Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, Meclis’te yumruklanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek “Her şerde bi hayır vardır” dedi ve “Bakarsın, bu yumruk sarsıp, kendine getirir seni...” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun kendisine soru sorması gerektiğini savunan Özdil, Kılıçdaroğlu’na hitaben “Şu anap’tan atılmamış mıydı, şu dyp’den kovalanmamış mıydı, ne arıyor kardeşim bunlar benim yanımda, herkesi kucaklayacağız derken, acaba kucağa mı oturtulduk diye, sorabilirsin” dedi. Özdil, 2010’da kapatılan DTP’nin eski genel başkanı olan Ahmet Türk’e Samsun’da atılan yumruk için de “adaletin tokmağı” benzetmesi yapmış ve çok eleştirilmişti.
Yılmaz Özdil’in Hürriyet’te yayımlanan (11 Nisan 2014) ve “Haram yeme yumruk ye canın sağ olsun” başlığı taşıyan yazısının bazı bölümleri şöyle:
Haram yeme.
Yumruk ye. Canın sağ olsun... Üzülme.
*
Rüşvet yemedin. Yumruk yedin. Varsın vursunlar... Dert etme.
*
(…)
Ve, her şerde bi hayır vardır. Bakarsın, bu yumruk sarsıp, kendine getirir seni... Çok yedim bilirim, bazen işe yarar.
*
Kalkarsın şöyle sersemlemiş halde yerden, yahu nasıl oldu da etrafıma bu kadar liboş toplandı diye, kendine sorabilirsin mesela... Şu anap’tan atılmamış mıydı, şu dyp’den kovalanmamış mıydı, ne arıyor kardeşim bunlar benim yanımda, herkesi kucaklayacağız derken, acaba kucağa mı oturtulduk diye, sorabilirsin. Hangi akıl hocaları, hangi çıkar hesaplarıyla, beni fetocularla cankuş yaptı diye, merak edebilirsin. Akp’nin kullanılmış kâğıt mendil gibi fırlatıp attığı dönek, fırıldak, ikinci cumhuriyetçi gazteciler, şimdi niye beni alkışlıyor, benim bu utanmaz heriflere itibar etmem Mustafa Kemal’in partisine yakışıyor mu diye, sorabilirsin. Ulusalcıları tasfiye ettim, özerk’çileri baştacı ettim, peki niye doğu’da güneydoğu’da yüzde bir bile alamadım, yoksa partiye sızmak için beni tufaya mı getirdiler diye, merak edebilirsin.
*
Her şerde bi hayır vardır... Umarım, o yumruğu boşuna yememiş olursun.
Özdil’e göre, Ahmet Türk’e yumruk ‘adaletin tokmağı’
Yılmaz Özdil’in Ahmet Türk’ün Samsun’da yumruklanması ardından kaleme aldığı (14 Nisan 2010), çok tartışılan yazısının ilgili bölümü şöyleydi:
(…) Başbakan geçmiş olsun diye aramış Ahmet Türk’ü, ki aramalı... Peki, Deniz Baykal’a niye geçmiş olsun yok? Taş atmak, yumurta fırlatmak şiddete girmiyor mu? Light linç olur mu? * Samsun’da polisler açığa alındı, ki derhal alınmalı... Van’dakiler niye yerinde duruyor hâlâ? Kandil’den gelenlerle otobüsün üstüne çıkıp şehir turu atmadığı için mi suçludur Baykal? * Bu kadar soru yeter... Cevaba gelelim. * Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun...Yumruğunu “adaletin tokmağı” yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... Çünkü, teröristi meşru hale getiren “açılım” saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da “eşkıyayı kahraman” yapmaya başladı. * Hukuku guguk haline getirirsen... “Ona göre başka, buna göre başka” işletirsen, olacağı budur.