böyle ezildiği bir dönem görmemiştim." 

"Bu yıl yol parası, geçen yılın konaklaması kadar"

Fizyoterapi öğrencisi olan Gizem Çetinkaya da normalde her yıl tatil yaptığını ancak bu yıl tatil yapamayacağını dile getiriyor. 

Çetinkaya, tatile gitmesi durumunda geçen yıl konaklamaya ödediği ücreti bu yıl yol parasına ödemek zorunda kalacağını söylüyor:

“Geçen sene Balıkesir'de apart otel tutmuştuk arkadaşlarımla, 4 gün için kişi başı 600-700 lira ödemiştik, fiyatı uygundu. Bu yıl gidemeyeceğiz, şimdi yol parası zaten o kadar. Geçen sene kaldığımız yerin fiyatı da 2-3 katına çıkmış. Her yıl otelde tatil yapan ailem de bu sene tatile gidemeyecek. Bu durumda olmak beni çok üzüyor.” 

"İki kişinin yol masrafı çok oluyor diye eşim memlekete gelmeyecek"

İsmini vermek istemeyen bir ev kadını da bu yıl memleketi Samsun'a gideceğini ancak yol parası nedeniyle eşinin kendisine katılamayacağını söylüyor. 

İki kişinin yol masrafının bütçelerini zorlayacağını söyleyen kadın, "Zaten temel ihtiyaçlarımızı zar zor karşılıyoruz. Geçen senelerde bir-iki kez gider gelirdik memlekete. Ama şimdi çok pahalı, eşim gelmeyecek, ben gidiyorum. Bir kişinin yol masrafı bin lira. Biz doğalgazın, elektriğin kaç para geleceğini düşünüyoruz. Sadece yola nasıl bu kadar bütçe ayıralım?” diyor.

“Erken rezervasyon sayesinde gidebildim” 

Pastane çalışanı olan Cebrail Çeliker ise tatilini erken rezervasyonla yapanlardan. İzmir Menderes'te her şey dahil konseptli bir otelde tatil yaptığını ve henüz döndüğünü söylüyor:

"Ocakta yer ayırmıştık, 4 kişilik ailemiz için bir haftalık 12 bin lira ödedik. Şu an aynı otel 20 bin liradan fazla.... Şimdi yer ayırtsaydık biz de ödeyemezdik… Evet yol parası çok yüksek, her şey çok pahalı ama erkenden ayırtınca daha uyguna geliyor, senede bir kere olduğu düşünülürse karşılanacak bir şey."