Mersin'in Tarsus ilçesinde öldürüldükten sonra cesedi yakılan üniversiteli Özgecan Aslan'ın babası Mehmet Aslan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun taziye telefonuna, “Başka Özge’lerin, başka meleklerin kanatları kırılmasın” diyerek, teşekkür etti.
Ablası Beste Güler, Çukurova Üniversitesi’nde konservatuvar eğitimi alıyor, küçük kardeşi Barış ise ortaokula devam ediyordu Özgecan Aslan’ın. Kafasına psikolog olmayı koymuştu. Geçen yıl yüzde 50 bursla Mersin Tarsus’taki Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin Psikoloji bölümünü kazandı. Annesi ve babasının destekleriyle okula yazıldı, hazırlık sınıfına başladı. Aynı sırayı paylaştığı kız arkadaşı B. ile samimiyet kurdu. Okulda ve boş vakitlerinde sürekli birlikte vakit geçiriyorlardı.
Murat Eğilmez'in Al Jazeera'de yer alan haberine göre, geçen çarşamba günü de öyle oldu. Dersleri erken bitmişti, saat 13.00 sıralarında okuldan ayrıldılar. Tarsus’ta dolaşıp yemek yediler, alışveriş yaptılar. Hatta şemsiyesini kaybettiği için Özgecan’a bir de yeni şemsiye aldılar.
Vaktin nasıl geçtiğini anlayamadılar, saat 20.00 sıralarında önce Tarsus’ta yurtta kalan B. bir halk otobüsüne bindi. Özgecan, B. otobüse binmeden arkadaşının cep telefonundan annesine, "Beni merak etme, yola çıkıyorum" diye mesaj gönderdi.
Son kez annesine arkadaşının telefonundan bu mesajı gönderen ve cuma günü katledildiği ortaya çıkan Özgecan Aslan’ın evinin olduğu sokakta taziye çadırından feryatlar yükseliyor.
Baba Mehmet Aslan, “Kızıma bu kötülüğü yapanların ailesine Allah’tan yardım diliyorum. Allah bu yükü verdi bize. Ne diyeyim, Allah cümlemizin çoluğunu çocuğunu korusun, ben bu yükle yaşayamam” diyor. Kızının normalde üniversite servisiyle gidip geldiğini ancak olay günü minibüse bindiğini belirten Mehmet Aslan, telefonla taziyesini sunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Başka Özge’lerin, başka meleklerin kanatları kırılmasın” diyerek teşekkür ediyor. O sırada yanındakilerin bir yandan sakinleştirmeye bir yandan yemek yedirmeye çalıştıkları anne Songül Aslan’ı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan arıyor. “Senin kızına yapılan benim kızıma yapılmıştır. Her konuda arkanızdayız, her türlü desteği vereceğiz, müsterih ol” diyen Emine Erdoğan’a teşekkür eden Songül Aslan, kızının nasıl katledildiği anlatıyor:
"Benim kızım saf, evine gelmek için dolmuşa biniyor. Dolmuşa binmek suç mu? Bu vahşileri anlasa biner mi hiç. Tek kalmış, kızım anladığında iş işten geçmiş. Komutanın anlattığına göre kapıları kilitlemişler, saldırmışlar kızıma. Namusunu kurtarmak için çok çabalamış. Boğazına bıçak batırmışlar, şah damarı kesilmiş, oracıkta ölmüş zaten. Bir insan bunu nasıl yapar."
Asgari ücretle çalıştıklarını, çocuklarını iyi yetiştirmekten başka hayatta bir gayeleri olmadığını söyleyen anne Aslan şöyle devam ediyor: "Hedefi psikolog olmaktı, ‘Okuyup seni kurtaracağım anne, yeter ki sen beni okut kurtar’ diyordu hep. Kızım psikolog olma hedefini başaramadı. O canilerin yüzünden bu hedefini başaramadı benim saf, güzel kızım. Bunların cezasını en ağır şekilde çekmelerini istyorum. Bu nasıl vahşet Allah’ım..."
Anne Songül Aslan, kızının cep telefonunun 15 gündür bozuk olduğunu, ekonomik durumları elverişli olmadığı için tamir ettiremediklerini ya da yenisini alamadıklarını da söyledi. "Bir telefon alabilseydim, kendi kendime kızıyorum. Belki beni arama imkanı olurdu. Belki kurtulurdu yavrucağım. Nasıl kader yazmışlar Allah’ım... Benim kızım bunları haketmedi. Kızımın arkadaşı B. ile konuştum. Mesajdan sonra en fazla yarım saatlik yol bekledim, hadi bir saat bekledim. Baktım olmayacak. Eşime söyledim, kalkıp karakola gittik. B. bize anlattıklarının aynısını polislere de anlatmış. 'Abla ben ondan önce bindim otobüse, gelmesi lazımdı, niye gelmedi anlamadım' dedi. Sonra gece boyu o beni, ben onu hep aradık. Ah ben şimdi ne yaparım."