T24 - İş Bankası Genel Müdürü Özince, dünyada globalizasyon sonrasında çok ciddi bir yarış olduğunu, gelişme ve büyümenin nicelikten çok nitelikte olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye'de biz büyüyoruz büyüyoruz da ne kadar sağlıklı büyüyoruz? Neremiz, hangi yönümüz büyüyor?'' dedi.İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Aydın Üniversitesi'nde verdiği ''Küresel Gelişmeler Işığında Bankacılık Sektörünün Dünü, Bugünü ve Yarını'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin son 10 yılda genelde olumlu bir trend izlediğini söyledi.Genellikle, ''Biz çok iyi yaptık, çok iyi başardık'' değerlendirmelerinin yapıldığına değinen Özince, şöyle devam etti:''Sonunda bizim insanımızın bundan elde ettiği refah seviyesi ne oldu? Bunu da sadece parasal olarak değil, nitelik olarak nasıl kıldık? İstanbul gibi illerde 10 bin doların üzerinde yıllık geliriniz olursa acaba geçinir misiniz? Ayda ortalama 1.000 dolar maaş alsak, 1.500 lira ile aile olarak geçinebilir miyiz? Belki dağın başında, daha mütevazı şartlarda yaşanan bir ortamda 500 dolar alsak, diğer masraflarımız bu kadar yüksek olmasa daha iyi olur. Dolayısıyla Türkiye'nin ekonomi konusunda başarılar elde ederken, sürekli gözetmesi gereken şey kendisi gibi gelişen, ticari anlamdaki rakiplerinin performansının ne olduğu... Siz diyorsunuz 'çok sağlıklı bir ekonomimiz var'. Bu 'çok sağlıklı bir gövdemiz var' demek gibi... 'Çok sağlıklı bir gövdem var, ama akşama kadar yatar uyurum. Elimden hiçbir iş gelmez. Üşenirim, ama çok sağlıklıyım.' Neye yarar? Dünyada globalizasyon sonrasında çok ciddi bir yarış var. Nasıl bir yarış? Çin firması Çorlu'da fabrika yapacakmış ve HP bilgisayarlarını yurt dışına satacakmış. Niye biz yapmıyoruz? Gelişme, büyüme, nicelikten çok nitelik olmak durumunda. Türkiye'de biz büyüyoruz büyüyoruz da ne kadar sağlıklı büyüyoruz? Neremiz, hangi yönümüz büyüyor? Yani içimizde bir ur mu büyüyor, göbeğimiz mi büyüyor, yoksa aklımız, beynimiz mi büyüyor? Bunu mutlaka ayırt edebilmek lazım. Bugün global rekabette bilgi çağındaysak üniversitelerin laboratuvarlarının olması lazım. En teorik çalışacak birimlerinin bile mutlaka pratikle ilintisinin, iş alemiyle, reel dünyayla ilintisi olması lazım. Bizim o alanlarda başarı göstermemiz lazım.''Üst ligde boğuşacak kadar sermaye birikimimiz yokTürkiye'de bankacılık sektöründeki gelişmelere değinen Özince, sektörün önümüzdeki dönemlerde çok ciddi bir istihdam alanı haline geleceğini, bu yönde çalıştıklarını, İstanbul Finans Merkezi Projesi'nin bu anlamda büyük önem taşıdığını vurguladı.Özince, mali sektörün sığlığına dikkati çekerek, ''Türkiye kadar nüfusu olan bir ekonomiye yetecek kadar mali sektörü, motoru, kalbi yok. Mutlaka derinleştirilmesi, büyütülmesi lazım. Bunun en önemli yönü AB doğrultusunda yapılan reformlardan geçiyor. Özellikle yabancı sermayenin girmesi, sektördeki sermayedar kararlılığını ve sermaye miktarını olumlu yönde etkiledi. Yabancı sermaye bile girse onun lisansını veren Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğuna göre, yasalara uymayan herhangi bir icraatını gördüğünüzde zaten gereğini her zaman yapabilirsiniz'' şeklinde konuştu.Türkiye'de özel sektör ve müteşebbisin yanı sıra sermaye birikiminin de belli seviyelere geldiğinin altını çizen Özince, ''Ancak üst ligde boğuşacak kadar sermaye birikimimiz yok'' yorumunu yaptı.