Kamu hastanelerindeki 'sıra yoğunluğu', 'ilgisizlik' ve 'hijyen' problemi tartışmalarının ardından özel hastanelerdeki doktor sorunu dikkaleri çekti. 500 lirayı bulan muayene ücretlerinin alındığı özel hastanelerin acil servislerinde uzun kuyrukların oluştuğu ifade edilirken, bazı hastanelerde geceleri "uzman hekimin bile bulunmadığı" belirtildi. Çocuk doktoru sayısının yetersizliğine dikkat çekildi.
Habertürk'ten Öznur Karslı'nın haberi aynen şöyle:
Kamu hastanelerinin acil servisleri özellikle İstanbul’da yoğun ve nedenlerini anlamak zor değil. Peki tatil köyüne benzeyen özel hastanelerin acillerindeki eziyeti nasıl açıklayacağız? Uyarılara rağmen 500 TL’ye varan muayene ücretleri alan özel hastanelerin acil servislerinde geceleri uzman hekim bile yok. Hastalar saatlerce tedavi bekliyor. Gazete Habertürk'ten Öznur Karslı'nın haberi...
Türkiye’de hastanelerin acil servisleri, yeni buluşma noktamız gibi. Yılda 110 milyonun üzerinde başvuru yapılan acillerde o kadar vakit geçiriyoruz ki yeni dostluklar kuruluyor, hatta Başbakan Binali Yıldırım’ın ifadesiyle evlilikler bile oluyor.
Tabii çoğunlukla hastaların ilk tercihi kamu hastaneleri. İstanbul’da bazı hastaneler tadilatta olunca yoğunluk daha da artıyor. Ancak en yakın adres bir özel hastaneyse, yahut farklı bir nedenle bir özel hastaneyi tercih ettiyseniz, ki bu vatandaşın hakkı, yine aynı yoğunluk ve saatler süren bekleme çilesiyle karşılaşıyorsunuz. Özellikle de hafta sonları ve akşam saatlerinde... Çünkü hastaneden çok resort gibi görünen, hastadan çok dekorasyona masraf edildiğini düşündüren bu dev özel hastanelerin, 500 liraya varan muayene ücretlerine rağmen acil servislerinde hekim bulmak zor. Gece çalışan doktorlar kadrolu bile değil. Muayeneler başka doktorlar üzerinden gösteriliyor.
Görüştüğümüz bazı hastalar, “Tasarrufu personelden yapıyorlar” diyerek tepki gösteriyor. Uzun çalışma saatleri ile hastaları zamansız yakalayan “iade sözlü provizyon ücretleri” de ayrı mesele. Durumu daha yakından gözlemlemek için İstanbul’un acil servis hizmetlerini, bilhassa özel hastanelerin acillerini gözlemledik.
İlk durağımız, İstanbul Maslak’taki büyük bir özel hastane. Hasta şikâyetleri, genellikle hafta sonu ve akşam geç saatlerde sorun olduğuna işaret ediyor. Acile giriş yaptığımızda saat 20.00’yi gösteriyordu. Bekleme salonu kalabalık. Hasta yakınları kadar ayakta tedavi olacak hastalar da bekleme salonunda. Yatışı yapılan kırmızı alandaki acil vakalar dışında çocuk hastalar ile birkaç hamile kadın da göze çarpıyordu ve 45 dakika kadar sıranın kendilerine gelmesini beklediler. Öksüren bir kız çocuğunun ateşi bekleme salonunda ölçüldü. Zira anne-babası acil muayene için uzun süre anons edilmeyi bekledi.Bir başka kız çocuğunun annesiyse beklemeden söylenme evresine geçmişti:
“Hiç bu kadar yoğunluk beklememiştik.”
Saat 21.00’i gösterdiğinde, bir başka genç anne 1 çocuk doktoru olmasına tepkiliydi.
Bir sonraki akşam saat 23.30’da gittiğimiz aynı hastanede yine benzer bir tablo vardı. Yine daha ziyade çocuklu aileler sıradaydı. Bir MR tetkikinin ortalama bin TL olduğu hastanenin acil servisinde geçirdiğimiz 1.5 saatte, bekleyen yüzler pek değişmedi. Acil hekimi, kamu hastanelerindekiler kadar yoğundu. Gözlem odaları dolu olduğu için bekleme salonunda geçirilen süre uzadıkça uzadı.
Acil yoğunluğu yaşanan Şişli, Bahçelievler ve Bakırköy’deki başka özel hastanelerde, farklı günlerde saat 20.00 ile 00.30 arası yaptığımız gözlemlerde de aynı sorun vardı: Özel hastanelerin acil servislerinde çocuk hekimi yok. Vakaya göre hekim aranıyor, tabii teşhis konulabilirse. Çağrılıyor, tabii ulaşılabilirse. Neden sonra hekim geliyor, tabii o da gelirse...
Genel olarak doktor ve hemşire sayıları da yetersiz. Bu nedenle gece görev alanların sayısı ihtiyacın altında kalabiliyor. Hastalarca en fazla şikâyet edilen konuların başında bu konu geliyor ve sağlık hizmeti değil ticari kaygılarla planlama yapıldığına dair endişeler dile getiriliyor.
Özel hastanelerin acil servislerindeki yoğunluğun bir diğer nedeni de kamu hastanelerinin acil servislerindeki yoğunluktan dolayı buralara yönelen hastalar. Bu bölgedeki özel hastanelerde acil servis muayene ücretleri 100 TL’den başlıyor.
Acil vakalarda hastadan ücret talep edilmesi halen tartışmalıyken, bazı özel hastanelerde talep edilen “iade sözlü provizyon ücretleri” hasta ile kurumu karşı karşıya getiriyor. Yani acil servise yatışı yapılan hasta için öngörülen tetkik ve tedavinin ücreti önceden alınıyor. Farkın sonradan hastaya ödeneceği söyleniyor.
Bazı özel hastaneler, kaza ve yaralanma sonrası hastaneye gelen vakaları hemen başka hastanelere yönlendirme yoluna gidiyor. Özel hastane yetkilileri de “Acil servisler ücretsiz” algısı ve bilgisi nedeniyle durumu çok acil olmayan hastaların da özel hastanelerin acil servislerine başvurduğundan yakınarak, “Baş edilmesi mümkün olmayan bir yoğunluk yaşanıyor” diyor.
İstanbul’un en yoğun hastanelerinden Şişli Etfal ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma hastanelerinin acil servislerinde ise inanılmaz bir trafik yaşanıyor. Bazen gerginliklere de yol açan bu yoğunluk, özel hastanelerde olsa kapıya barikat kurduracak cinsten. Akşam 21.00’de giriş yaptığımız Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisinde, yeşil alana (ayakta tedavi bölümü) bakan hekimin kapısında bekleyen onlarca hasta var. Merkezi randevu sistemiyle gündüz yakın tarihte başvuramayanların acillere gelmesi de yoğunluğu en çok artıran nedenlerden. 100 hastadan 35’i acilden giriş yapıyor ve hepsi o kadar acil değil.
2 saat önce hastaneye geldiğini söyleyen bir anne. Sağlık Bakanlığı’nın şikâyet hattını arıyor: “1 doktor var. Çocuğumu doktora gösteremiyorum. Asgari ücretle nereye gideceğim?”
Öte yandan burası İstanbul’un 2 çocuk acilinden biri ve neyse ki burada epey çocuk doktoru var. Servisin içi kreş görünümünde. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki yoğunluk da Şişli’den farklı değil. Muayene süreleri kısa ancak tetkik, tahlil derken bir hasta 2 saat bekleyebiliyor.
Ama özel hastaneler beklemede arayı kapattığı için asıl yükü çeken kamu hastanelerini eleştirmek çok kolay olmuyor.