Özgür Özel: Geçmişte 'Cemevi, cümbüşevi' diyen kafa 'cümbüşevini' tabii ki Kültür Bakanlığı’na bağlar

Özgür Özel: Geçmişte 'Cemevi, cümbüşevi' diyen kafa 'cümbüşevini' tabii ki Kültür Bakanlığı’na bağlar

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu'nda, "Alevilerin kendi inançlarının diğer inançlar gibi, kendi mezheplerinin diğer mezhepler gibi eşit ve adil şekilde devlet tarafından tanınmasına ihtiyaçları var. Geçmişte 'Cemevi, cümbüşevi' diyen kafa 'cümbüşevini' tabii ki Kültür Bakanlığı’na bağlar. Oysa cemevi, bir ibadethanedir." dedi.

Özgür Özel, bugün TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TBMM Genel Kurulu'nda bugün görüşülecek olan, cemevlerinin elektrik giderlerinin devlet tarafından karşılanması, su giderlerinin de yerel yönetimler tarafından ücretsiz veya indirimli verilmesi gibi düzenlemeleri de içeren torba kanun teklifini anımsatan Özel, "Aleviler, bu ülkenin en kadim inanç gruplarıdır. Sivas'ta, Çorum'da, Maraş'ta çok acı olaylara maruz kaldılar. Talepleri yıllardır aynıdır ve maalesef bu konuda da iktidar adım atmamıştır. Yıllar önce bugünkü Cumhurbaşkanı 'Cemevi, cümbüşevi' demişken ve bu dil yarası, yüreklerdeki kanattığı yara apaçık duruyorken seçimlere aylar kala Alevileri temsil eden geniş kitlelerin temsilcileri yerine bir grup seçilmiş kişiyle güya görüşmeler yapıp ondan sonra tüm Alevi camiasına, inanç grubuna torba yasa dayatmasını kabul etmiyorlar; biz de kabul etmiyoruz" dedi. 

"Geçmişte 'Cemevi, cümbüşevi' diyen kafa 'cümbüşevini' tabii ki Kültür Bakanlığı’na bağlar"

Alevi örgütlerinin bugün TBMM önünde eylem yaptığını belirten Özel, "‘Alevilik torbaya sığmaz' diyorlar, aynı görüşü koruyoruz. Sanki kültürel bir etkinlik yapıyorlarmış gibi Kültür Bakanlığı’na bağlanacak. Kültür bütçesinden verilecek paralara değil, Alevilerin kendi inançlarının diğer inançlar gibi, kendi mezheplerinin diğer mezhepler gibi eşit ve adil şekilde devlet tarafından tanınmasına ihtiyaçları var. Geçmişte 'Cemevi, cümbüşevi' diyen kafa 'cümbüşevini' tabii ki Kültür Bakanlığı’na bağlar. Oysa cemevi, bir ibadethanedir. CHP’li belediyelerde camiler ve cemevleri eşit statüdedir, eşit hizmet alırlar, böyle bir ayrımcılığa tabi değillerdir. Bu ayrımcılığı yapmak, açılım maçılım değildir. 'Açılım yapacağız' diye yola çıkıp da gelen Alevilerin temsilcilerinin otobüslerine polis bindirip otobüsleri şehir dışına kaçırmak neyin nesidir? 'Açılım yapacağız' diye söyleyip, gelen Alevilerin temsilcisinin dedesinin kaşını açmak nedir, kolunu kırmak nedir" diye konuştu. 

Özel, "Bunu, hem Alevi vatandaşlarımızın derin üzüntülerini paylaşıyoruz ve bütün milletimize şikayet ediyoruz. Sahada bu kavga yok. Bu açtığınız dil yaraları, toplumda kapanmakta olan yaraları derinleştiriyor, yaralara tuz basıyor. Bunları yapmayın, bu torbadan ayırın ve istedikleri gibi özel bir kanun, onlara yakışır, onlar için özel bir kanunu hep beraber çıkaralım" önerisinde bulundu.

"Bir partinin yeni propaganda ve seçim şarkısını polis bandosunu çaldırmak, bu devletin çivisini çıkarmaktır"

Polis bandosunun AKP’nin “Türkiye Yüzyılı” vizyonu için bestelenen şarkıyı çalması ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı yazı açıklamada AKP’nin Türkiye Yüzyılı vizyonunu sahiplenmesini eleştiren Özel, şunları söyledi:

"Bir partinin yeni propaganda ve seçim şarkısını polis bandosunu çaldırmak, bu devletin çivisini çıkarmaktır. Bu devlete değer veren herkese söylüyoruz; bu devletin çivisini çıkarmak, milletin oyuyla şımarıp artık milletin aklıyla alay etmektir. Sonra bir de üstüne üstlük, Emniyet Müdürlüğü’ne açıklama yaptırıp, bunu A Haber muhabirine yazdırıp, hâlen daha 'Türkiye'nin yüzyılını sahipleniyoruz’... Böyle bir açıklama olamaz, yapılamaz. Böyle bir açıklama, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne de yakışmaz, İçişleri Bakanlığı’na da yakışmaz, Türkiye Cumhuriyeti'ne de yakışmaz. Yazıklar olsun, bu kafadakilerin ellerinde bulundurdukları bu yetkiyle yaptıklarına. Ya bir vicdanınıza sorun ya. Altı ay sonra iktidar değişti, altı ay sonra geldi CHP, bando çalıyor CHP marşı; olur mu arkadaşlar? Emniyet Müdürlüğü diyor ki 'Altı okumuzu sahipleniyoruz’. Olur mu? Biraz insaf, biraz vicdan, biraz edep." (ANKA)