CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 18 yıl önce kullandığı sözleri hatırlatarak, "Millet kirasını ödeyemiyor, yandım Allah diye bağırıyor" diyordu, artık millet kendini yakıyor, damatın çokomelli beyanları güldürmüyor" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Faik Öztrak, düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Öztrak, ekonomi, İdlib'deki gelişmeler, Osman Kavala'nın tutukluluğu ve Türkiye'nin dış politikası hakkında birçok konuyu ele aldı.
Öztrak'ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Vatandaşın pazardaki fiyatlarla ilgili neler dediğini bir duysunlar. Millet meydanlarda açız açız diye bağırıyor diyordu Erdoğan 18 yıl önce. Artık sadece meydanlarda değil TBMM önünde, kendi grup toplantılarında bile bağırıyor millet. Erdoğan bu feryatlara aldırmıyor bile. 18 yıl önce içlendikleri sesleri şimdi duymaz oldular, milleti unuttular. Nereden nereye…
Bu ülke çok kötü yönetildi, savruldu. Vatandaş evinin kirasını ödeyemiyor, yandım Allah diye bağırıyor diyordu Erdoğan 18 yıl önce. Millet artık direkt doğrudan kendini yakıyor. Bunları görmek için göz lazım. Damadın çokomelli beyanları bile artık milleti güldürmüyor. Kayınpeder damadın gazına gelip vatandaşın geleceğe güveni artıyor diyor, diğer taraftan bir öğretmenimiz hayatına son veriyor. Antalya’da bir işçimiz 26 bin liralık borcunu ödeyemediği için intihar ediyor. Ama saraya göre vatandaşın umudu artıyor.”
“Osman Kavala 840 gün uyduruk bir suçlamadan tutuklu kaldıktan sonra beraat edildi. Tahliye olduğu gün uyduruk bir suçlamadan tekrar tutuklandı. Özellikle AK Parti genel başkanının “manevra” açıklamasını yapması rejimin ucubeliğinin tüm dünyaya bir kez daha teşhiri oldu. Beraat kararı veren hakimlere soruşturma açılması ise yargı bağımsızlığı açısından gerçekten bir felaket oldu. Bu anlayışla devletimiz çöldeki kabile devletleriyle aynı seviyeye indirilmiştir.”
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İdlib'de tam olarak ne yaşandığını bilmesi en doğal hakkı. Bunu Rus kaynaklarından değil devletimizden öğrenmek istiyoruz. Orada şehit olan bizim askerlerimiz. Millet olarak gerçeği bilmek istiyoruz. Türkiye Suriye'ye savaş ilan etti mi etmedi mi? Savaş ilan etmediysek neden bu kadar şehit haberi geliyor?” Liyakatin olmadığı yerde felaket olduğunu ifade etmiştik. İdlib’den gelen şehit haberleri felaket zincirine eklenen yeni halka oldu."
“Hava saldırısını kim yaptı? Bu uçaklar kimin, nereden geldi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İdlib’de tam olarak ne yaşandığını bilmesi en doğal hakkı. Bunu Rus kaynaklarından değil devletimizden öğrenmek istiyoruz. Orada şehit olan bizim askerlerimiz. Millet olarak gerçeği bilmek istiyoruz. Türkiye Suriye’ye savaş ilan etti mi etmedi mi? Savaş ilan etmediysek neden bu kadar şehit haberi geliyor? Askerlerimiz sahada kalkan mı yapılıyor? Hava hakimiyeti sağlanmadan askeri birliğin sahaya neden sürüldüğünü soruyoruz. Mehmetçiğimizin canı bu kadar mı ucuz? Neden güvenlikleri düşünülmüyor?”
“Daha geçen yıl Rusya’dan S400leri almak için ABD’ye rest çekmedik mi? S-400 alacağız diye F-35lerden vazgeçmedik mi? Ekonomik yaptırım tehditlerine maruz kalmadık mı? Vatandaşın cebinden hem S400’ler için hem de F-35’ler için 4 milyar dolar çıktı. Şu an elimizde askerimizi koruyacak ne S-400 ne F-35 ne Patriotumuz var. Tüm bu yaşadıklarımızın adı düpedüz beceriksizliktir. Akıl tutulmasıdır. Rusya’ya 2016’dan bu yana vermedik taviz bırakmadılar. Ruslar boruları bizim topraklara döşedi, indirimi Bulgarlara verdi. Akkuyu Nükleer Santrali ile ülkemizi Rusya’ya uzun yıllar bağımlı hale getirdiler. Rusya’ya pek çok alanda bağımlıyız. Suriye’nin stratejik limanlarını Ruslar, petrolünü ABD’liler kapattı. Bize de 4 milyon Suriyeliye bakmak düştü.”