Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri serbest bırakıldı

Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri serbest bırakıldı

16 ilçede 32 adrese 16 Mart’ta eş zamanlı yapılan operasyonda gözaltına alınan Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi 10 avukat olmak üzere 29  kişi dün gece mahkemeye çıkartıldı. Dün gece başlayan duruşma bugün öğreln saatlerine kadar sürerken avukatlar,  “Yaptığımız her şeyi sahipleniyoruz. Cezaevi ile terbiye olmayacağız” dedi. 2 saatlik sürenin ardından verilen kararda avukatlar serbest bırakıldı. 

3 gün önce ev ve işyerlerine yapılan baskınla ÖHD’li İrfan Arasan, Ayşe Acınıklı, Hüseyin Boğatekin, Şefik Çelik, Adem Çalışcı, Ayşe Başar, Tamer Doğan ve Ramazan Demir’in aralarında olduğu 29 kişi gözaltına alındı. 3 gün gözaltında tutulduktan sonra dün gece tutuklama talebiyle mahkemeye çıkartılan ÖHD’li avukatların duruşması bugün öğlen saatlerinde sona erdi. Çağlayan Adliyesi’nde görülen duruşmaya, ÖHD ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyelerinin yanı sıra ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı, CHP’li Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Hasip Kaplan, Diyarbakır Baro Başkan Vekili Ahmet Özmen, Van Baro Başkanı Murat Timur, Doğu ve Güneydoğu baro başkanları ve meslektaşları hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunmaya geçen avukatlar, iddianamede kendilerine yöneltilen suçlamaların mesleklerinin gereğini yerine getirmek olduğunu belirterek, “ Savunma yapmayacağız. Aksine söylediğiniz her şeyi sahipleniyoruz. Cezaevi ile terbiye etmeye çalışıyorlar. Ama terbiye olmayacağız” diye konuştu.

 

 

 

“Sur ve Cizre için AİHM’e yaptığımız başvurular devleti rahatsız etti”

 

Sokağa çıkma yasağı sırasında yaralanan ve bodrum katlarında mahsur kalanlar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunan avukat Ramazan Demir, “Bu başvurularımız devleti rahatsız etti. Ancak yine olsa yine yaparım” dedi. Kendi aralarında telefon görüşmelerinde yaptıkları maç sohbetlerinin şifreli konuşma sayılıp kendilerine sorulduğunu söyleyen Demir, “Bize isnat edilen suçlamalar bizim için şereftir. Yüz akıdır. Allah herkese bunu nasip etsin. Müvekkil İfadeleri için saatlerce odasında kaldığımız savcı gözümün içine baka baka hakkımda soruşturma yürütmüş. KCK ile ilgili davalara ilişkin avukatlık faaliyetlerimiz soruldu. Doğrudur. Yine olsa yine yaparım” diye konuştu.

 

“Tahir Elçi’nin başına gelen benim de başıma gelebilir”

 

13 Mart Ankara Kızılay’daki Güvenpark’ta bomba yüklü araçla saldırıda bulunan Seher Çağla Demir’in Balıkesir’de okuduğu sırada bir davada avukatlığını yaptığı için hükümete yakın gazeteler tarafından hedef gösterilen Hüseyin Boğatekin de, “Hedef haline getirildim. Tahir Elçi gibi naif bir insan öldürüldü. Benim başıma da gelebilir” ifadesini kullandı. Tutuklamanın bir uslandırma amacı olduğunu söyleyen Boğatekin, “Bu bir uslandırma aracıdır, buraya getirilmiş olmam. Asla ve asla uslanmayacağım. Evimin basıldığı gece Kürtçe konuştuğu için katledilen bir gencin dosyasına çalışıyordum. Avukatların tutuklanması ilk değil, onlar zindanlara atılırken biz çok şey öğrendik. Bu bir uslandırma aracıdır, buraya getirilmiş olmam. Asla ve asla uslanmayacağım” ifadesini kullandı.

 

"Yerzününün bütün ötekilerini savunmayı görev bilirim"

 

Avukat Tamer Doğan ise, davanın politik bir dava olduğunu ve bu gerekçeyle politik savunma yapacağını belirterek, “Yeryüzündeki bütün lanetli olanları, öteki olanları savunmayı görev bilirim. Saray’dan hukuk beklemiyoruz” diye konuştu. Kendisine yöneltilen suçlamaları bilmek istemediğini söyleyen Doğan, şöyle konuştu: "Biz savcılara hâkimlere çok onaylamasak da burjuva hukukunu hatırlatıyoruz. Saraydan hukuk beklemiyoruz biz devrimci avukatlar olarak her şeyin tutanaklara geçmesini önemseriz. Çünkü tarih bunları ortaya çıkaracak yeryüzündeki bütün lanetli olanları, öteki olanları savunmayı görev bilirim. Bize ayak takımı diyorlar. Evet, biz ayak takımıyız, biz çapulcuyuz hem de birkaç kişi değiliz. Biz mağdur edebiyatı yapmıyoruz. Aksine yaptığımız her şeyi sahipleniyoruz.”

Avukat Ayşe Acinikli de, “Ben Kürtlerin, devrimcilerin avukatlığını yaptım. Burada olmamın tek nedeni budur” dedi. Ardından Avukat Adem Çalışçı savunmasını yaptı. Avukatlar ve kendileriyle birlikte gözaltına alınan müvekkillerinin sorgulaması tamamlandı. 13 saat devam eden duruşmaya 20 dakika ara verildi. Aranın ardından bu kez meslektaşlarını savunan avukatların savunmasına geçildi.

2 saatlik aranın ardından verilen kararda avukatlar serbest bırakıldı. 

Öte yandan 16 Mart’ta gözaltına alınan avukatlardan Mustafa Rüzgar, İrfan Arasan, İlkin Bulut, Ahmet Kapçan sorgu hakimliğinden adli kontrol isteminin reddiyle serbest bırakıldı.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri 3 gündür gözaltında; İstanbul Barosu sessiz

Avukatlara gözaltıya sessiz kalmakla eleştirilen Baro Başkanı: Gerekli gördüğümüzde açıklama yapacağız