Steven Brocklehurst - BBC İskoçya
1989 yılında Peter McAleese adında bir İskoç'un liderliğindeki bir grup kiralık asker, dünyanın en tehlikeli adamını öldürme talimatıyla onun "suç imparatorluğuna" yollandı.
Kolombiya'daki Medellin uyuşturucu kartelinin lideri Pablo Escobar, aynı zamanda dünyanın gelmiş geçmiş en zengin haydutlarından biriydi.
Dünyanın en büyük kokain üreticisi ve dağıtımcısıydı ve o yıllarda dünya kokain ticaretinin yüzde 80'ini kontrol ediyordu.
İngiltere ordusunun özel komando birliği SAS'ın eski bir mensubu olan McAleese ise, Escobar'ı yok etmesi için rakip uyuşturucu karteli tarafından kiralanmıştı.
İşte "Escobar'ı öldürmek" (Killing Escobar) adlı yeni bir belgeselde, bu suikast girişimi ve arkasındaki adamın hikayesi anlatılıyor.
Film yapımcısı David Whitney, 1942 Glasgow doğumlu Peter McAleese'in, "iç çalkantıları" olan karmaşık bir kişilik olduğunu söylüyor.
Glasgow'un hemen çeperindeki Riddrie'de, "gayet sert ve vahşi bir adam" olan babasının da yattığı meşum Barlinnie hapishanesinin yakınlarında büyüyen ve şu anda 78 yaşında olan McAleese, belgeselde, "Orduda öldürme eğitimi aldım ama savaşma içgüdülerim Glasgow'dan gelir" diyor.
17 yaşında evden ayrılan McAleese, içindeki saldırgan güdüleri kontrol edebilmek için orduya yazıldığını ve 22. özel komando birliği SAS'e alındığını anlatıyor.
1969'da ordudan ayrılmadan önceki en ağır savaş deneyimini SAS mensubu olarak katıldığı Borneo adasının ormanlarındaki çatışmalarda yaşadığını söylüyor.
McAleese, ordudan ayrıldıktan sonra bir türlü hiçbir şeye uyum sağlayamadığından sürekli iş değiştirmiş.
Kendini kaybolmuş hissettiğini ve içindeki saldırgan-savaşçı duyguları kontrol edemez hale geldiğini, sevgilisine şiddet uyguladığı için hapse atıldığını anlatıyor.
Hapisten çıktığında McAleese, askerlikten duyduğu heyecanın bir benzerini bulma çabasına giriyor ve paralı asker olarak Angola, Rodezya (bugünkü Zimbabwe) ve Güney Afrika'daki iç savaşlar ve çatışmalara katılıyor.
1976'da Angola'da Dave Tomkins ile tanışıyor. Tomkins aslen asker olmasa da, bu tür anlaşmalar yapacak ve silah sağlayacak ilişkilere sahip biri.
İkili yakın arkadaş oluyor ve McAleese'e, Escobar'a suikast teklifini Tomkins getirdi.
Suikasti planlayan Kolombiya'da Medellin kartelinin rakibi olan Cali kartelinden Jorge Salcedo, Tomkins ile temasa geçerek bir ekip oluşturmasını istemişti.
Tomkins'in aklına gelen ilk isim McAleese oldu.
McAleese "Gereken tecrübeye sahip olmayan birine Escobar'a suikast teklifi yapılmaz" diyor ve sürdürüyor.
"Onu öldürme konusunda hiçbir sıkıntım yoktu. Buna hiçbir zaman cinayet gözüyle bakmadım. Benim için bir hedefti."
Cali karteli Escobar'ın, lüks çiftlik evi Hacienda Napoles'teyken öldürülebileceğinden emindi.
Burası içinde, dünyanın dört bir yanından hayvanların getirtildiği bir hayvanat bahçesi, Escobar'ın antik otomobil koleksiyonu, özel havaalanı ve hatta boğa güreşi arenası olan dev bir çiftlikti.
Tomkins daha önce birlikte çalışmış olduğu ya da kendisine tavsiye edilenlerden oluşan, 12 kişilik bir paralı askerden timi oluşturdu.
McAleese, keşif için çiftliğin üzerinde uçuşlar yaptı ve suikastin mümkün olduğuna kanaat getirdi.
Suikast timi Cali kartelinden Jorge Salcedo'nun yardımıyla ülkeye girdi ve bütün masrafları karşılandı.
Timin her bir mensubu ayda 5 bin dolar maaş alırken, Tomkins ise günde 1000 dolar alıyordu.
Belgeselde, Tomkins tarafından çekilen, paralı askerlerin tomar tomar paralarla görüldüğü video kayıtları da bulunuyor.
Suikast timi önce Cali kentinde kaldı, ama dikkat çekmeleri tehlikesi yüzünden buradan bir çiftlik evine çekildiler.
McAleese "Her şey Noel gibi mükemmeldi. Her türlü silah ihtiyacımız da tamamdı" diye o günleri anlatıyor.
Kiralık askerler sıkı bir eğitime girdi fakat hedefin ne olduğunu sadece Tomkins ve McAleese biliyordu.
Eğitim sürecindeyken timden bir kişi ayrılmak istedi ve bu kişi hikayesini gazetelere sattı. Ancak operasyonun ayrıntılarını ve isimleri vermedi.
Saldırı günü yaklaşırken, tim, silahlarını ve bombalarını kimse farketmeden kullanabilmek için ormanlık bölgeye geçti.
Saldırı planına göre, kiralık askerleri Escobar'ın çiftlik evine iki helikopter götürecekti. Burada Escobar'ın dev güvenlik ordusunu çatışarak safdışı edecek ve uyuşturucu baronunu öldürecek, kesik başını alıp döneceklerdi.
İçerdeki bir muhbirlerinden Escobar'ın Hacienda Napoles'e gittiğini öğrenince yola çıktılar. Fakat saldırı gerçekleşemedi.
McAleese ve Tomkins'in olduğu helikopter And dağları üzerinde alçak uçuş yaparken düştü ve pilot hayatını kaybetti.
Timin geri kalanı canını kurtardı fakat McAleese çok ağır yaralandı.
Yürüyemediği için üç gün sonra kurtarılıncaya kadar acılar içerisinde kaza bölgesinde yattı.
Escobar ise saldırı planından haberdar olarak, düşen helikopterden sağ kurtulan kiralık askerleri bulmak için adamlarını yolladı.
McAleese "Pablo beni yakalasaydı çok uzun ve acılı bir ölümüm olacaktı" diyor.
Ama kurtulmayı başardı ve acılar içerisinde kurtarılmayı beklediği sırada tanrıya ettiği yeminlere sadık kaldı.
"Pislik, aşağılık, berbat bir adamdım" diyen McAleese, orada yatarken değişmesi gerektiğini anladığını söylüyor.
Ama pişmanlığının sebebi içine girdiği savaşlar ve çatışmalar ve şiddet değil. O kötü bir eş ve kötü bir baba olduğunu düşünüyor.
McAleese şimdi 78 yaşında ve gençlik yıllarında bulamadığı huzuru şimdi bulmuş olduğunu söylüyor.
Pablo Escobar ise 1993 yılında kanun kaçağı olduğu bir sırada, Kolombiya polisi tarafından düzenlenen bir operasyonda öldürüldü.
"Escobar'ı öldürmek" isimli belgesel İngiltere sinemalarında 12 Mart'dan itibaren gösterime giriyor.