Pala Tayyip derler onun namına vay vay!

Pala Tayyip derler onun namına vay vay!
Başbakan Recep Tayyip Erdogan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e sert çıkışı internette mizah malzemesi haline geldi. Erdoğan'a 'Pala Tayyip' şarkısı - VİDEODaha önce de eski konuşmalarından yapılan klipler internette yayımlanan Başbakan’ın yeni klibinde, İbrahim Tatlıses’in Pala Recep türküsünden esinlenilmiş. Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, Erdoğan’ın yeni klibini bugün köşesine taşıdı. İşte Can Dündar’ın bugünkü yazısının tamamı ve ‘Pala Tayyip’ türküsünün sözleri. Kirli çamaşır ve porno kaset sezonu açıldı Levent Kırca önceki gece NTV’deki “Canlı Gaste”nin stüdyosuna elinde bir dosyayla geldi. Üsküdar’da DSP’den belediye başkanı adayı ya... Herkesten önce kirli çamaşırlarını kendisi açıklamak istemişti. Dosyayı açtı. İçinden bir don çıktı. “Bu benim donum” dedi: “Aslında beyazdı, kirlenince gri oldu. Başkası çıkaracağına kendim ortaya çıkarayım dedim.” “Ayrıca bir de boş kaset aldım; onu da kendim dolduracağım” diye ekledi. Siyasete girmiş bir komedi ustasının kara mizah şaheseriydi. Kasetli muhalefet Siyaset, kaset işini Unkapanı’nın elinden alalı çok oldu. Salgın, 28 Şubat döneminde, Refahyol’u devirmeye yönelik seferberlik sürecinde başladı. Medyaya bir anda şeyhlerle manitalarını gösteren skandal kasetler, ses kayıtları yağdı. Bir psikolojik harp havası vardı. Kamuoyu, adeta müdahaleye hazırlandı. Sonra Fethullah Hoca kasetleri başladı. 2002 seçimi öncesinde Tayyip Erdoğan’ın eski miting kasetleri çıktı piyasaya... ve listelerde hızla yükseldi. Ancak seçimden sonra iktidar el değiştirince kaset firmaları da yön değiştirdi. Bu kez, daha önce kasetli davalar açan savcı Nuh Mete Yüksel kaset mağduru oldu. Kaset piyasası epeydir durgundu. Nihayet seçim yaklaşınca yeniden kasalar açıldı; kasetler ortalığa saçıldı. Ülkesini mi, sevgilisini mi? Keçiören’in 15 yıllık Belediye Başkanı Turgut Altınok’un kaseti, aslında Ankaralıların 10 yıldır duyageldiği, hatta kimi sahnelerini kulaktan kulağa fısıldadığı bir kaset... Biliyorsunuz, popçular için bir kasetin çıkması önemliyken, politikacılar için çıkmaması önemli... Kasada saklanan kaset, durduğu yerde, her seçimde biraz daha değer kazanıyor. Pazarlıklar “kaseti kasada tutma” vaadi üzerinden yapılıyor. Siyasetçiler de “Seksi kasetim çıkacağına siyasi cesedim çıksın” anlayışıyla bu şantaja boyun eğiyor. Yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmış başkanlar yerinde otururken, arsızlık iddialarına muhatap olanların panik halinde istifa etmesi, siyasetin ahlaki öncelikler sıralamasını da göstermiyor mu? Oysa Amerikan Başkanı Kennedy’nin zamparalığını değerlendiren Shirley MacLaine ne demişti: “Ülkesi yerine sevgilisini beceren başkanı yeğlerim.” ‘Pala Tayyip’ monşer avında 7 yıl önce eski konuşmalarından re-mix’ler yapılan Erdoğan’ın ne zamandır “Best-of”u çıkmıyor piyasaya... Rüzgâr döndü ya; bunların yerine muhaliflerinin dinleme bantları geliyor ekranlarda... Başbakan’a ise güzelleme yazılıyor daha çok... Yazımızı daha yeni internete düşen, muhafazakâr mizahçıların “Davos methiyesi” ya da “monşer taşlaması” niteliğindeki “Pala Tayyip” türküsünün sözleriyle bitirelim. Başbakan’ın yeni kasetini “Pala Remzi” ritmiyle okuyunuz ve siyasette en çok dinlenen kasetlerin seçimden seçime nasıl değiştiğine dikkat buyurunuz: “Tekbir aldım çıktım monşer avına/ Önasya’dan geldim Davos çayına/ Tüm lobiler bir yiğide yüklenir Kasımpaşalı derler onun namına/ Vay vay.. Tayyip... Alem Tayyip’ten razı... Sordum namın verdiler/ Recep Tayip dediler Kendisi monşer değil/ hamasidir dediler Tayyip monşerlere posta koyarmış/ Havaalanında halk karşılarmış/ Davos’ta tam saha Peres yaparmış/ Davos fatihi derler onun namına/ Vay vay... Tayip... Alem Tayyip’ten razı...”