Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın Kürt sorununun çözümüne ilişkin açıklamalarının ardından eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök “Türkiye problemlerini çözebilen bir ülkedir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın Kürt sorununun çözümüne ilişkin “önemli gelişmeler olacak” doğrultusundaki açıklamalarını değerlendiren eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök “Türkiye problemlerini çözebilen bir ülkedir” dedi. Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila’nın sorularını yanıtlayan Özkök “Ben Türkiye’nin problemlerinin, devletin ilgili kurumlarının uyum içinde bir çalışmayla çözülebileceğine inanıyorum. Devlet kurumları arasındaki harmoni çok önemlidir. Her kurum kendi rolünü oynar. Türkiye, uyum içinde, problemlerini çözecektir. Ben gelecekten mutluyum” dedi. İşte Bila’nın “Özkök: Problemlerden korkmamak gerekir” başlıklı yazısının (13 Mayıs 2009) tamamı… Türkiye’de Kürt sorunun çözümüne ilişkin olarak dalgalar yükseliyor. Sorun çözüm yoluna girdi, giriyor havası esiyor. Sonra arkası gelmiyor. Bu kez de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla bu dalga yeniden yükseldi. Murat Karayılan’ın Hasan Cemal’e verdiği mülakat, gündemi sardı. Yeniden bir “çözüm” beklentisi yayıldı. Bahçeli’nin sert çıkışı Şu anda gözler Cumhurbaşkanı Gül’e çevrilmiş durumda. Önce CHP lideri Deniz Baykal, Gül’ün “ne demek istediğini” açıklamasını talep etti. “Bizden istenen nedir, çözüm denilen nedir?” diye sordu. Ardından MHP lideri Devlet Bahçeli çok sert sayılabilecek bir üslupla Cumhurbaşkanı Gül’ü ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi. Bahçeli, Gül’ü kastederek, “Varılan mutabakat nedir, tarafları nedir, fırsat denilen nedir?” diye arka arkaya sorular sıraladıktan sonra, “Bizden hangi ihanete katkıda bulunmamız için servis yapmamız istenmektedir” diyecek kadar sertleşti. “Çözüm” konusunda PKK ve DTP’nin neyi kastettiği biliniyor. Karayılan yeni açıkladı. TSK’nın görüşünü de biliyoruz. Onu da Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, geçtiğimiz günlerdeki Harp Akademileri ve basın toplantısında ortaya koydu. CHP’nin ve MHP’nin görüşleri de tekrar kamuoyuna duyuruldu. Geriye Cumhurbaşkanı Gül’ün “fırsattan, güzel şeylerden” ne kastettiği, Başbakan Erdoğan’ın köy isimlerinin geri verilmesi dışında nasıl bir “çözüm” üzerinde çalıştığı kaldı. Gül’ün ve Erdoğan’ın ne düşündüğü bilinmeden, denklemi kurmak, formülü bulmak mümkün değil. Eğer Gül ve Erdoğan, Baykal ve Bahçeli’nin sorularına yanıt verirlerse, “çözüm”den ne kastedildiği anlaşılacak. ‘Türkiye problemini çözebilir’ Eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. Hilmi Özkök’le dün bu konu üzerinde sohbet olanağı buldum. Tartışmalarla ilgili olarak görüşünü sordum. Konuyla ilgili somut bilgisinin bulunmadığını belirterek, ancak genel ve ilkesel değerlendirme yapabileceğini söyledi ve şöyle konuştu: “Kuşkusuz bu konu önemli bir problem. Ama problemlerden korkmamak gerekir. Problemleri çözme kabiliyetini kaybetmekten korkmak gerekir. Ben Türkiye’nin, problemlerini çözme kabiliyetine sahip olduğuna inanıyorum. Türkiye problemlerini çözebilen bir ülkedir.” ‘Akılcı ve kalıcı olmalı’ Özkök Paşa’ya, “nasıl bir çözüm” diyerek görüşünü sorduğumda ise şu yanıtı verdi: “Elbette çözüm olsun da nasıl olursa olsun denilemez. Onun da kuralları vardır. Akıllı ve sürdürülebilir bir çözüm olmalı. Kalıcı olmalı. Türkiye bunu bulacak kabiliyette bir ülkedir. Tabii Türkiye’nin temel niteliklerine de uygun olmalı.” ‘Gelecekten umutluyum’ Özkök, çözümün, ancak devlet kurumlarının uyum içinde çalışmalarıyla bulunabileceğine vurgu yaparak şöyle dedi: “Ben Türkiye’nin problemlerinin, devletin ilgili kurumlarının uyum içinde bir çalışmayla çözülebileceğine inanıyorum. Devlet kurumları arasındaki harmoni çok önemlidir. Her kurum kendi rolünü oynar. Türkiye, uyum içinde, problemlerini çözecektir. Ben gelecekten mutluyum.”