İstanbul’daki kar yağışı nedeniyle TEM ve Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere özellikle paralı yollarda trafik kilitlendi. Vatandaşlar uzun saatler boyunca yolda mahsur kaldı. Yunanistan’da ise karda otoyolda mahsur kalan araçlara 2 biner euro tazminat ödenmesine karar verildi. SÖZCÜ’ye konuşan hukukçular ise, ücretli otoyollarda mahsur kalan vatandaşların maddi ve manevi tazminat davası açabileceğini belirtti.
İstanbul'da etkili olan kar fırtınası sırasında başta Kuzey Marmara Otoyolu ve TEM olmak üzere özellikle paralı yollarda kilometrelerce uzunlukta araç kuyrukları meydana geldi. Kar fırtınasının devam ettiği saatlerde otoyolun İstanbul Havalimanı kesimi, aynı otoyolu TEM'e bağlayan paralı yollar, TEM Mahmutbey Kavşağı, Basın Ekspres Yolu ve diğer yollar art arda kilitlendi. Yunanistan'ın başkenti Atina'yı diğer kentlere bağlayan Attiki Odos otoyolunda yaklaşık 12 saat mahsur kalan sürücüler ise, otoyol şirketi tarafından 2 biner euro tazminat ödenmesi talimatı verildi. Sözcü'nün haberine göre, hukukçulara araçlarıyla ücretli otoyollarda mahsur kalan vatandaşların tazminat davası açma hakkı olduğunu söylüyor.
Kuzey Marmara Otoyolu'nun halk için çok yüksek maliyetlere neden olan, işleten şirketler için büyük kazançlar getiren bir ihale olduğunu söyleyen Tüketiciyi Koruma Derneği (Tükoder) Üsküdar Şube Başkanı Avukat Onur Cingil, şunları söyledi:
“Bu alanlarda geçiş ücretleri hem çok yüksek hem de buralarda devletin işleten şirketler lehine belli garantileri mevcut. Ayrıca, buralarda çifte ücretlendirme, fahiş ödemeler çekme gibi birçok skandal olmakta, yani bir nevi bu otoyolda işleten şirket kendi hukukunu uygulamakta. Bu yollar devletin idaresinde olan yerlerde değil, şirketlerin bağımsız olduğu alanlar. Yol boyunca para getirisi olan tüm alanlar ihaleyi alan şirkette olduğu gibi, bir de bakım-onarım maliyetleri de ihale şartnamesi ile devletin kasasından yani bizlerin cebinden çıkmakta. Bu konu da işleten şirketin sorumluluğunda. Hukuka aykırı bu kadar nimetten yararlanan Kuzey Marmara Otoyolu işletmecileri, geçen akşam ciddi anlamda sınıfta kaldı. Yol boyunca tüm sorumluluk işletmecilerde olmasına rağmen karla kapanan yolların açılmasını sağlayamadı, bu anlamda da hukuki tespit ile sözleşmeye aykırılık oluştu. Aynı zamanda tüketicilerin alması gereken hizmet konusunda beklenen menfaati zedelendiğinden, ortaya maddi ve manevi zararlar da çıkmış oldu”
Avukat Cingil, “Otoyol gişesinden girildikten itibaren burada taraflar arasında bir sözleşme oluştuğundan, yolun tüm sorumluluğu kendisinde bulunan Otoyol İşletmesi tarafından 10 saatten fazla insanların yolda kalması karşısında hem maddi hem de manevi tazminat söz konusu olacaktır. Bu hem Borçlar Kanunu’ndan hem de Tüketicini Korunması Hakkındaki Kanunu’dan gelen bir sorumluluktur. Yolda kalan tüm vatandaşların dava açma hakkı da yetkisi de vardır. Önemli bir işe yetişilememiştir, hasta hasta yolda kalmışsınızdır, aracınız ya da kendiniz bir zarar görmüşsünüzdür veya hiçbir şey olmasa da saatlerce karda buzda korku ile beklemek zorunda kalmışsınızdır. İşte, birçok konunda tazminat talebi söz konusu olabilir” değerlendirmelerinde bulundu.
Avukat Cingil şunları söyledi:
“Yunanistan'daki durum gerçekten hukuk adına doğru bir tavırdır. Tüketicilere dava açmadan zarar tazmini yapılmıştır. Bu da Türkiye ile küçücük bir ülke olan Yunanistan arasında bile hukuk devleti ilkesi konusunda nasıl fersah fersah aranın açıldığını bize göstermektedir. Maalesef bu otoyol işletmecisine karşı devleti yönetenler de bir yaptırım yapmayacaktır. Dolayısıyla Yunanistan'daki gibi bir tazmin girişimi olmayacağından, tüm vatandaşlarımızı hukuk yoluna başvurmaya davet ediyorum."
Yolda mahsur kalanların maddi ve manevi tazminat davaları açabileceğini kaydeden Avukat Figen Çalıkuşu da, “Yunanistan'da trende kalanlara bin euro, araç başına 2 bin euro tazminat veriliyor. Bu sözleşmede tazmin yükümlülüğü var. Avrupa Birliği müktesabatına göre yapılan ihaleler var. Otoyol ihaleleri de buna dahil. Dolayısıyla şeffaflık oluyor, toplum huzurunda oluyor. Bizde böyle bir durum yok. Bizde maalesef Kamu İhale Yasası Avrupa Birliği müktesabatına uygun değil. Yarışma yok, şeffaflık yok, denetim yok. Kuzey Marmara Otoyolu'nda da aynı durumu görüyoruz. O noktada bizim böyle bir sözleşme varmış, yokmuş, tazminat öderler konusu vatandaşı ilgilendirmez. Vatandaşa karşı idarenin sorumluluğu var. Bu anlamda Karayolları Trafik Kanunu çok açık. Ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kuruluş yasasında da var. O tazminat yükümlülüğünde muhatap devlettir, idaredir. Yani idare adına Karayolları Genel Müdürlüğü'ne çok rahat dava açılabilir. Orada yaşanan mağduriyet ifade edilir. Maddi anlamda kullanılan benzin, kaza varsa trafik kazaları ve yaşanan manevi elemin karşılığı da mutlaka manevi tazminat da alınır” şeklinde konuştu.
Devletin vatandaşa karşı yükümlülüğü olduğunun altını çizen Çalıkuşu, “Hizmetini vermekle yükümlü olduğu vatandaşına karşı da devletin yükümlülüğü var. Devlet bu yükümlülüğü karşılığında vatandaşına karşı sorumluluğunu yerine getirir ama buna sebebiyeti veren kimse ona rücu eder.
Yunanistan'da rücu etme mekanizması hazır. Bir şirket peşinen bu işi üstlenmiş, bunu sözleşmesine yazmış. Biz Türkiye'deki insanlar geçilmeyen köprülerden, inilmeyen havalimanlarından para ödemeyi biliyoruz.
Ama birey olarak haklarımıza sahip çıkmak, ‘hak arıyoruz, Anayasal haklarımızın peşinden koşuyoruz' demek adına bu davalar çok rahat açılır, ananızın ak sütü gibi helal” ifadelerini kullandı.