Dizi ve sinema oyuncusu Özge Özpirinçci, yayını sona eren 'Tatar Ramazan' dizisindeki idam sahnesinin sansürlenmesine yönelik Twitter'de gösterdiği tepkiden pişman olmadığını, söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri'nden Ortadoğu ve Amerika'ya yönelik yayın yapan MBC 4 kanalında Liana Dahdouh'un sunduğu 'Extra Turki' programına konuk olan Özge Özpirinçci nişanlısı Engin Altan Düzyatan'dan ayrılması için somut bir neden gösteremeyeceğini belirterek "Ayrıldığımızın nedenini açıklamak; neden beraber olmaya başladığımı açıklamam kadar saçma bir şey olur" dedi.
Daha önce 'Cesaretin Var mı Aşka' ve 'Kavak Yelleri' dizisinin yanı sıra 'Melekler Korusun', 'Deli Saraylı', 'Al Yazmalım' dizilerinde, 'Anadolu Kartalları' ve 'Kayıp' filminde oynayan Özpirinçci, 25'inci bölümünde final yapan ve 'Elmas' karakterini canlandıran Burak Yamantürk'ün idam sahnesinin kanal tarafından sansürlendiği iddia ederken tepkisini Twitter'da paylaştı. Özpirinçci, şöyle konuştu:
"Final sahnesini çektikten sonra yönetmenimiz sansürsüz, montajlanmış halini izletti. Çok beğendik. 10 dakikalık sekanstı. Benim 16 haftalık 'Tatar Ramazan' maceram boyunca çektiğim en tatmin edici sahnelerden biriydi. İzlediğimde de sahneyi çekerken de duyduğumun çok daha güzelini gördüm. Fakat sahneyi televizyonda izlerken sansürlendiğini gördüm. Bize, sansürlenmesini gerektirecek hiçbir şey yok gibi gelmişti. Bunu görünce her zamanki benim o deli halimle Twitter'e yazdım ve bizim montajcımız Ömer Cebeci bana telefonuyla Youtube linkini yolladı. Ben de o linki Twitter'de paylaştım ve insanların bunu görmesini ve ikisinin arasındaki farkı ayırt etmesini istedim. Oyuncu, ekip olarak verilen emeğin karşılığını göremediğimizde ve bunun sansürlenmesi için geçerli hiçbir neden olmadığını düşündüğümüzde 'iyi yaptım' diyebilirim."
Özge Özpirinçci, 'Tatar Ramazan' dizisindeki 'Alin' karakterinin bugüne kadar oynadıklarından çok farklı olduğunu anlatırken, " Alin' çok kısa fitilli bir kızdı, çok çabuk sinirleniyordu. Sinirlendiği zaman ne yapacağını hiç kimse kestiremiyordu. Bu öfke durumu beni başlarda çok zorladı. Cevdet hoca (Mercan) 'Çok öfkeli bak' diyordu. Ben ne kadar öfkeli bakarsam bakayım ben surat hatlarımdan çıkmıyordu o böyle hep masumluk, şirinlik kalıyordu bir yerde. Zaman geçtikçe içimde saklı kalan öfkeyi bir şekilde çıkarttım ve yansıtmaya başladım karaktere" diye konuştu.
Özpirinçci, çıtı- pıtı, kırılgan ve masum görünmesine rağmen aksiyon, adrenalin seven kişiliği bulunduğunu, haftanın 5-6 günü enerjisini atmada sorunla karşılaşmadığını söyledi.
Özpirinçci, nişanlısı Engin Altan Düzyatan'dan ayrılma konusundaki soru üzerine, diğer dillerde tek anlamı olan aşkın Türkçe'de iki anlamı olduğunu anlattı. Özpirinçci, "Aşk, bir anda gördüğünüzde olan bir şey. Sevgi ise emek, karşılıklı özveri, anlayış isteyen bir duygu ve bunun en temelinde yatan şeyin güven olduğunu düşünüyorum. Karşınızdaki insana güvendiğiniz sürece onu daha çok seviyorsunuz. Çünkü hepimiz birilerine bir yerlere ait olmak istiyoruz.
Beraber olmaya başladığımızda 22 yaşındaydım, şimdi 27, o 28 yaşındaydı, şimdi 35. Bana çok şey öğretti. Ayrıldığımızın nedenini açıklamak; neden beraber olmaya başladığımı açıklamam kadar saçma bir şey olur. Fanlarımızı üzdüğüm için üzgünüm ama eğer ki ikimizi ayrı ayrı seviyorlarsa ikimizin ayrı ayrı mutluluğu onlar için önemliyse bence bu konuya odaklanmaları lazım. Altanla hala selamlaşır, konuşurum, sorarım. Sonuçta benim çok uzun vaktimi, hayatımın uzun bir bölümünü geçirdiğim bir insan. Onun her zaman hayatta mutlu, iyi, sağlıklı olmasını isterim. 'Bu yüzden ayrıldık diyebileceğim somut bir şey yok maalesef."