Türk Lirası'nın geçen hafta başlayan değer kaybı, bu hafta hızlanarak devam ediyor. Dolar/TL kuru 5,19 seviyesini aşarak yeni rekor düzeyine ulaştı. TL üzerindeki son satış baskısında ABD'nin İzmir'de ev hapsinde tutulan Papaz Andrew Brunson'ın serbest bırakılmaması karşılığında uygulamaya koyduğu yaptırımlar ana faktörlerden birisi olarak görülüyor.
Her ne kadar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün ABD'deki mal varlıklarının dondurulması kararı sembolik bir adım olarak algılansa da, piyasalarda ABD-Türkiye ilişkilerinin geldiği nokta ve yeni yaptırım riski TL cinsi varlıklar üzerinde baskı yaratıyor.
TL'deki değer kaybı, döviz cinsi borç yükü bulunan Türk özel sektörü açısından da olumsuz bir gelişme olarak kabul ediliyor.
Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre banka dışı firmaların net döviz açık pozisyonu Mayıs ayında 217,3 milyar dolar seviyesindeydi.
Papaz Brunson krizi ise 26 Temmuz'da ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in yaptığı konuşmada "Papaz Brunson'ı hemen serbest bırakın ya da sonuçlarını katlanmaya hazır olun" demesiyle başlamıştı.
Pence'in açıklaması öncesinde Dolar/TL kuru 4,77 seviyesindeydi. Yani Türk şirketlerinin net döviz açığı o günün kuruyla TL cinsinden 1 trilyon 36 milyar TL seviyesindeydi.
Bugün ise Dolar/TL 5,19'u aşmış durumda. Yani döviz açık pozisyonu TL bazında 1 trilyon 127 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Toplamda 6 işlem günü içerisinde Türk şirketlerinin üzerindeki dış borç yükü TL bazında 91 milyar TL artmış oldu.
Benzer bir tablo 12 ay içerisinde geri ödenmesi gereken kısa vadeli dış borç için de geçerli. Mayıs sonu itibarıyla 123,3 milyar dolar seviyesinde bulunan Türk şirketlerin kısa vadeli dış borç stoku, TL bazında son 6 işlem gününde TL bazında 51,4 milyar TL arttı.
Yabancı para cinsi borçlanıp TL cinsi gelir elde eden özel sektör şirketlerinin kur riski daha önce Uluslararası Para Fonu (IMF) ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından da Türkiye ekonomisine dair risk unsurları olarak dile getirilmişti.