Özgürlük ödülü Taraf'a

Özgürlük ödülü Taraf'a

2009 Leipzig Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü Taraf’ın ‘baskıya rağmen sürdürdüğü cesur habercilik’ nedeniyle Ahmet Altan’a verildi.

2009 Leipzig Medya Ödülü’nün gerekçesi şöyle: Taraf araştırmacıgazeteciliğiyle öne çıktı. Cesur haberleriyle hükümette ve ordudadüşman kazandı. İlan alamasa da, baskılar sürse de idealist, tavizsizyoluna devam ediyor. Ahmet Altan’ın bir İtalyan ve bir Hırvatgazeteciyle paylaştığı ödül, daha önce Rusya’da öldürülen gazeteci AnnaPolitkovskaya ile Vietnam ve Irak savaşlarına muhalif ABD’li yazarSeymour Hersh’e de verilmişti.İtalyan gazeteci-yazarRoberto Saviano ile Hırvat editör Duşan Miljus ise ödülün diğer sahiplerioldu. Üç gazeteci 30 bin avro değerindeki ödülü paylaşacak.

“Özgürlükve Medyanın Geleceği Ödülü” Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafındanveriliyor. Ödülle ilgili açıklamada Ahmet Altan ve Taraf  hakkında şucümleler yer aldı: 

“Ahmet Altan yaptığı iş hakkında ‘böyle bir şeyyapmak için deli olmak gerekir’ diyor. Altan, 2007’de kurulan vearaştırmacı haberciliğiyle Türkiye’de öne çıkan günlük gazete Taraf’ınGenel Yayın Yönetmeni. Altan kariyerine, gazeteci olarak başladı.Hürriyet ve Milliyet gibi tanınmış gazetelerde köşeyazarlığı yaptı vebu dönemde yazdıklarıyla birçok kez hükümetle çatıştı. Milliyet, AhmetAltan’ı, Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir Kürdiyeülkesinden bahseden yazısı nedeniyle işten attı. Altan, Taraf’ınsorumlusu olarak gazeteciliğe dönene kadar sadece roman yazdı. Eylül2008’de Ermeni Soykırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısınedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf  ise cesur haberciliğiyle,özellikle de 17 askerin öldüğü bir PKK saldırısına ilişkin haberiyle,hem hükümette hem orduda düşmanlar kazandı. Söz konusu haberde ordunun,PKK saldırısından önceden haberdar olduğu ama hiçbir şey yapmadığıanlatılmıştı. İlan verenler Taraf’tan uzak duruyorlar, resmi makamlarTaraf’ı düzenli olarak suçluyorlar ve bunun sonucu olarak, gazete çokciddi ekonomik sorunlar yaşıyor. Türkiye’deki yabancı gazetecilerinnezdinde, idealist ve tavizsiz tavrıyla çok değerli bir gazete olanTaraf, Genel Yayın Yönetmeni Altan’ın idaresinde, bütün bu sorunlararağmen yoluna devam ediyor.”Mafyanın hedefi Saviano

Ödüle layık görülen diğer isimler ise İtalyan Roberto Saviano ve Hırvat Duşan Miljus. Daha30 yaşını doldurmamış İtalyan gazeteci ve yazar Saviano, 2006’da kalemealdığı Gomorra adlı kitabıyla ülkenin gündemine bomba gibi düşmüştü.Sonradan filme de uyarlanan yarı roman, yarı röportaj niteliğindekikitapla Camorra’ya savaş açan Saviano, İtalya’da mafyanın ekonomidekive siyasetteki rolünü masaya yatırmıştı. Kurulan ilk organize suçörgütü olan Camorra’nın geçmişi 1417’e dayandırılıyor. İsim kökeniArapça Gamarra, kumar oynatılan yer demek.

Saviano ailesiyle mafyailk kez 1980’lerde karşı karşıya gelmişti. Roberto Saviano’nun doktorolan babası Camorra klanının ağır yaraladığı bir genci hastaneyegötürdüğü için ölesiye dövülmüş, aylarca çalışamamıştı. Adını Sodom ilebirlikte Eski Ahit’ten Kur’an’a bütün kutsal kitaplarda bahsedilenGomore ile Camorra’yı alan Gomorra’yı yazdıktan sonra polis korumasıaltında yaşama başlayan Saviano, geçen yüzyılın en büyük düşünceinsanlarından İtalyan kültür ikonu Umberto Eco tarafından kahraman ilanedilmişti. Casalesi Ailesi’nin ölüm listesine aldığı yazar devamlı yerdeğiştirek yaşıyor. 2008’de içlerinde Orhan Pamuk’un da bulunduğu Nobelödüllü yazar ve düşün insanları Dario Fo, Günter Grass, Desmond Tut,Rita Levi Montalcini ve Mikhail Gorbaçov yazdıkları bir makaleyleSaviano’ya destek vermişlerdi.Ölüm ilanı yayımlandı

Diğerödül sahibi, Hırvat gazetesi Jutarnji List’in editörü Duşan Miljus dasürekli polis gözetimi altında. Zira kimliği meçhul iki kişi, Haziran2008’de Miljus’a evinin önünde beyzbol sopalarıyla saldırdı, kolununkırılmasına ve beyninin hasar görmesine yol açtı. Rakip bir Hırvatgazetesi, bu saldırıdan önce de tehdit mektupları alan Miljus’un “ölümilanı”nı yayımladı. 

Tehditlerin ve saldırının olası nedeni, AB ileeski Yugoslavya cumhuriyetleri arasındaki silah kaçakçılığı vemafyanın, devletin inşaat işlerindeki rolünü ilgilendiren makalelerdi.Duşan Miljus, bu işlere karışmış kişilerin adlarına haberlerinde yervermişti. Miljus, Hırvastistan’da cesur gazeteciliğin simgesi halinegeldi. Jutarnji List, saldırının sorumluları yakalanana dek her günMiljus’un fotoğrafını yayımlamaya karar verdi.Cesur gazetecilere veriliyor

Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü, 2001’den beri Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından her yıl veriliyor. 

Almantarihinde dönüşümün önemli kilometre taşlarından biri olarak kabuledilen 9 Ekim 1989’da artık var olmayan Demokratik AlmanyaCumhuriyeti’nin Leipzig kentinde yapılan gösterinin bir gün öncesindesahiplerine sunulan ödül, basın özgürlüğünü güvence altına alınması vegeliştirilmesi için her türlü riski göze alan, kendisine işine adamışgazeteci, yayıncı ve basın kurumlarına veriliyor.ABD’nin karanlıklarını o aydınlatıyor

LeipzigBankası Medya Vakfı’nın verdiği “Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü”nüdaha önce alanlar arasında layık görülenlerden biri de ünlü ABD’ligazeteci Seymour Hersh. Guardian‘ın Yeni Dünya’nın en ünlü araştırmacıgazetecisi olarak tanımladığı Hersh, The New Yorker dergisindekiköşesinden bambaşka bir dünya için dünyayı bombalamaya devam ediyor.

1969’daAmerikan askerlerinin öldürdüğü 500 Vietnamlı köylüyü öldürdüğü My Laikatliamını yazarak bir anda dünyayı sarsan gazeteci, 1970’te PulitzerÖdülü’nün sahibi oluyordu. Bush rejiminin en şiddetli muhaliflerindenbiri olarak bilinen Hersh hakkında, eski ABD Başkanı Pakistan DevletBaşkanı’na “Seymour bir yalancıdır” diyecekti. Ebu Garibhapishanesindeki işkenceleri ortaya çıkaran, gazetecinin Amerikan Elitgüçlerine savaş açtığı Komuta Zinciri adlı kitabı 2005’te Türkiye’deyayımlanmıştı. Hersh, Bush’un ‘teröre karşı savaş’ bahanesinin ardınabakan, Amerika’nın ırak’a girmesini kolaylaştıran yalanları ve EbuGarib’e kadar olan sürecin ayrıntılarını gözler önüne seren buçalışmasıyla da gündem yaratmıştı.Görevimiz gerçekleri yazmaktır

Ödüle layık görülenlerden biri de Rus gazeteci Anna Politkovskaya’ydı. 1958-2006yılları arasında yaşamış Anna Politkovskaya, bütün meslek hayatıboyunca doğru bildiği yoldan şaşmamıştı. Rusya’da dürüst gazetecilikdenilince ilk akla düşen isim olan Politkovskaya, ülkedeki insanhakları ihlallerinin peşine düşmüştü. Çeçenistan konusunda özelduyarlılığı olan gazeteci, 2002’de Çeçen isyancıların gerçekleştirdiğitiyatro baskınında arabuluculuk yapmıştı. Sürekli tehditler altındayaşayan aktivist, Viyana’ya kaçmak zorunda kalsa da geri döndüktensonra yine gerçekleri yazmaya devam etmişti.

2004 Beslan okulbaskını sırasında içtiği çay nedeniyle zehirlenmişti. Kimileri gıdazehirlenmesi dese de, söz konusu olan Politkovskaya ise bu olasılık hiçakla gelmezdi. Zehirlemişlerdi ancak başaramamışlardı. İki yıl sonra 7Ekim 2006’da asansöründe kurşunlarak öldürülen gazeteci, BBC’ye verdiğibir demecinde “Riskin işimin, bir Rus gazetecinin işinin bir parçasıolduğuna eminim ama bırakamam çünkü habercilik benim görevim.Doktorların görevi hastalarını iyileştirmek, şarkıcılarınki de şarkısöylemek. Bir gazetecinin görevi ise gördüğü gerçekleri yazmaktır’’demişti. 2005’te Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü’ne layık görülengazetecinin avukatı Stanislav Markelov da bu yılın başında faili meçhulbir cinayete kurban gitmişti.