Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sosyal medyayla ilgili açıklamalarının gündemde olduğu bir dönemde dikkat çekici bir araştırma raporu Türkçe olarak yayımlandı. Oxford Üniversitesi İnternet Enstitüsü'nün yürüttüğü Bilgisayımsal Propaganda Araştırma Projesi kapsamında hazırlanan, İstanbul Üniversitesi Dijital İletişim Kulübü tarafından Türkçeye çevrilen rapor, devletlerin sosyal medyadaki dezenformasyon faaliyetlerini sıralıyor.
70 ülkenin dezenformasyon faaliyetinin tespit edildiği raporda, Türkiye'nin yaklaşık 500 kişilik bir sanal birliği bulunduğu ve bu birliğin "muhalefete saldırmak, sosyal medyayı baskı altına almak ve hükümeti desteklemek" için kullanıldığı bilgisine yer verildi. Erdoğan, pazartesi günü Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, "İnsanlarımızın gerçek hayatla bağlarını güçlendirmemiz gerekiyor. Özellikle sosyal medya bu bakımdan tam bir çöplük" demişti.
Rapor, Oxford Üniversitesi - Oxford İnternet Enstitüsü'nden Prof. Philip N. Howard ve Samantha Bradshaw'ın imzasını taşıyor. Araştırmacılar, son üç yıldır, ülkelerin siber birlik faaliyetlerini aktaran makalelerin sistematik içerik analizini yapıyor, kamu arşivleri ve bilimsel raporların ikincil literatür taramasını yaparak ülkeler bazında vaka çalışmaları hazırlıyor ve uzman görüşleriyle de birleştirdikleri bu verileri dünya kamuoyuna açıklıyor. Raporun verilerine göre, 2017'de 28 ülke organize sosyal medya kampanyaları kullanırken, bu rakam 2018'de 48'e, 2019'da 70'e çıktı.
Eskiye göre daha fazla sosyal ağ platformu bulunsa da Facebook hala siber birlik etkinlikleri için başlıca platform olmaya devam ediyor. Bunun nedeni dünyanın en büyük sosyal ağ platformlarından biri olarak pazar büyüklüğünün yanı sıra yakın aile ve arkadaş iletişimi, politik haber ve bilgi kaynağı , grup ve sayfa oluşturma becerisi gibi platformun sağladığı belirli kolaylıklarla açıklanıyor. Raporda incelenen diğer mecralar ise Twitter, YouTube, Instagram ve WhatsApp. Çoğu ülke birden fazla platformda faaliyet gösterse de bu beş mecranın beşinde birden faaliyet gösteren bir ülke bulunmuyor. Sanal birlik aktivitesi bulunan ülkelerden 56'sı Facebook'ta, 47'si Twitter'da, 12'şer ülke WhatsApp ve YouTube'ta, 8 ülkenin de Instagram'da faaliyeti bulunuyor. Rapora göre, Türkiye'nin sanal birlikleri Facebook ve Twitter'ı seçmiş durumda. Dörder mecrada faaliyet gösteren Rusya ve Endonezya ise en fazla platformda aktif olan ülkeler. Rusya WhatsApp dışında, Endonezya da YouTube dışında bütün mecralarda aktif.
Raporda ülkelerin sanal birlik kapasitelerine de yer verilerek ülkeler dört başlıkta kategorize edilmiş. Yüksek sanal birlik kapasitesine sahip ülkeler arasında ABD, Venezuela, Suriye, İsrail, İran, BAE, Suudi Arabistan, Rusya gibi ülkeler sıralanırken birinci sırayı Çin alıyor. Çin'in yerel ve bölgesel ofislerde çalışan kişilerin oluşturduğu ekiplerin 300 bin ila 2 milyon kişiden oluştuğu tahmin ediliyor.
Sınıflandırmada Türkiye, orta kapasiteli sanal birliğe sahip ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye hakkında 500 kişilik bir kalıcı takım büyüklüğü tahmini yapılıyor. Bu kategorinin lideriyse tahmini 20 bin kişilik takım büyüklüğüne sahip olan Ukrayna. Brexit kampanyaları için Cambridge Analytica'ya 3,5 milyon sterlin (yaklaşık 28 milyon TL) harcayan Birleşik Krallık da bu kategoride yer alıyor. Düşük kapasiteye sahip ülkeler arasındaysa yaklaşık 200 kişilik kalıcı takım büyüklüğüne sahip Kuzey Kore, Cambridge Analytica'yla geçici sözleşmeler yapan Nijerya gibi ülkeler var. Güney Kore, Arjantin, Ermenistan gibi ülkelerse minimal kapasiteye sahip ülkeler arasında.
Devletlere bağlı bu sanal birliklerin neredeyse tamamı operasyonlarını gerçekleştirirken çeşitli sahte hesap türleri kullanıyor. Bot hesap, kişisel hesap, sayborg hesap ve hacklenmiş hesaplar bu sahte hesap türleri arasında. Botlar, çevrimiçi insan davranışını taklit etmesi için tasarlanmış otomatik hesaplar. 70 ülkeden 50'si anlatıyı güçlendirmek veya muhaliflerin sesini bastırmak üzere bot hesap kullanıyor. Bununla birlikte, botlardan da daha yaygın olarak, otomasyon kullanmayan kişilerin yönettiği hesaplara rastlanıyor. Bu hesaplar otomasyon yerine yorum veya tweet yazarak sohbet ya da sosyal medya platformları üzerinden özel mesajlaşmayla meşgul oluyor. 70 ülkeden 60'ı bu tür hesaplar kullanıyor. Otomasyonu insan seçimiyle harmanlayan sayborg hesaplar da mevcut. Araştırmacılar, bu yılki raporlarında sahte hesaplar arasına, hacklenmiş ya da çalınmış hesapları da eklemiş.
Bu dört sahte hesap türünün dördünü birden kullanan tek ülke Rusya. Özellikle hacklenmiş hesap kullanmak çok yaygın değil. Rusya'dan başka hacklenmiş hesap kullanan ülkeler; Kuzey Kore, İran, Özbekistan ve Guatemala'dan ibaret. ABD, Birleşik Krallık, Suudi Arabistan, Meksika, Brezilya, Almanya hacklenmiş hesaplar dışındaki sahte hesap türlerinin tamamını kullanıyor. Türkiye ise sahte hesap türlerinden ikisini; botları ve kişisel hesapları kullanıyor.
Peki devletler sosyal medya manipülasyonunu hangi amaçlarla gerçekleştiriyor? Araştırmacılar burada dört temel yöntemi belirlemiş; "Hükümetin görüşlerine destek", "Muhalefete saldırı", "Dikkat dağıtma (gündem değiştirme)", "Fikir Ayrılığı yaratma" ve "farklı görüşleri baskı altına alma". Rapora göre Türkiye bu yöntemlerden "Hükümete destek", "Muhalefete saldırı" ve "Baskı altına alma"yı kullanıyor. Beş metodu birden kullanan ülkeler arasındaysa ABD başı çekiyor. ABD gibi tüm yöntemleri kullanan diğer ülkeler ise Bosna Hersek, Brezilya, Macaristan ve Birleşik Krallık olarak sıralanıyor.