Özkırımlı: Erdoğan, Gezi Parkı'nı basarsa Türkiye'de iç savaş başlar

Özkırımlı: Erdoğan, Gezi Parkı'nı basarsa Türkiye'de iç savaş başlar

 

Ahmet Küçük

[email protected]

www.twitter.com/kucukxahmet

 

Sosyolog Prof. Dr. Neşe Özgen, Gezi Parkı direnişinde ortaya çıkan mizah anlayışının çok önemli olduğunu söyledi. Prof. Özgen, “Kürtler gazı yiyorlar, copu yiyorlar ama gene kıkır kıkır gülüyorlar, espri üretiyorlar. Bizden neden çıkmıyor diye düşünüyordum, meğer korktuğumuz içinmiş. Şimdi o korku kapağı kalktı. Böylece Nasrettin hoca geri döndü” dedi.

T24 yazarı ve Lund Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Özkırımlı, “Erdoğan buradan hala çıkar. Nasıl çıkabilir. Lafı yumuşatır, özür dilemez, bunu beklemeyin. Burayı da basmaz. Kürt meselesine de hareket verir bir şekilde. Bunu da demokrasiye inandığı için yapmayacak. Başka sebeplerden yapacak. Buradan çok daha yüksek oyla da çıkabilir. Ama felaket senaryosu Erdoğan'ın burayı basması, Kürt meselesini de bitirmesi olabilir. Ya da her ikisini de yapması. İşte o zaman Türk toplumu hiç yaşamadığı bir iç savaşı yaşar böylece” diye konuştu.

\Taksim Gezi Parkı’ndaki Bahçeşehir Üniversitesi Çadırı’nda “Gezi Parkı Direnişi ve Barış Süreci” forumu düzenlendi.

Yaklaşık 50 kişinin katıldığı forumda Gezi Parkı direnişi ve önümüzdeki dönemde barış sürecinin nasıl bir yol izleyeceği konuşuldu. Lund Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Özkırımlı, Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Niyazi Kızılyürek, İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Yeğen ve sosyolog Prof. Dr. Neşe Özgen katıldı.

 

‘Gezi Parkı’ndan ‘bir şey çıkmaz’ demeyin, çıkacağı kadar çıktı’

 

Prof. Özkırımlı, Gezi Parkı’ndan bir siyasi hareket çıkmayacağı söylerken, “Belki bu olayı da genişleyen özgürlüğe bağlıyız. Bunu AKP getirdi diye söylemiyorum. Çünkü bazı olaylar, toplumsal olarak kontrol edilebilir şeyler değil” dedi.

Umut Özkırımlı şunları söyledi:

“Bu olay beni bir kere aktivist yaptı. Bir şekilde sosyal medyaya girip kendimi aktivist olarak bulanlardanım. Bugünlerde Başbakan’ın görüşmeler yapması bekleniyor. Ama hani deniliyor ya ‘bundan bir şey çıkmayacak’ diye, çıkacağı kadar çıktı zaten. Buradan siyasi hareket beklemeyin. Oy alacak parti beklemeyin. Olmaz. Şu meydandakilerle hiç olmaz. Türk Bayraklılarla da olmaz, ulusalcılarla da olmaz.

Bize 2002’den beri demokrat ve liberal adı altında gözüken birçok kesim gibi, birlikte eylem yaptığımız, benim gibi utanmadan ‘yetmez ama evet’ atan ve bundan da hala memnun olanlardanım. Çünkü ve doğru düşündüğümü yaptım. Niyet okumaya da kalkmadım. Belki bu olayı da genişleyen özgürlüğe bağlıyız. Bunu AKP getirdi diye söylemiyorum. Çünkü bazı olaylar, toplumsal olarak kontrol edilebilir şeyler değil.

Bir zamanlar romantik takılıp Leonard Cohen’in şarkısını yazıyorduk ya, işte bir yerden bir şekilde kırıldı mı geldi. İşte bu mücadele burada bitmedi. Buradan bir şey çıkartabilir miyiz? Çıkartacağımız şey AKP’den daha ileri bir demokrasi mi olur, daha kötü mü olur bilmiyorum.

Daha açık söyleyeyim, hakikaten ben meydandakilerden korkarım ama şu son dönemde gördüm ki, başörtüsü mücadelesi verdiğimiz, askeri vesayete karşı da verdiğimiz mücadele, işte bunlardan da korkulurmuş.

 

‘Erdoğan özür dilemez, burayı basmaz’

 

Beni baştan çıkartan bir şeylerden bir tanesi hijyen yok, Hindistan’dan daha beter durumda, TOMA’lar su sıksın diye mizah yapan diyenler var. Erdoğan buradan hala çıkar. Nasıl çıkabilir. Lafı yumuşatır, özür dilemez, bunu beklemeyin. Burayı da basmaz. Kürt meselesine de hareket verir bir şekilde. Bunu da demokrasiye inandığı için yapmayacak. Başka sebeplerden yapacak. Buradan çok daha yüksek oyla da çıkabilir. Ama felaket senaryosu burayı basması, Kürt meselesini de bitirmesi olabilir. Ya da her ikisini de yapması. İşte o zaman Türk toplumu hiç yaşamadığı bir iç savaşı yaşar böylece.

Kürt tarafının tutumu çok önemli. Ve BDP’nin tutumu, nasıl ki Sırrı Süreyya Önder’in İmralı’ya gönderilmemesi nasıl bir durumdur bilmem. Ayrıca silahların sustuğu dönemde, ben Kürt olsam şu meydanda gösteri yapmam. Kaçarım.”

 

‘Gezi Parkı’yla Türkiye’nin daha zengin ve karmaşık bir yer olduğunu gördük’

 

Mesut Yeğen, “Esas olarak Gezi Parkı direnişiyle, Türkiye’nin daha karmaşık bir yer olduğu, daha zengin bir yer olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.

Prof. Yeğen, “Burada olup bitenlerden şunu anladım, eminim Türkiye’yi yönetenler de, AKP yöneticileri başta olmak üzere, Türkiye onların görmek isteklerinden daha zengin bir yer. Esas olarak Gezi Parkı direnişiyle, Türkiye’nin daha karmaşık bir yer olduğu, daha zengin bir yer olduğunu gösterdi” dedi.

“AK Parti buna uygun araçlar geliştirecektir” diyen Yeğen, “Ancak yakın zaman içinde, panikle hareket etmesi durumunda olacaklar beni ürkütmüyor değil. Bildiğiniz gibi 15-16 Haziran’da Öcalan’ın istediği iki toplantı yapılacak. 13 gündür Türkiye’de olup biten orayı çok etkileyecek. Burada olup biten üzerinden orada da bir karar alınacak” dedi.

Mesut Yeğen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada Kürtler neden yok deniliyor. Kürtleri anlayışla karşılamak lazım, Gezi Parkından yayılan direnişin bir teorisinin oluşmamasından ve kendilerinin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanıyor… Ama bunlar kendilerinin de bir yerinden dahil olabileceği gelişmelerdir.”

 

‘Ataerkilliğe bir başkaldırıdır’

 

Niyazi Kızılyürek, Gezi Parkı direnişinin 1923’ten bu yana süren ataerkil, baba figürüne başkaldırı olduğunu dile getirdi. Kızılyürek, “Ortada büyük bir sorun var. Aslında bu sorun 1923’ten beri var. Bir otoriter elitist, laik ataerkilliğin, bir baba figürüne baş kaldırının sonucudur. 30’lu yıllarda Mozart dinleyecektin, vals yapacaktın, şapka takacaktın, şimdi de öpüşmeyeceksin gibi şeyler dayatılıyor. Bu kaba bir toplum mühendisliği. Buradaki başkaldırı siyasi ataerkilliğe karşı bir başkaldırı olarak algılıyorum” dedi.

“Bu bir demokrasi meselesidir” diyen Kızılyürek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada siyasi erkilliğin ortadan kaldırılması için oğlan çocuğunun babasını öldürmesi gerekir. Burada hem erkek, hem kız kardeşler babayı katletmek zorundadır. İlk defa yasakçı, baba erkil yapıya bir başkaldırı görüyoruz burada. Bu bir toplumsal harekettir. Kürt meselesiyle çok alakalıdır. Türkiye çoğulculuk içinde farklılık içinde birliği arayacak. Demokrasi temelden kurulacak. Vatandaşlık yeniden tanımlanacak. Burası bu bakımdan çok önemli. Bunu da yeni neslin kotaracağını düşünüyorum. Türkiye Kürt meselesini çözmeden demokrasiye ulaşamaz. Bir şey kazanacağım zihniyetiyle devam edersen demokrasiye ulaşamazsın. Bu yolculuk uzayacaktır.”

 

‘Nasrettin Hoca geri döndü’

 

Sosyolog Prof. Dr. Neşe Özgen, Gezi Parkı direnişiyle Türkiye üzerindeki korku kapağının kalktığını söyledi. Prof. Özgen, “Nasrettin hoca geri döndü. Eğer halklar kendi içinde iktidarı aşındıran, onun güç erklerini geriletebilen bir figürü yaşatabiliyorlarsa başarılı olabiliyorlar. Gezi parkında bir folklorik figür çıkacak belki, penguen olabilir belki bu. Bizdeki Nasrettin hoca figürü geri geldi” diye konuştu.

Prof. Özgen, “Korku kapağı kalktı. Korkuyla kapaklanan içimizde yok olan mizah yokluğunun yeşermesi beni çok mutlu etti. Kürtler gazı yiyorlar, copu yiyorlar ama gene kıkır kıkır gülüyorlar, espri üretiyorlar. Bizden neden çıkmıyor diye düşünüyordum, meğer korktuğumuz içinmiş. Şimdi o korku kapağı kalktı” dedi.

Barış sürecinin de Gezi Parkı direnişine de kaynak olduğunu söyleyen Özgen, “Asında bunu hazırlayan bir Kürt mücadelesi var. 100 gün süren açlık grevi var. Bunlar önemli. Bunlar çok ciddi kazanımlar. Kürt hareketi yanımızda biliyoruz. Gezi parkı içinde hafızalandırma mekanı yaratılması çok güzel. Ermeni mezarlığı olması çok güzel. Burası içinde bir hafızlandırma mekanı oluşması lazım. Burada şunu gördük ki meğer çok iyi insanlarmışız. Önce duygu vardır, önce anlam vardır, sonra teori gelir” diye konuştu.