İktidarın, ‘devletin meşru şiddet tekeli’ni, beş yıldır özel güvenlik şirketleriyle paylaştığını söyleyen Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Akdeniz Güvenlik A.Ş. adlı şirketin, İstanbul’un bütün mezarlıklarını, ormanlarını, korularını, havzalarını, Adalet Sarayı’nı; DHMİ’nin bütün havalimanlarını, istasyonlarını, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın pek çok binasının özel güvenlik ihalelerini aldığını yazdı.
Akdeniz Güvenlik’in bağlı olduğu Akdeniz Girişim Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Şimşek’in iki hafta önce ASKON’un “Asil Duruş” ana temalı genel kurulunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan ödül aldığını söyleyen Toker, Şimşek’in “Bu duruş, ülkemizde yaşanan uluslararası oyunlara rağmen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’la simgeleşen, ancak hepimizin destek verdiği bir duruştur” dediğini aktardı.
Çiğdem Toker’in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (24 Aralık 2014) nüshasında yayımlanan, “‘Özel Şiddet’ Kimi Zengin Ediyor?” başlıklı yazısı şöyle:
AKP iktidarı, “devletin meşru şiddet tekeli”ni, beş yıldır özel güvenlik şirketleriyle paylaşıyor.
Vergilerimizden yapılan bu harcama, bütçede “özel güvenlik hizmet alımı” adıyla geçiyor. Kamusal alanları koruması ve gerektiğinde şiddet uygulayabilmesi için açılan ihaleler aracılığıyla, özel sektöre kaynak transferi yapılırken, taşeronluk kurumsallaşıyor.
Bir önceki yazıda, özel güvenlik alanındaki harcama artışının, bütçe gelirlerindeki artışı ikiye katladığına yer verdik.
Bugün de bir kaynak transferi olarak, özel güvenlik harcamalarının kimi zengin ettiğine bakalım.
***
İstanbul’un bütün mezarlıklarını, ormanlarını, korularını, havzalarını, Adalet Sarayı’nı; DHMİ’nin bütün havalimanlarını, istasyonlarını, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın pek çok binasının özel güvenlik ihalelerini alan şirketin adı Akdeniz Güvenlik A.Ş.
2001’de kurulan şirket, 2012’de kayıtlı sermayeye geçerek halka açıldı. Hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görüyor.
Akdeniz Güvenlik, Akdeniz Girişim Holding’e bağlı bir grup şirketi.
Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Şimşek, iki hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ödül aldı.
ASKON’un “Asil Duruş” ana temalı genel kurulunda ödüllendirilen Şimşek, “asil duruş” temasının önemini şöyle vurguluyor:
“Bu duruş, ülkemizde yaşanan uluslararası oyunlara rağmen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’la simgeleşen, ancak hepimizin destek verdiği bir duruştur.”
Şimşek, ödül konuşmasında devamla, holding olarak Türkiye’nin geleceği için büyümelerini sürdüreceklerini ifade ediyor.
***
Akdeniz Güvenlik’in bugüne kadar nasıl “büyüdüğüne”, KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) yaptıkları açıklamalar üzerinden bakalım:
-Aralık: Şirketin sadece bu ay kamudan aldığı altı ihalenin toplam bedeli, 170 milyon TL: En büyüğü 94.4 milyon TL ile, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mezarlıkların korunması ihalesi. İki gün önce 18.9 milyon TL’lik Başakşehir Belediye Başkanlığı. 2 Aralık’ta da 4 milyon 162 bin TL’lik Bakırköy Adalet Sarayı. Kültür Bakanlığı’nın Döner Sermaye için açtığı özel güvenlik ihalesini de 42 milyon TL ile kazanan yine aynı şirket.
-Kasım: Yine altı ayrı kamu ihalesi. Akdeniz Güvenlik’in kasımda kazandığı ihalelerin toplam bedeli, bu ayı ikiye katlıyor: 341 milyon TL. En büyük iş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kent ormanları ve koruların korunması: 158.9 milyon TL. Onu, DHMİ’nin açtığı havalimanlarının özel güvenlik ihalesi izliyor: 147.9 milyon TL. Yanı sıra, 21.1 milyon TL’lik Kepez Belediyesi.
-Ekim: Merkez Bankası’nın çeşitli binalarının özel güvenliği açtığı ihale de 822 bin 248 TL ile yine Akdeniz Güvenlik’te. Ama şirket için, ekim ayının en büyük ihalesi bu değil. Beyoğlu Belediyesi’nin destek ve gözetleme işi: 18 milyon 952 bin TL.
-Eylül: İSKİ’nin açtığı havzaların korunması ihalesi 103 milyon 755 bin TL bedelle Akdeniz Güvenlik’te.
***
KAP verileri esas alındığında, şirketin son dört ayda kamudan aldığı ihalelerin toplamının yaklaşık 636 milyon TL civarında olduğu görülüyor. Liste uzayıp gidiyor. Zaten halka açık bir şirket olarak, kendileri de bu verileri kamuoyuyla paylaşıyor. Yanı sıra, faaliyet raporlarında özel güvenlik sektörünün öne çıkan özelliğinin “yüksek verim ve düşük maliyet” olduğunu da belirtiyorlar. Samimi bir itiraf.
Hasılı, “düşük maliyet”li bir sektörün, kamudan ihale üstüne ihale alarak büyüyen bir şirketine boşuna ödül verilmiyor. “Düşük maliyetli sektör”ün, düşük yaşam kalitesi anlamına geldiği ise milyarlık ihalelerin yanında teferruattan ibaret.