T24 - Başbakan Erdoğan'ın 'roman buluşması'nda 'Parasız eğitim istiyoruz' yazılı pankart açan Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz, yapılan sert müdahalelerle yaka paça gözaltına alındıktan sonra tutuklandılar. Annesiyle görüşmesi sırasında 7 aydır tutuklu olmasına isyan eden, Ferhat: Anne sesimi duyur, pankart açtığım için burdayım' dedi Anne: Oğlum gibi ben de hapisim. Adam vurmadı, hırsızlık yapmadı. Tüm öğrencilerin hakkı olan parasız eğitimi istedi. Benim yavrum haksızlığa uğradı. Özgür bırakılsın. Cumhurbaşkanına, Başbakana,YÖK Başkanına anne feryadıyla sesleniyorum. Bu haksızlığa dur deyin.” dedi. Radikal gazetesinın bugün yayınlanan haberi şöyle: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘demokratik açılım’ buluşmaları çerçevesinde geçen 14 Mart’ta İstanbul’daki Abdi İpekçi Spor Salonu’nda Türkiye’nin dört bir yanından gelen Roman vatandaşlara hitap etti. Romanların yaşadığı sorunları, karşılaştıkları ayrımcılık ve hak ihlalerinden bahseden Başbakan demokratik halklara vurgu yapıyor hoşgörüden bahsediyordu. Tam da bu sırada Gençlik Federasyonu üyesi iki üniversite öğrencisi ‘Parasız eğitim istiyoruz’ yazılı pankart açtı. Salondaki güvenlik görevlileri tarafından karga tulumba gözaltına alınan üniversiteli gençler Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer tam yedi aydır tutuklu. Üstelik örgüt üyeliği ile suçlanıyorlar ve 6 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Delillerden delil beğen Örgüt üyeliğinin dellileri ise traji komik. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre yasa dışı DHKP-C örgütü Eylül 2009’dan itibaren ‘Amerika defol, bu vatan bizim, Dev-Genç’ adıyla eylemler başlattmıştı. Savcılık ‘DHKP-C’nin yasal uzantısı’ olarak nitelediği Gençlik Federasyonu’nun ‘Eğitim harçlarının kaldırılması, katkı paylarının alınmaması ve parasız eğitim’ talepleriyle eylemler yaptığını tespit etmişti!Başbakan’ın konuşması sırasındaki eylem de bunların bir uzantısıydı. İddianameye göre yasadışı örgüt üyeliğine kanıt eylemlerse şöyleydi: Burger King’e ‘İncirlik Üssü Kapatılsın’ pankartı asmak, Edirne’deki linç girişimlerini, ‘Hayata Dönüş’ operasyonunu, NATO ve Dünya Bankasını protesto etmek, TEKEL işçilerine destek yürüyüşlerinde bulunmak. Davanın ilk duruşması 30 Eylül’de yapıldı. İki öğrenci tahliyesini talep etse de makeme tutukluluğun devamına karar verdi, duruşma 14 Aralık’a ertelendi. Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Makine Bölümü 2. sınıf öğrencisi Tüzer, cezaevinden sesini annesi aracılığıyla duyurmaya çalışıyor. Annesi Hayat Tüzer ise yaşadıkları haksızlığın feryadını herkesin duymasını istiyor: “Haftada bir gün 10 dakika telefon izni var. Bugün (önceki gün) konuştuk. Üçüncü kez gardiyanların şiddetine maruz kalmış oğlum. Arama yapan gardiyanlar ortalığı dağıtınca oğlum tepki göstermiş. Tedit etmişler ve tartaklamışlar. Daha önce de oldu aynı şeyler. Yan koğuştan bir tutklunun feryadını duyunca. ‘Ne yapıyorsunuz’ diye tepki göstermişti daha önce de. Gardiyalar girip dövmüşlerdi. Savcılığa şikayette bulunmuştum. Sağlığından endişe duyuyorm, belki de ben üzülmeyeyim diye daha fazlasını anlatmıyor.”
‘Su yok, kalorifer yanmıyor’ Oğlunun kaldığı bölümde suyun olmadığını ve kaloriferlerin yanmadığını belirten anne Hayat Tüzer, şöyle devam ediyor: “‘Anne sesimi duyur, pankart açtım’ diye burdayım dedi. Oğlum gibi bende hapisim. Oğlum ne yaptı? Tüm öğrencilerin hakkını istedi. İşin komik tarafı örgüt üyeliği ile suçlanıyor. Delil olarak gösterilen oğlumun katıldığı eylemler, insani değerleri yüksek herkesin katıldığı eylemler. Bu çocuklara yazık. Parasız eğitim istediği için Berna ve Ferhat hapiste. Benim çocuğum suçlu değil. Mahkemeyi beklemek istemiyorum. Yarından tezi yok bıraksınlar. Gençler geleceğimiz diyorlardı. Babamız işçi emeklisi, ben bulaşık yıkayarak oğlumu üniversitede okutmaya çalışıyorum. Birinci sınıfı zayıfsız geçti ama ikinci sınıf eğitimini alamıyor. Bir annenin dayanamayacağı bir duygu yaşıyorum, oğlum için ayakta durmaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanına, Başbakana,YÖK Başkanına anne feryadıyla sesleniyorum. Bu haksızlığa dur deyin.”
Başbakan Erdoğan ‘Bu topraklarda tek hoşgörülmeyen hoşgörüsüzlüktür’ derken... İstanbul’daki Abdi İpekçi Spor Salonu’nda geçen 14 Mart’ta yapılan ‘Roman Buluşması’nda üniversiteli iki genç ‘Parasız eğitim istiyoruz’ diye pankart açtıkları için salondaki görevliler tarafından yaka paça gözaltına alınerken kürsüdeki Başbakan Erdoğan, sevgi, kardeşlik ve hoşgörü mesajları veriyordu. Erdoğan kürsüden çiçek attığı Roman vatandaşlara şöyle seslenmişti: “Bizim ülkemiz, bizim topraklarımız, bizim medeniyetimiz, kaynağını ve ilhamını sevgiden alır. Hoşgörüden alır, bu topraklarda hoş görülmeyen yegane şey, hoşgörüsüzlüktür. Bu topraklar tarihin her döneminde mazlumlara, mağdurlara, yolda kalmışlara, itilmişlere, dışlanmışlara, yerinden yurdundan toprağından sürülmüşlere kucak açmış topraklardır.” Destek çıkana da gözaltı Ferhat Tüze ve Berna Yılmaz’a destek olmak isteyen arkadaşları da ya gözaltına alındı ya da baskı gördü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6 Ekim’de Yıldız Teknik Üniversitesi’nin açılışında konuşma yaparken bina dışında işletme birinci sınıf öğrencisi Kader Meşe ve makine mühendisliği birinci sınıf öğrencisi Mahir Bektaş ‘Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’a Özgürlük. Parasız eğitim istiyoruz, alacağız’ yazılı pankart açtı. Meşe ve Betaş Cumhurbaşkanlığı korumaları, özel güvenlik görevlileri ve sivil polisler tarafından karga tulumba polis araçlarına bindirildi ve Beşiktaş Polis Merkezi’ne götürüldü. Gençler akşam saatlerinde serbest bırakıldı; ancak haklarında Kabahatler Kanunu üzerinden işlem yapıldı ve kişi başına 140 TL de ceza kesildi. İki öğrencinin serbest bırakılması için yapılan eylemlerde de arkadaşları polis şiddetine maruz kaldı. 20 Nisan’da Kars Gençlik Derneği üyeleri ‘parasız Eğitim’ talebi için imza masası açtı ve Tüzer’le Yılmaz’a özgürlük istedi. Sekiz öğrenciyi polis gözaltına aldı. Aynı gün Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde aynı taleple yapılan eyleme katılan öğrenciler hakkında soruşturma başlatılırken, Malatya İnönü Üniversitesi’nde de ‘parasız eğitim istiyoruz’ yazalı afiş asan Sultan Gizem Duran gözaltına alındı.