-ÖZİNCE GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ İSTANBUL (A.A) - 25.08.2010 - İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, halkın demokratik tercihleri doğrultusunda oluşacak yönetimlerin hiçbir risk taşıyacağını düşünmediğini belirterek, ''İşadamları bir tarafta serbest piyasa ekonomisinde serbestliği sonuna kadar savunurken, siyasetteki serbestiden mi korkacak? Böyle bir saçmalık olmaz. İster koalisyon, ister azınlık hükümeti olur... Şu anda ben iktisadi açısından Türkiye'nin göreceli bir iyi yönetim dönemi yaşadığını düşünüyorum. Ama bu demek değildir ki bu performansı başkası gösteremez'' dedi. Finansal piyasaların balonunun iyice sönmesi gerektiğini ifade eden Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Finansal piyasalar dünya ekonomisine, dünya insanının refahına yararlı şekilde çalışacak kurallara gelmeli ve bunu kabul etmelidir. Israrla bunu kabul edememe, her fırsatta spekülatif çabalarla dünyanın, insanlığın değerleri üzerinde oynama çabaları var. Şu anda da gıda fiyatlarıyla spekülasyonlar olduğu gibi... Bunlar bize daha çok dip, çok zirve yaptırır. Bundan da kesinlikle insanlık zarar görür. Dolayısıyla beni hiç dipler, tavanlar ilgilendirmiyor. Oturup dünyanın gerçek sorunlarının neler olduğuna bakılması lazım. Bugün bizi ilgilendiren dünya insanının refahı olmalıdır. Beni piyasaların ne olduğu hiç ilgilendirmiyor.'' -'TÜRKİYE, BELLİ BİR OLGUNLUĞA GELDİ''- Ülke gündemine ilişkin soruları da yanıtlayan Özince, genel seçim sonrasında ortaya çıkacak tablonun ekonomiye etkilerine ilişkin, Türkiye'nin, hangi kompozisyondaki hükümet tarafından yönetilirse yönetilsin Cumhuriyetin esas prensipleri ve ekonominin uluslararası en iyi kuralları doğrultusunda politikalarını sürdüreceğine inandığını söyledi. İş Bankası Genel Müdürü Özince, 10-12 yıl öncesindeki koalisyon dönemlerinde parlamento çoğunluğunun önemli olduğunu düşündüğünün altını çizerek, ''Ancak bugün parlamento, ülkenin yararına birçok reformu bütünlükle çıkartabildiğine göre bu performanstaki unsurları hükümetin yanı sıra parlamentoda da bulmak lazım'' dedi. Halkın demokratik tercihleri doğrultunda oluşacak yönetimlerin hiçbir risk taşıyacağını düşünmediğini dile getiren Özince, ''Önemli olan, demokratik prensiplerin sonuna kadar çalışmasıdır. İşadamları bir tarafta serbest piyasa ekonomisinde serbestliği sonuna kadar savunurken, siyasetteki serbestiden mi korkacak? Böyle bir saçmalık olmaz. İster koalisyon, ister azınlık hükümeti olur... Türkiye'nin azınlık hükümetiyle yönetildiği dönemler de oldu. Şu anda ben iktisadi açısından Türkiye'nin göreceli bir iyi yönetim dönemi yaşadığını düşünüyorum. Ama bu demek değildir ki bu performansı başkası gösteremez. Ben artık Türkiye'nin belli bir olgunluğa geldiğini düşünüyorum'' yorumu yaptı. Türkiye'nin ekonomi politikaları açısından kötü yönetilmediğini, ancak daha iyi olmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Özince, sonuçları ne olursa olsun AB ile ilgili Türkiye'nin duruşunun netleştirilmesi gerektiğini söyledi. Ersin Özince, ''Bir de adına ister mali kural, ister IMF kuralları diyin, bizim geleceğe dönük makro ekonomik sonuçlarımızı etkileyecek her türlü politikamız açık, sürprize meydan vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Orada da bir çıpa fonksiyonu konmalıdır. Buna mali kural diyebilirsiniz veya IMF ile işbirliği yapabilirsiniz. Ama bunlar Türkiye'nin gelecekteki istikrarı açısından katkı sağlayacak unsurlardır'' değerlendirmesinde bulundu. -''İSTİHDAM PROBLEMİMİZİ NASIL ÇÖZECEĞİMİZ ÇOK NET DEĞİL''- Göreceli olarak çok iyileşmesine rağmen Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerinin halen bazı gerçeklerin sürdürülebilir politikalarla idare edilebileceği konusunda rahatlatıcı olamadığı görüşünü dile getiren Özince, ''Örneğin istihdam problemimizi nasıl çözümleyebileceğimiz çok net değil. Üretim ve ihracat politikamızı nasıl başarılı kılacağımız çok net değil. Bugün sıcak para dediğimiz çok kısa vadeli fonlara adeta muhtaç hale geldik. Biz sıcak paranın düşmanı değiliz. Sıcak para da bulunsun, kaynar para da bulunsun, soğuk para da bulunsun. Bütün mesele ülkemize istihdamı ve üretimi artıracak kalıcı fonlar getirebilmek, ülkemize mukayeseli rekabet üstünlüğü kazandırmak'' diye konuştu. -''GALİBA ÇİN'E KARŞI PARA KURU OLUŞTURMAMIZ LAZIM''- Ersin Özince, kur ve Türk Lirasının aşırı değerlendiği yönündeki tartışmalara ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu: ''Kur konusundaki tartışmanın, sorunun aslıyla ilgili esas konuşulması gerekenleri perdelediği kanaatindeyim. Bu bir kayıkçı kavgası gibi... Kur tartışması yapılarak sanki kur değişirse konu çözülecekmiş gibi anlaşılıyor. Kur yükselse ne olur? Türk Lirası değer kaybetse ne olur? Bu konuda konuştuğum uzmanlar tereddütler ifade ediyorlar. Neden? Üretimin ve ihracatın önemli ölçüde ara malı ithalatına da artık tabi olduğunu söylüyorlar. Öte yandan bizim kurla ilgili en çok ihracat şikayetimiz var. Fakat dış ticaret açığımızın yüzde 85'i bir ülkeyle. Çin... Bizim galiba Çin'e karşı para kuru oluşturmamız lazım. Kur konusunda ve her konuda daima proaktif olmak, her türlü politikayı da kullanmak gerektiği kanaatindeyim.İşi kura indirgemek yanlış. Ekonomi politikası bir bütündür ve rekabet stratejisi de bunun en önemli stratejisi olmak durumunda. Burada benim endişe duyduğum yegane konu, rekabet gücümüzün gerilemekte olduğudur.'' - YABANCI BANKALARIN GELİŞİ KONUSUNDA DAVETKAR DAVRANMIŞIZ - İş Bankası Genel Müdürü Özince, Türkiye'nin yabancı bankaların gelişi konusunda çok liberal davrandığını ifade ederek, ''Bizim dost ve kardeş ülke Azerbaycan'da bile bir şube açma konusunda bu kadar beklediğimize bakılırsa, biz demek ki çok liberal ve davetkar davranmışız. Bu iyi birşey. Ama burada mütekabiliyet dahil her türlü unsuru dikkate almak lazım'' dedi. Özince, bankanın yurtdışı faaliyetlerini sürdürdüğünü, Rusya'da nihai anlaşma metni üzerinde çalıştıkları bir banka alımı sürecinde olduklarını ve şu anda görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Kazakistan'ı da değerlendirdiklerini ve burada da banka sahibi olma, uygun alternatifleri bulmanın mümkün gibi göründüğünü belirten Özince, bu konuda gerekli izinleri aldıklarını ve bazı teklifler olduğunu bildirdi. Mümkün olan yakın coğrafyadaki her ülkede şube açmak istediklerini dile getiren Özince, şöyle devam etti: ''Şube açmaya ülke otoriteleri genellikle sıcak bakmıyor. Ama bizim de her ülkede birer banka alıp koleksiyon yapacak halimiz yok. Maksat şube açarak sermaye koymamak falan da değil. İş ne kadar sermaye gerektiriyorsa onu da yapabiliriz. Bosna'dan Arnavutluk'a, Makedonya'dan Ukrayna'ya kadar bu şekilde Balkanlar'da şube açma arzumuz var. Bunların üzerinde çalışıyoruz. İlgili ülkelere müracaatlar yapıyoruz. Balkanlar'da her yerde en azından bir temsilimiz olsun istiyoruz. Almanya'da merkezi olan İş Bankası GmbH ismindeki iştirakimiz de şu anda Bulgaristan ve Romanya'da şube açma çalışmalarını sürdürüyor. Azerbaycan başvurumuzu yaptık. Gürcistan'ı değerlendirmekteyiz. Azerbaycan'da talebimizin olumlu karşılanacağını, bu suretle İş Bankasının Azerbaycan'da en azından Bakü ve Nahçıvan'da şubeler açarak Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere çok büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Irak, Suriye epey uzun zamandır ilgimizdeydi. Irak'ta her türlü izinler alındı. Şu anda Bağdat ve Erbil, arkasından Musul'u düşünüyoruz. Bağdat ve Erbil için kadro oluşturmaya çalışıyoruz.'' -''İLK 7 AYDA 1,700 KİŞİ İŞE ALINDI''- Bu yıl ağustos ayına kadar personel alımında planladıklarının çok üstünde 1,700 kişinin işe alındığını, ilk 7 ayda ayrılan 500 kişi dikkate alındığında nette personel sayısında 1.200 kişilik bir artış olduğunu belirten Özince, yıl sonuna kadar çalışan sayısında net olarak en az 300 kişilik bir artış daha olabileceğini ifade etti.