"Ozan Güven'e tavır alan senaristlerden Memed Onur Özkök bana şiddet uyguladı, utanmaz imzası çağrı metninden çıkarılsın!"

"Ozan Güven'e tavır alan senaristlerden Memed Onur Özkök bana şiddet uyguladı, utanmaz imzası çağrı metninden çıkarılsın!"

T24 Haber Merkezi

Oyuncu Ozan Güven tarafından şiddete uğradığına yönelik şikayette bulunan Deniz Bulutsuz'a destek veren 103 senarist arasında imzası olan Memed Onur Özkök'le ilgili paylaşım yapan kadın bir avukat Twitter'dan " Geçtiğimiz günlerde Ozan Güven'in faili olduğu erkek şiddeti vakasına karşı @SenaristBir  örnek bir tavır gösterdi ve şiddet failinin protesto edilmesi için senaristler imzalarını açıkladılar. İmzacılardan Memed Onur Özkök'ün ise kendisi de şiddet failiydi. Kurbanı ise bendim" diye yazdı. 

Bu paylaşımın ardından SenaristBir, Memed Onur Özkök'ün imzasının listeden çıkarıldığını açıkladı. Açıklamada "İmzacı listesinden Memed Onur Özkök'ün ismi çıkartılmıştır. SenaristBir Yönetim Kurulu bu konuda bir toplantı yapacaktır" denildi. 

Geçtiğimiz günlerde 103 senarist, ünlü oyuncuyla iş yapan bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşları tavır almaya davet etti.

Kadın ve erkek senaristlerin imzaladığı bildiride çeşitli dizilerde senaryo yazarlığı yapan Memed Omur Özkök'le ilgili paylaşım yapan ve avukat olduğunu belirten Bengi isimli bir kadın kendi kişisel blogunda şöyle yazdı: 

"...

O imzayı ilk gördüğümde yalnızca başımdan aşağı dökülen kaynar suları 280 karaktere sığdırıp, ağzımda geveler gibi bir tweet atıverdim. Amacım yaşadığım hissi kaydetmekti. Sevgili günlük benim bugün canım acıdı. Çok yakın birkaç arkadaşım dışında kimseye anlatmadığım o berbat ilişkiyi yaşamış olmaktan hala utanıyordum, salaklığımla bir erkeğin bana bunları yapmasına izin verdiğim için kendime hala inanamıyordum. Öyle ya okumuş etmiş insanım, avukatım, dilim döndüğünce hak savunurum. Ben nasıl olur da flört şiddetine yenilmiş olabilirim.

Canımın çok yanmasına rağmen, o imzanın sahibini ifşa etmeyi düşünmemenin sebebi ise hukukçu tabiriyle “orta zekalı, makul, dürüst tipin” bu hikayenin sonunda benimle ilgili varacağı kanaatlerin hayatımı zorlaştıracağını bilmem. Ben bu topluma en büyük travmamı önüne serecek kadar güvenmiyorum. Açık söyleyeyim korkuyorum. Üstelik ifşa etmeden önce yalnızca “o”ndan korkuyorken, şimdi bu yazıyı yazarken bütün ataerkinin üzerime yıkılmasından korkuyorum. Sevdiğim insanların bu yazıyı okuyup üzülmesinden korkuyorum. Buna karşın farkında olduğum bir şey var ilk günden beri o erkeğe bu cüreti veren şey de benim korkuyor olmam. Bu yazıya özel olan politiktir başlığını verdim. Özelimi anlatmayı elbette istemiyorum; ama yaşadığım şey en hafif tabiriyle bir haksızlıktı ve ben kimsenin sözde sevgiler uğruna benzer haksızlıkları yaşamasını istemiyorum.

...

Ben mahremimi ve en zayıf yanımı, özelimi kamuya açmayı hiç istemezdim; ama ne yazık ki Memed Onur Özkök’ün hiç utanmadan o imzayı verebilmesi büyük bir politik mesele. Ben hala başıma gelebileceklerden korksam da bu korkunun bir sonu olmadığını görüyor, benim hayatımı derinden sarsmış olan bir insanın büyük bir kendini bilmezlikle hayatına devam ettiğine şahit oluyorum. Bu nedenle kamusal alanda öğrendiğim bu imzaya karşı kamusal alanda sesimi çıkarıyorum ve Memed Onur Özkök’ün imzasının o çağrı metninden çıkarılmasını talep ediyorum."

103 senaristin imzaladığı bildiri ise şöyle: 

"Kadınların toplumsal hayatta artan hak ve eşitlik mücadelesine paralel biçimde maalesef kadına yönelik şiddet ve taciz olayları da artmakta. Bizler bundan büyük bir endişe duyuyoruz. Bu konuda üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmek için SenaristBir çatısı altında bu yıl kurduğumuz ”Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu” ekseninde titizlikle çalışmalar yürütüyoruz. Sektörümüzden erkeklerin faili oldukları ya da sektörün kadın çalışanlarını hedef alan şiddet, taciz ve istismar olaylarında, kadın beyanı esasına uygun biçimde tavır almayı, meslek etiğinin bir parçası sayıyoruz.

Şiddet ve taciz olaylarına maruz kalan kadınlar, toplumsal baskılar nedeniyle çoğu kez susmak zorunda hissediyor. Çünkü en yakınındakilerden başlayarak toplumun bu konuya dair yer yer çok acımasız önyargılarını biliyor. Çok zor aşamalardan geçerek suskunluk çemberini kıran kişiyi duyabiliyoruz ancak. “Kadın beyanı esastır” ilkesi temelde, ses veremeyenin sesi olmayı anlatıyor. Ozan Güven tarafından şiddete uğradığını beyan eden ve darp raporuyla mahkemeye başvuran Deniz Bulutsuz’un koşulsuz biçimde yanındayız.

Şiddete taraf olan kişileri ünleri, itibarlarıyla değerlendirmekten, “tanıyoruz, yapmaz” türü suç ortaklığından kaçınmayı boynumuzun borcu biliyoruz. Bir erkeğin kamuoyu ve kültür sanat çevrelerince sevilen biri oluşu kadına şiddet uygulamayacağını asla garanti etmeyeceği gibi ona herhangi bir imtiyaz da sağlayamaz. Kadına şiddetin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Tüm bunlar ışığında, biz aşağıda imzası bulunan senaristler bu ve benzeri tüm olaylarda erkek şiddetinin karşısında tavır alıyoruz. Ozan Güven’in devam eden iş ortaklıklarıyla bağlı olduğu Ay Yapım, cmylmz Fikir Sanat ve Nulook film başta olmak üzere bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşları açıklama yapıp tavır almaya davet ediyoruz. Saygılarımızla."