Tempo24’ün yayımladığı Mustafa Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlükleri Milliyet gazetesinden Fikret Bila’ya yorumlayan Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt’tan aynı mesaj geldi: Mahkeme davet ederse giderizBalbay’a ait olduğu öne sürülen notlarda adı geçen eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök: Sanık veya tanık olarak mahkeme çağırırsa ‘gitmem’ denilemez. Günlükte adı geçen eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt da, “Hukuk çağırırsa ‘gitmem’ deme lüksü yok, gider doğru neyse söylerim” dedi. İşte Fikret Bila’nın bugün Milliyet gazetesinde ‘Sanık veya tanık gideri’ başlıklı yazısı: Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Ora. Özden Örnek’ten sonra Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ve yazarı meslektaşımız Mustafa Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlükler de basına yansıdı. Tempo24’ün ortaya çıkardığı günlükler yazılı ve görsel basında geniş yer buldu. Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlüklerde dönemin komutanlarıyla yapılmış sohbetler yer alıyor. Darbe hazırlığıyla ilgili olduğu öne sürülen konuşmalarda hükümet ve dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök aleyhine ifadeler var. Daha önce gündeme yansıyan ve darbe planı olduğu öne sürülen Ay Işığı hazırlığından söz ediliyor. Günlüklerin detayları basında yer aldı. Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlüklerle ilgili olarak dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök ve dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’la konuştum. Önce Özkök Paşa’nın sorularıma verdiği yanıtları yansıtayım: Mustafa Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlükleri okudunuz mu? - Evet. İnternet sitesinde okudum. Benim de adım geçiyor, tabii ilgi duydum. Bunlar nasıl sızıyor, nasıl basına yansıyor onu da anlamış değilim. Soruşturmanın gizliliği prensibi var ama her şey sızıyor. Bu nasıl oluyor? Günlüklerdeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz? - Değerlendirmek için çok erken. İnternet sitesi veya basına yansımış iddialar. Eğri mi doğru mu, bilmiyorum. Resmiyet kazanmış değil. Sadece haberler üzerinden değerlendirme yapmam doğru olmaz. Aleniyet kazanmış ama bu resmi bir aleniyet değil. Komutanların ve gazetecilerin sizinle ilgili değerlendirmeleri var? - Okudum. Şunu söyleyebilirim: Arkadaşlarımdan bana karşı böyle değerlendirmeler ve hareketler beklemem. ‘Hukuk çağırırsa giderim’ Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükler basına yansıdığında, size “Mahkeme talep ederse gider misiniz?” diye sormuştum. O zaman, “Zamanı geldiğinde düşünürüz” demiştiniz. Bugün mahkeme talep ederse tavrınız ne olur? - Ben faydalılık prensibine göre hareket ederim. Hukuka bir faydası olacaksa diye bakarım. Hukuka saygı duyarım. Hukuk çağırırsa o zaman icabet etmek gerekir, diye düşünürüm. Sanık veya tanık olarak mahkeme çağırırsa herhalde “gitmem” denilemez. Ben her zaman kanun ve nizamlara bakarım. Ne diyorsa öyle hareket ederim. Kanunlara saygımı bilirsiniz. Tabii Genelkurmay’ın hukukçularına danışırım. Çünkü o zaman Genelkurmay Başkanı’ydım. Avukatlarıma, hukukçulara danışırım. Dediğim gibi, hukuka yardımcı olacaksa gider konuşurum. Sanık veya tanık olarak, fark etmez. Ama bugün gazete veya internet haberleri üzerine konuşmam doğru olmaz. Mahkeme sefahati sürüyor, menfi veya müspet etkilemek istemem, bu doğru olmaz. Büyükanıt: Hukuka karşı ‘gitmem’ deme lüksü yok Balbay’a ait olduğu öne sürülen günlüklerde adı geçenlerden biri de bir önceki Genelkurmay Başkanı, emekli Org. Yaşar Büyükanıt. Büyükanıt Paşa’yla da dün konuştum. Çok üzgün olduğunu vurguladıktan sonra, günlüklerde adının geçtiği konularla ilgili olarak şu bilgileri verdi: ‘Genç Subaylar’ haberi “Benim adım, Sayın Balbay’ın Genç Subaylar rahatsız haberiyle ilgili olan yerde geçiyor. Evet. Bu haber çıkınca Sayın Balbay’ı çağırdım ve konuştum. Bu haberin çok tehlikeli bir yaklaşım olduğunu söyledim. TSK’ya zarar verdiğini söyledim. Yanlış olduğunu söyledim. Nitekim bu haberi bir basın toplantısıyla yalanladık, biliyorsunuz.” Gak guk İngilizcesi “Bir yerde benim Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ün İngilizcesi için gak guk İngilizcesi söylediğim yazılmış. Çok üzüldüm. Çok içerledim. Böyle bir şey söylemedim. Ben Sayın Cumhurbaşkanı’nı Dışişleri Bakanlığı’ndan, Başbakanlığından tanırım. Ama hiç İngilizce konuşurken tanık olmadım. Hiç öyle bir ortamda bulunmadım. Sayın Cumhurbaşkanı’na niye böyle bir saygısızlık yapayım? Bizim seviyemize gelmiş insanlar böyle konuşur mu? Çok çirkin şeyler. Buna çok üzüldüm.” “Bir yerde de benim ‘Bu medyayla darbe yapılır mı?’ diye sorduğum yazılmış. Çok üzüldüm. Bunlar çirkin sözler. Kabul etmiyorum. Ben hiçbir yerde böyle bir şey söylemedim.” ‘Gizli görüşme yapmadım’ “Bir yerde de o zamanki komutanımızın (Org. Hilmi Özkök) gizli gizli bazı buluşmalar yaptığı öne sürülmüş. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı. Ben komutanımızı teğmenliğinden beri tanırım. Öyle bir şey hiç olmadı.“ “Benim çalışma tarzımı bilirsiniz. Her zaman açık çalıştım. 12 Nisan’da, bildiğiniz gibi, basına ifade ettim. Böyle bir bilgi ve belge Genelkurmay’da yok dedim. Böyle gerçek olmayan şeylerle mücadele etmek beni çok üzüyor. Kim yapmış, kim ne demiş, nereden bilebilirim? Ben hiç öyle ortamlarda bulunmadım. Ülkem için çok üzüldüm.” ‘Hukuka uyarım’ Büyükanıt Paşa, mahkemenin davet etmesi halinde tutumunun ne olacağına ilişkin soruma ise şu karşılığı verdi: “Hukuk işliyor. Hukuk neyse gereği yapılır. Ben şu hukuka uyarım, bu hukuka uyarım diye bir şey yok. Mahkeme çağırırsa ‘gitmem’ deme lüksü yok. Hukuk çağırırsa giderim, doğru neyse onu söylerim.”