Otomotivde bu yıl toplam satışların ek bir düzenleme olmaması durumunda tarihi rekor kırması bekleniyor. Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, herhangi bir ilave düzenleme yapılmaması durumunda bu yıl otomotiv satışlarının tarihsel olarak en yüksek rakama ulaşmasının muhtemel olduğunu söyledi. Kibar, özellikle hafif ticari araç segmenti ve binek araç satışlarında aşırı bir artış olduğunu ifade etti.
Bu yıl için toplam pazarın eğer herhangi ilave düzenleme yapılmazsa tarihsel en yüksek rakama ulaşmasının muhtemel olduğuna dikkati çeken Kibar, iç piyasa satışlarında yeni bir rekorun söz konusu olabileceğini kaydetti.
Burada binek otomobillerde ihtiyacın yüzde 80'inin ithalat yoluyla karşılanmasının üzüntü verici olduğunu dile getiren Kibar, dış ticaret açığı üzerinde biraz daha hassasiyetle durulması gerektiğini söyledi.
Kibar, Avrupa pazarında iyileşmenin görüldüğünü, ancak kurdan kaynaklı gelir erozyonu olabileceğini dile getirerek, İspanya, İtalya ve Fransa'da pazarın hareketlendiğini, Almanya'da toparlanma, İngiltere'de iyileşme olduğunu aktardı.
İç pazarda da bir büyümenin söz konusu olduğunu belirten Kibar, şunları kaydetti:
"Bir sene önceki euro ile gelen ürünler bugün de aynı euro fiyatlarında. O anlamda tüketicinin avro ile fiyatlanmış ürünlerle ilgili fiyatları benimseme ve endeksleme anlamında alım gücünde tedrici iyileşme var. Kendi üretimimizin (Hyundai) ihracattan gelen talepleri şu anda karşılayamadığını biliyorum. Ürettiğimizden yüzde 50 daha fazla talep geliyor. Siparişi karşılayamıyoruz. Bununla ilgili olarak da kapasitemizi daha iyi, daha verimli kullanmak için çalışıyoruz. Ancak, karlılık ayrı şey, sipariş ayrı şey. Hammadde girdilerinin fiyatı dolar olan, satış fiyatı avro olan yerlerde bu maliyet baskısı devam ediyor. Ama sipariş anlamında Avrupa'da ülkelerde iyileşme sinyallerini görüyoruz."
Doların küresel piyasalarda değerlenmesinin sektöre ve yatırımlarına etkilerine ilişkin bir soruyu Kibar, şu şekilde yanıtladı:
"Yatırım denilen şey, borsaya para girmesi çıkması gibi bir şey değil. Sanayicinin yaptığı yatırım, önümüzdeki 10-15 yılı öngörerek yapılan planlama ve projeksiyonlarla alakalı bir şey. Konjonktürün dengeli olduğu süreçlerde olur. Her türlü süreç bu süre zarfında yaşanır. Yaşamak mecburiyetindesiniz. Daha önceki yatırımlarda ekonomik bazı sıkıntıların olduğu dönemler oldu. İyileşen dönemler de oldu. Hesabınızı, fizibilitenizi koşullara göre formatlarsınız. Bizim yapmayı düşündüğümüz yatırım daha yüksek katma değerli ve Türkiye'de üretilemeyen ürünleri daha ön plana almak şeklinde... Dolayısıyla çalışmalarımız bu doğrultuda.
Günlük kur hareketleri tabii ki etkiliyor. Ama bunların tedbirinin asgariye indirilmesine yönelik çalışmalarda mümkün. Onu zamanında öngörerek yaparsanız bir adım daha ilerde oluyorsunuz. Bunun yapılabildiği sektörler var, yapılamadığı sektörler var. Burada her sektör için hedge mekanizmaları kullanılabilir demek değil. Bizim ihracatımızın ağırlıklı olan kısmı Avro Bölgesine. Avro Bölgesi'nde kurların dezavantajlı hale gelmesi tabii ki Türkiye'nin gelir gider dengelemesinde dolar olarak hesaplamalar yapıldığında bir zafiyet oluşturuyor. Avrupa'da tüketim pazarlarının iyileşmeye başladığını görüyoruz. Gelecek aylarda bazı mal gruplarında kısmen fiyatların avro bazında artma ihtimali var. O da Avro Bölgesi'nde enflasyonun biraz daha çıkması anlamına gelir."
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, otomotiv ve hafif ticari araç satışları mart ayında düşük baz etkisine ve avrodaki değer kaybına bağlı olarak geçen yılın aynı ayına göre yüzde 75 artarak rekor seviyeye ulaşmıştı. Mart ayında yıllık bazda otomobil satışları yüzde 63, hafif ticari araç satışları ise yüzde 121 ile güçlü artışlar kaydetmiş, böylece yılın ilk çeyreğinde toplam otomotiv ve hafif ticari araç satışları yüzde 50 artarak 173,2 bin adede ulaşmıştı.