Otizmli bir çocuk hayattan ne bekler?

Otizmli bir çocuk hayattan ne bekler?

Hülya Karabağlı/ ANKARA

"Kırmızı buğday" kitabında kardeşlerin gözünden otizmi anlatan, çocuk ve gençlik edebiyatı yazarı, çocuk gelişim ve eğitimcisi Berrin Ergüç, BM Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, T24’e onları anlattı. "Deliyse getirme, indir otobüsten, sustur şunu" dediğimiz çocukların hayallerini, kim olduklarını anlattı. "Benim de bir yanım otizmli olabilir” diyecek kadar o dünyanın içine giren Ergüç,"Türkiye’de her 150 doğumdan biri otizmli çocuk" dedi.

 

Otizmin tam 600 çeşidi var

 

Ergüç, kitabın kaleme alırken, otizmle ilgili tüm kaynak kitapları okudu. Bir yıl otizmli çocuklarla yaşadı. Her etkinliklerine katıldı. Rehabilitasyon merkezlerine gitti. Yazara göre, otizmli çocuklar şöyle: Kendi dünyalarında yaşıyorlar. Göz teması kuramıyorlar. Zaman zaman sebepsiz gülüyorlar. Ani tepkileri var.  Kendilerine dokunulmasını istemiyorlar. Bir baktıktan sonra puzzle yapıp bitiriyorlar. Dönen her şeyi seviyorlar. Mesela, tren gibi oyuncakların tümü değil bir bölümü ilgilerini çekiyor. Hepsi dahi dahil.   Çoğu konuşabiliyor. Otizmin tam 600 çeşidi var. Kiminde matematik, kiminde resim ve müzik yanı gelişiyor.

 

Köylerde 'deli' diyorlar

 

Ergüç, toplumun bakış tarzının aileleri izole bir yaşama ittiğine dikkat çekiyor. "Bazı köylerde hala bu çocuklara "deli deniyor’ hatırlatması yaptı. Empati yapmadığımızı anlatan Ergüç, karma eğitimde büyük sorun yaşandığını, bazı ailelerin çocuğum geri kalıyor’ gerekçesiyle otizmli çocuğu istemediklerine dikkat çekiyor.

 

İnin otobüsten

 

Yazar, öfke krizine giren Otizmli bireyler için söylenenleri şöyle aktarıyor. "Çocuğun deliyse parka getirme "Çocuğun gece bağırıyor uyuyamıyorum sustur, otobüse binme,  taksiye bin o zaman, çocuğum çocuğundan korkuyor, okula getirme, çocuğa bak nasıl yemek yiyor, senin kardeşin deli, sen de mi delisin" şeklinde yaptıkları yorumlar, sosyal çevreye açıldıkça bu çocuklarımızla beraber aileleri de izole bir hayat yaşamak zorunda bırakmaktadır.

"Çocuklarımızın ve engelli çocuklarımızın da beklentileri var, umutları var" diyen Ergüç, örnek oluşturması için, aldığı eğitimle iyi bir seviyeye çıkan, günlük yaşam becerilerini kazanabilen Otizmli Deniz İpek Ünlütepe ile yaptığı telefon sohbetinin bir kısmını anlatıyor. İşte o konuşma:

-Nasıl gidiyor Hayat her şey yolunda mı ? Deniz İpek  Ünlütepe: Benim iyi , senin ?

-Mutlumu sun ?  Evet, artık beni seviyorlar !

-Hayattan ne bekliyorsun ? Lüks araba , lüks ev , mutlu olmak !

-Hayallerin neler?  Evlenmek istiyorum, kız çocuklarını seviyorum, kızım olsun istiyorum . Kızlar daha iyi davranıyor !!!

- Seni üzen, sıkan bir şey var mı  ? Yok ! Şimdi b-fite gidecem diyor.  ( telefonu yazarın yüzüne kapatıyor)