Hükümetin özel istihdam bürolarını (ÖİB) hayata geçirmek için başlattığı çalışmalar devam ederken sendikalar da değişikliğe karşı seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Hükümet yeni yasanın işgücüne katılımı artırıp, başta kadınlar ve yeni mezun gençler olmak üzere dezavantajlı grupların iş hayatına girmesini kolaylaştıracağını savunuyor. Sendikalar ise farklı görüşte. 'Kiralık işçi düzenlemesi' veya 'İşçi simsarlığı' olarak adlandırdıkları düzenlemeyle çalışanların zaten sınırlı olan sendikal haklarının daha da azalacağı ve işçilerin hem iş hem de ücret güvencelerini kaybedeceği yorumunu yapıyorlar.
BBC Türkçe’den Enis Şenerdem’in haberi şöyle:
1 Kasım seçimlerinin ardından göreve başlayan yeni hükümetin ilk icraatlarından birisi özel istihdam bürolarını (ÖİB) hayata geçirmek için yasama sürecini başlatmak oldu.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edilen tasarı, kurulacak olan büroların işçiler için geçici iş sözleşmeleri yapmasına olanak tanıyor.
Tasarı Meclis Genel Kurulu'nda yasalaşırsa, işçi - işveren ilişkisinin arasına eklemlenen ÖİB'ler, istihdam ettikleri işçileri, süreli olarak işçi açığı bulunan firmalarda çalıştırma yetkisine sahip olacak.
Yasanın amacının işgücüne katılımı artırıp, başta kadınlar ve yeni mezun gençler olmak üzere dezavantajlı grupların iş hayatına girmesini kolaylaştırmak olarak özetleniyor. Bir diğer amacınsa kayıtdışı işgücünün azaltılması olduğu belirtiliyor.
Sendikalar ise farklı görüşte. 'Kiralık işçi düzenlemesi' veya 'İşçi simsarlığı' olarak adlandırdıkları düzenlemeyle çalışanların zaten sınırlı olan sendikal haklarının daha da azalacağı ve işçilerin hem iş hem de ücret güvencelerini kaybedeceği yorumunu yapıyorlar.
BBC Türkçe'ye konuşan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Emre Eren Korkmaz, ÖİB'lerin özünde çalışanlara geçici bir iş imkanı sunduğunu, tam zamanlı işe geçişin işçinin çalıştığı firmanın inisiyatifinde olduğunu söylüyor.
Korkmaz, "Türkiye’de çalışma yaşamını düzenleyen yasalar ve kurumlar bu konuda yetersiz. Özel istihdam bürolarının özünde yer alan geçici çalışma şartlarının bu sorunlara çözüm önerisi getirmediği açık" diyor.
Yasa metninde işçilerin iş ve ücret güvencesi konusunun yeterince ikna edici biçimde açıklanmadığını söyleyen Korkmaz, "Geçici çalışma koşullarından kalıcı ve tam zamanlı çalışmaya geçiş imkanları, yasanın öngördükleri ve Türkiye’de işgücü piyasasının özellikleriyle iş yaratma kabiliyeti dikkate alındığında halen belirsizliğin olduğu açıktır" diyerek düzenlemenin yeterli olmadığını vurguluyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan ise tasarının genel anlamda pozitif olduğu görüşünde.
Özcan, Komisyon'daki görüşmelere katıldıklarını ve ÖİB'lerin kurulurken iyi bir denge gözetilmesi gerektiği görüşünü aktardıklarını söyledi.
Özcan, "Görüşlerimizi ilettik. Dikkate alıyorlar. Bu tip düzenlemeler gençlerin, kadınların, engellilerin iş piyasasına girişini kolaylaştırmaları açısından olumlu" dedi.
Dünya genelinde başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok ülkede ÖİB'ler aracılığıyla geçici iş sözleşmelerinin yapıldığını hatırlatan Özcan, "Ancak bunların iyi örnekleri de var kötü örnekleri de. İş piyasası esnekliği ve iş güvencesi arasındaki dengenin iyi kurulması gerek" görüşünü dile getirdi.
Özcan hükümetin hazırladığı tasarının ILO'nun 1997 tarihli özel istihdam büroları belgesiyle uyumlu olduğunu da ifade etti.
Emre Eren Korkmaz ise dünya çapında faaliyet gösteren uluslararası özel istihdam bürolarındansa, Türkiye'de yerel düzeyde kurulabilecek olan büroların risk teşkil ettiği görüşünde.
"Küresel çapta iş yapan istihdam büroları dışında bilhassa siyasi aktörlerle bağlantıları olan yerel düzeyde çok sayıda küçük istihdam bürosunda sağlıklı çalışma ilişkilerinin kurulmasını beklemek de pek mümkün değil" diyen Korkmaz, ÖİB'lerde çalışacak kişilerin sendikal haklarının da kuşkulu olduğunu ifade ediyor:
"Her çalışanın sendikal hakları kağıt üzerinde tanınmaktadır... ÖİB işçilerinin hangi sektörde konumlanacağı ve hangi sektördeki sendikalar tarafından üye yapılacağı konusu net değildir... kurulu bir işyerinde dahi işçilerin % 50’sini üye yapmak oldukça zordur. ÖİBler ise genellikle küçük bürolardır ve binlerce işçiyi yüzlerce işyerine göndermektedir. % 50 veya işletme olarak düşünülse dahi % 40 barajı ÖİB işçileri açısından imkansızdır çünkü ÖİB işçilerinin birbirlerini tanımaları dahi mümkün değildir. Bu açıdan sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi konularının açıklığa kavuşması gerekir."
Özcan ise ÖİB'lerin Türkiye'de fiilen faaliyet gösterdiği görüşünde:
"Kayıt dışı olarak bu iş zaten yapılıyor. Bu bürolara ihtiyaç duyulduğu ortada. Kayıt dışı biçimde yapılacağına, çıkarılacak düzenlemeyle denetim altına alınıp yapılması olumlu. Düzenleme bu yönüyle işçileri koruyan nitelikte."