Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Tarık Azizuddin, Pakistan'ın nükleer silahları konusunda "Biz nükleer silahlarımızı süpermarket raflarında tutmuyoruz ve Taliban bizim nükleer silahlarımızı ele geçiremez" dedi. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun Ankara'daki binasında "Pakistan'daki Son Gelişmeler ve Bölgesel Dinamikler" konulu bir oturuma katılan Azizuddin, Taliban güçlerinin İslamabad'a 60 mil yaklaştığı ve Pakistan'ın nükleer silahlarının Taliban militanlarının eline geçeceği yönünde uluslararası medyada yer alan iddialarla ilgili olarak, "Biz nükleer silahlarımızı süpermarket raflarında tutmuyoruz ve Taliban bizim nükleer silahlarımızı ele geçiremez. Taliban, İslamabad'dan 60 mil uzaklıkta değil ve şu anda daha da uzaklaştırılmışlardır. Ağır kayıplar vermektedirler. Biz onların liderlerini ve finans kaynaklarını yakalayıp, silah kaynaklarını kurutacağız. Yakın zamanda sonuç çıkmayabilir, ancak mutlaka sonuca ulaşacağız" diye konuştu. Tüm dünyanın gözlerini Pakistan'a çevirdiğini belirten Büyükelçi, Afganistan'da son 20 yılda yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdikten sonra Pakistan ve Afganistan arasındaki 2500 kilometrelik sınır nedeniyle Afganistan'da doğan problemlerin Pakistan'a sıçradığını ifade etti. Bugün Pakistan'ın elinde bulunan nükleer kapasite konusunda endişe duyanların birkaç yıl önce de Irak'ın elindeki nükleer silahlardan endişe duyduklarını hatırlatan Azizuddin, Afganistan'a sınırı olan İran'a dikkat çekerek, şunları kaydetti: "İran, Afganistan'da dil, mezhep, kültür ve din sebeplerinden dolayı kendini taraf olarak görüyor. İran nükleer programı nedeniyle kendisini Batı tarafından baskı altında hissetmektedir. İran, Irak, İran Körfezi ve Afganistan'daki ABD ordusu nedeniyle tamamen kuşatılmış hissetmektedir. İran kendi güvenliğini sağlamak için şeytanla işbirliği dahil, her şeyi yapacaktır. Bu durumda şeytan ise Taliban'dır." "Taliban tamamen Rus yapımı yeni silahlar kullanmaktadır. Taliban ağır silahlar kullanmadığı için bu silahların temini kolaydır ve sınır bölgelerinden kolayca geçirilmektedir" diyen Büyükelçi, "Burada sorulması gereken hangi ülkenin sınırının bu silahların geçişi için kullanıldığıdır. Taliban'ın, ABD ve koalisyon güçleriyle mücadele etmek için milyonlarca dolara ihtiyacı vardır ve bu paralar Afganistan'a sınırı olmayan ülkeler tarafından sağlanmaktadır" ifadesini kullandı. "Afganistan ekonomisinin yüzde 30'dan fazlası uyuşturucu kaçakçılığından gelen paradan dönmekte" Uluslararası uyuşturucu ticareti konusuna da değinen Azizuddin, Afganistan'da bolca bulunan esrar ve eroinin batı ülkelerine kaçırıldığını, burada üretilen eroinden komşu ülkelerin hepsinin belli ölçülerde etkilendiğini belirterek, şöyle devam etti: "Afganistan'a komşu ülkelerde yaşayan gençler arasında uyuşturucu bağımlılığı ve suç artmıştır. 1996 ile 2001 yılları arasında Taliban yönetimindeki Afganistan'da esrar üretimi sıfırlanmış ve eroin ticareti tamamen engellenmişti. Raporlara göre bugün yeniden düzenlenmiş Afganistan ekonomisinin yüzde 30'dan fazlası uyuşturucu kaçakçılığından gelen paradan dönmekte ve dünya üzerinde ticareti yapılan eroinin yüzde 95'i Afganistan'da üretilmektedir. Sadece Pakistan'da 4,5 milyon eroin bağımlısı vardır." "ABD, Afgan ulusal ordusu için kişi başına 100 dolar öderken, Taliban 250 dolar ödemektedir" ABD'nin müttefik kuvvetlerle birlikte Taliban'ın El Kaide'yi koruduğu gerekçesiyle 2001 yılında Afganistan'ı işgal ettiğini hatırlatan Büyükelçi, şunları söyledi: "Bugün 45 bin ABD askeriyle birlikte 38 bin NATO askerine 21 bin ABD askeri daha eklenmek istenmektedir. Ayrıca Afgan ulusal ordusuna mensup 80 bin ve Afgan polisinin oluşturduğu 80 bin kişi de buna ilave edilebilir. Ordu ve polis için öngörülen sayı çok daha yüksek olmasına rağmen ABD tarafından eğitilen bu kişilerin ordudan kaçarak Taliban arasına katıldığı iddia edilmektedir. Dolayısıyla ABD daha çok Taliban yetiştirmektedir. Raporlara göre ABD, Afgan ulusal ordusu için kişi başına 100 dolar öderken, Taliban 250 dolar ödemektedir." ABD'nin bölgede varlığını koruyabilmek ve Taliban ile mücadele edebilmek için milyarlarca dolar harcadığını kaydeden Azizuddin, Taliban'ın kaynaklarının ne olduğunun, Taliban'a silah ve mühimmatı kimin temin ettiğinin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, bu silah ve mühimmatın limitsiz gibi gözüktüğünü, ancak olayın taraflarının bunu basit bir açıklamayla silahların uyuşturucudan gelen parayla temin edildiği şeklinde açıklamaya çalıştığını ifade etti. Pakistan'ın Afganistan'da gelişen olaylardan en fazla etkilenen ülke olduğunu anlatan Büyükelçi, son bir yıl içinde Pakistan ordusunun verdiği kayıplarla ABD ve müttefiklerinin kayıplarını kıyaslamanın bile olayın nerede gerçekleştiği konusunda bilgi vereceğini belirterek, "Pakistan yerlerinden edilmiş 1,2 milyon kişi dolayısıyla etkilenmiştir. Ekonomisi küçülmüş, Pakistan ordusu militanlara karşı mücadelede etkilenmiş ve uluslararası bazı raporlarda Pakistan'ın parçalanacağının yer alması dolayısıyla bu olaylardan etkilenmiştir" diye konuştu. Dünyada yerlerinden edilmiş en fazla nüfusa sahip ülkenin Pakistan olduğunu ve ülkesinin bu sorunla mücadele için elinden geleni yaptığını kaydeden Azizuddin, uluslararası camiadan yardım talebinde bulundu. Büyükelçi, geçen hafta içinde yapılan toplantıda aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerin Pakistan'a yardım etme beyanında bulunduklarını ve bu toplantının sonucunda 600 ile 800 milyon dolar arasında bir taahhüt verildiğini anlattı. Pakistan'a yeni bir Ziya-ül Hak aranıp aranmadığıyla ilgili bir soru üzerine Büyükelçi, Ziya-ül Hak'ın tarih olduğunu söyledi. Pakistan'ın Usame Bin Ladin'i yakalayıp ABD'ye teslim ettiği ve ABD'nin Ladin'i serbest bıraktığı yönündeki iddiaların sorulduğu Büyükelçi, bunun gerçeği yansıtmadığını, ancak daha önce Pakistan'ın ABD'ye Ladin'in nerede olabileceği yönünde bilgi verdiğini belirtti. "NATO raporlarına göre 25 bin ila 30 bin kişi ordudan kaçmıştır" ABD'nin eğittiği Afgan ulusal ordusundan kaçarak Taliban'a katılanlarla ilgili herhangi bir sayı verip veremeyeceğiyle ilgili bir soru üzerine de Azizüddin, "NATO raporlarına göre 25 bin ila 30 bin kişi ordudan kaçmıştır, ancak bunların Taliban'a katılıp katılmadığı tam olarak bilemiyoruz" dedi. Sovyetler Birliği döneminde Afganistan'daki militanların ABD ve müttefikleri tarafından desteklendiğini, fakat bugün militanların kim tarafından desteklendiğinin sorulması üzerine Büyükelçi, bu soruya cevap vermek için kesin delillerin olması gerektiğini, kendisinin istihbarat veya asker olmadığını, ancak diplomatik tecrübeleriyle parçaları birleştirdiğinde bazı sonuçlara vardığını belirterek, "Bir gerçek var ki Taliban'ın kullandığı silahlar Rus yapımı silahlardır. Ayrıca bazı Taliban militanlarının ABD yapımı silahlar kullandığını dün gazetede okuduğumda şoke oldum. Kabil'deki ABD yetkilileri, bu silahların Afgan ordusuna mensup bazı kişiler tarafından satılmış olabileceğini açıkladı" dedi.